31 Ocak 2013 10:14

Muhalif fotoğrafçılara

Muhalif fotoğrafçılara

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Fotoğraf, icadından bu yana iktidarların en çok korktuğu alan olmuştur. Günümüzde gazetecilik fotoğrafçılıktan ayrı düşünülmemektedir. Her ne kadar teknolojideki gelişmeler herkesi fotoğrafçı yapsa da özel bir çalışma alanı olarak fotoğraf hâlâ geçerliliğini koruyor. Ana akım medya nerede bir haber varsa canlı yayın araçları ve profesyonel fotoğrafçılarıyla orada. Fakat yayınlamaya geldiğinde beklemeyi ya da kendi açılarına göre olayların gelişmesine göre yayınlamayı seçiyor. Fazla uzaklara gitmeden, Roboskî olayını 48 saat sonra verdiklerini, Diyarbakır’da düzenlenen 3 PKK’li kadının cenaze törenlerini 24 saat sonra, ÇHD ve Grup Yorum baskınlarını polis görüntüleri eşliğinde yayınladıklarına şahit olduk. Fakat sosyal medya ve muhalif medya anı anına ‘gönüllü halk muhabirleri’ ile haberleri paylaştı. Şöyle bir soru sorulabilir; Madem zamanında yayınlamayacaklar neden onca canlı yayın araçları ve profesyonel fotoğrafçılarla olay yerinde oluyorlar? Nedeni gayet basit. Kan vahşet ve terör arıyorlar. Bulamayınca yokmuş gibi davranıyorlar. Kimi otosansür kimi iktidardan icazet bekliyor. Onların varlık nedeni de böylece açığa çıkıyor.
Gelelim konumuza;
Belgesel fotoğraf yapmak isteyen gençler, konularını seçip çekimlere çıkıyorlar. Bazı arkadaşlar grev ve direnişleri projelerine almışlar. Ne olmuş? diyebilirsiniz. Fakat hiç de tamam olmuyor. Bu alanlarda çalışan fotoğrafçılar bazı kişilerce tehdit ediliyorlar. O kadar çiçek böcek manzara varken, devletin ve sermaye markalarının sosyal yardım projelerinde belgesel fotoğraf çalışması yapmak varken, sen kalk direnen, grev yapan hakkını almak isteyen işçinin belgeselini yap. Üstelik bu fotoğrafları sosyal medyada ve alternatif mecralarda yayınla. Daha büyük suç (!) ne olabilir. İktidarın koruyucu ve kollayıcıları da engellemeye çalışıyorlar. Bu durum adaletsizliğin ve hukuksuzluğun kanıtı değil de nedir? Tüm bu durumlara karşılık fotoğrafçılar inatla ve ısrarla çalışmalarını sürdürüyor ve sürdürecekler. Örneklersek KCK davasında tutuklanıp yargılamaları yapılan gazetecilere “Ulusal basından önce çatışmalar ve diğer haberleri yapmış olmanız örgütle ilişkinizi açıklamaktadır.”  şeklinde sorular yönlendirilmiştir. Bu sorudan ziyade tespit içeren bir cümledir. Cevabı çok basit olan soru. Çünkü onların ulusal dediği basın demin aktardığımız ve yalnızca emniyetin servis ettiği haberleri doğruluğunu dahi araştırmadan yayınlayan kurumlar haline dönüştürülmüştür. Bu soru özünde açık bir sansürün de ikrarıdır. Aynı zamanda  “HABER YAPMAYIN , GÖRÜNTÜ SUNMAYIN” şeklinde verilen gözdağıdır.
Belgesel çalışma yapan fotoğrafçılara öneriler:
Tanınmış bir fotoğrafçı değilseniz (Bazen oda işe yaramıyor ya neyse) işiniz zor demekle başlamam  gerekiyor. Bu gün bir Ara Güler, Ali Öz, Mehmet Özer, Ahmet Şık gibi arkadaşların çalışmalarına bakıp iç geçirip, ben de böyle fotoğraf çalışmaları yapmak istiyorum diyorsanız, İnatçı olmakla birlikte, bir takım alt yapı hazırlığından sonra işe başlamalısınız derim. Basın kartlarına güvenmeyin (Ana akım medya kartları hariç) unutmayın Metin Göktepe Evrensel muhabiri basın kartı olduğu için öldürülmüştü.
-Sınıflı bir toplumda yaşadığımızı, sözde demokrasinin varolduğunu, Hak-Hukuk ve Adalet gibi kavramların altının boşaltıldığını unutmadan işe başlayınız.
-Çekim yapacağınız alanla ilgili araştırma yapın, bilgi sahibi olun.
-Mutlaka size sahip çıkabilecek bir kurumla ilişkilenin. (Gazete, TV, siyasi parti, İHD, ÇHD. Gibi)
-Mümkün olduğunca yalnız başınıza dolaşmayın. (Kurt kapabilir:))
-Gazetecilerin yoğun olduğu yerlerde olun. Onlarla tanışın, güvendiğiniz gazetecilerin önerilerine kulak verin.
-Gittiğiniz yeri önceden tanıdıklarınıza haber verin ve haberleşme durumunda olun.
-Fotoğraflayacağınız kişi ve kişilerin güvenini kazanın. Rahat çalışırsınız.(Başınıza bir şey gelirse sahiplenirler de)
-Fotoğraflarınızı mümkün olduğunca paylaşın, bir kaç yedek alıp saklayın.
-Bireysel çalışmadan ziyade kolektif çalışmayı önemseyin.
-Elinizde fotoğraf makinesi var diye dokunulmaz olduğunuzu zannetmeyin. Fotoğraflarını çektiğiniz insanların hak ve hukuklarına saygılı olun. (Gerekirse bazı kareleri gözünüzle çekin.)
-Hiç bir zaman bir fotoğrafçı bir tanık olduğunuzu unutmayın. (Olayların sıcaklığında soğukkanlılığınızı kaybetmeyin.)
-Tüm bunlar size zor geldiyse boş verin. Daha tehlikesiz alanlarda konu bulun. (Bir çok arkadaşın yaptığı gibi) Ama her zaman bu alanlarda çalışan fotoğrafçıların varolacağını bilin.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa