Gazetecilik, fotoğrafçılık ve hukukçuluk
Fotoğraf: Envato
“Adaletin Olmadığı Yerde Direnmek Meşrudur!”
Bu yazı geçen hafta ÇHD ve Grup Yorum’la birlikte baskıya maruz kalanların uğradıkları hukuksuzluktan çıkmıştır. ÇHD Genel Başkanı Av.Selçuk Kozağaçlı, üniversiteye ders vermek için yurt dışından gelen bir profesör gibi Suriye’den geldi. Bu sistemin yargı, yasama ve yürütmesini gözümüze bir kez daha soktu. Hakiminden savcısına, Polisinden medyasına hukuk dersini verdi. Sonra tutuklanan avukatlarla birlikte Savunmayı ‘savunmaya’ gelen meslektaşlarıyla Adalet Sarayı’nda yaşanan adaletsizliği sarayın cilalarını dökerek gösterdiler. Böylece ÇHD’yi yaratan nedenler ve koşullar bir kez daha deklare edildi.
Artık herkesin fotoğraf/video çekip paylaştığı günleri yaşıyoruz. Ana akım medya hızla inandırıcılığını yitirmekte. Milyonlarca liralık ‘canlı’ yayın araçları, profesyonel fotoğrafçıları, olaylar ve haberler ‘cansız’ hale geldiklerinde yayına sokmak için çırpınıyorlar.
Ama herkesin ‘gönüllü halk muhabiri’ olduğu günlerdeyiz. Facebook ve twitter üzerinden anında ve değişik kaynaklardan olaylar ‘canlı’ olarak paylaşılıyor. Son başarılı örnek olarak ‘ÇHD ve Grup Yorum’ baskınları ve gözaltılar da herkesin nasıl muhabir olduğunu gördük. Polis, ana akım medyaya servis ettiği görüntülerle kendisiyle dalga geçilmesine bile neden oldu. Sergilenen hukuksuzluğun belgelerini ortaya saçtı. Sözde 11 kapı delinerek İdil Kültür Merkezine girilmiş. İçerde saymakla bitmeyecek yasadışı belge vs bulunmuş. Çok dehşetli teröristlermiş. Gazeteleri ve TV’leri canlı yayınlarını yapacaklarına, bas bas bunları gösterip halkı korkutmaya çalışıyorlarken, Bütün Grup Yorum üyeleri serbest bırakılıyordu. Kimse de çıkıp ‘eyyy emniyet! sen bu görüntüleri verip bize bunları izlettin de herkes serbest bırakılmış’ demiyor. Üstüne üstlük binlerce lira zarar ve ziyan da çabası. ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı adeta yargıya ve bu çok bilmiş medyaya hukuk dersi veriyor. “Madem basın aracılığıyla diyalog başlattılar herhalde sormak gerekir; Evvela neden siz konuşuyorsunuz? Savcınız nerede? Protestolara cevap vermek size mi düştü? Başınızda bu sözde hazırlık soruşturmasını idare eden kimse yok mu? Yoksa onun yemeğe gitmesini fırsat bilip bilgisayarını mı kullandınız? Siz kimsiniz de televizyon dizilerinde duyduğunuz “kozmik bilgi” “ajan” gibi safsatalarla yaptığınız işi gizleyeceğinize inanıyorsunuz?... Basına ukalalık edeceğinize, zaten ihlal edip durduğunuz gizlilik kararını kaldırın da herkes nerede ne bulduğunuzu görsün...” (Sosyal medyada tam metni bulup okuyabilirsiniz)
“Fotoğraf; faşizme giden yolun ustura ağzında duran bir silahtır; Sennur Sezer”
İktidarı elinde bulunduranlar sanmasınlar ki çok güçlüler. Bu durum geçicidir. Uyguladığınız her türlü baskı, şiddet, işkence ve sansür sizleri de yok eden, basiretsizliğinizi de ortaya koyan yol ve yönteme dönüşmektedir. Tarih bunun örnekleriyle doludur.
II.paylaşım savaşı olmasaydı, bu gün bir ‘Magnum Ajans’ olmayacaktı.
Magnum Photos, 1947 yılında, 2. Dünya Savaşı’nın ardından yaşanan belirsizlik ortamı içinde dört önemli fotoğrafçı tarafından kuruldu. Bu fotoğrafçılar, Henri Cartier-Bresson, Robert Capa, George Rodger ve David Seymour, savaştan doğrudan etkilenmiş isimlerdir. Robert Capa, savaş yüzünden ülkesini terk etmiş, Henri Cartier-Bresson Almanlara esir düşmüş, George Rodger Pasifik’te Japonlardan kaçmak için binlerce kilometre yürümüş, David “Chim” Seymour ise bir Yahudi olarak sürekli saklanmak zorunda kalmış ve toplama kamplarında ailesini kaybetmişti. Capa ve Seymour öncülüğünde kurulan ajans, kısa zamanda dünyanın en önemli ajanslarından biri haline geldi.
Amerikan emperyalizmine çanak tutan iktidarların anti demokratik uygulamalarına karşı çıkan öğrenciler ODTÜ’de Kommer’in arabasını yakarak kıvılcımı çaktılar, ülkede estirilen adaletsizlik ve hukuksuzluğa karşı Av.Halit Çelenk ve arkadaşlarının 1974’de ÇHD’yi kurmalarına yol açtı. Bu kurum 40 yıldır görevini bu bilinçle sürdürüyor.
2008 yılında yaşanan 1 Mayıs terörü redfotoğraf’ın doğmasına neden olmuştur. Saymakla bitmeyecek örnekleri çoğaltmak mümkündür...
- AFAD ve 13 kare fotoğraf ve sanat festivali 11 Aralık 2024 12:35
- Ekim Devrimi'nin 107. yılında fotoğraf 16 Ekim 2024 04:10
- Kültür yolları nereye çıkar? 09 Ekim 2024 04:20
- Yurttaş meclisleri 04 Eylül 2024 04:15
- 19 Ağustos 1839 21 Ağustos 2024 04:31
- Özgürlük ve sanat 14 Ağustos 2024 04:20
- Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi 31 Temmuz 2024 04:15
- Dayanışmaya çağrı 10 Temmuz 2024 04:29
- Tez büyür çocuklar mahkeme kapılarında 03 Temmuz 2024 04:15
- Fotoğraf endüstrisi gelişiyor, ya insanlık? 26 Haziran 2024 04:36
- Evrensel’in 29. yaş günü vesilesiyle… 19 Haziran 2024 04:15
- Bellek, hatırlama ve unutturmama… 22 Mayıs 2024 04:20