05 Şubat 2013 09:50

Medya taburu

Medya taburu

Fotoğraf: Envato

Paylaş

“...Yalan dört nala gider, gerçek adım adım yürür.
Fakat gene de vaktinde yetişir...” Norveç Atasözü


Yasama, yürütme ve yargı…Dan sonra…Demokrasilerde dördüncü kuvvet medya…
Görüşü de… hikmetinden sual olunmaması istenen liberal dolmalardan…dır.
Yerseniz.
Güya: Toplum adına devlet gücünü denetlediği için medya, dördüncü kuvvet muamelesi görür… müş.
Oysa: Sadece…müş. Çünkü tanığız. Okur/izleyici/dinleyici olarak biliyoruz… ve bilmeliyiz ki:
Egemen sınıf-lar devletinin gücü adına toplumsal algı ve bilinci denetleme/oluşturma aygıtıdır, medya.
“Milli birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde…”
“Toplumun huzur ve refahına kast eden teröre meröre karşı…”
“Kritik” her an ve her zaman… Durumdan vazife çıkarır. Bunu bildiği için oradadır. Medyadır. Dördüncü kuvvettir. Manşeti döşer:
Korsakoff Taburu (Radikal, 2 Şubat 2013)
Onlarca korsakoffluyu hedefe yerleştirmekmiş…İnsan haklarıymış filan…Bunlar teneffüs saati mevzuları…
Şimdi hassas görev zamanı ve Radikal yalnız değil.
Ankara’da ABD elçiliğinde patlayan canlı bombayı (1 Şubat 2013), “kalem omza!” düdüğü olarak algılayan medya taburu harekete geçti. Bir gün sonra:
Vatan (Sürmanşet): Korsakoff bombası         
Akşam (Manşet altı): Yine hasta bombacı
Sabah (Manşet altı, resim altı başlığı): Hasta diye kullanıldı
Demek ki neymiş; korsakoff gibi amansız bir hastalığa yakalansa da… Terörist hiçbir insan hakkından yararlanmamalı… Bu tür durumlarda onlara sahip çıkmayın… Aksi halde…  
İslamcı medya da bu üflenen çizgideydi tabii. Ama bir farkla…
Şark kurnazlığı yaptı. Bir taşla iki kuş vurma hesabıyla Cumhurbaşkanı A. N. Sezer’e intikam çakışındaydı. Onun üstünden manşetledi:
Bugün (Manşet): Canlı bombayı Sezer affetmiş
Abisi Zaman ise manşet altındaki fotoğraf altında:.. Sezer’in affıyla çıktı
Yeni Şafak (Manşet altı, fotoğraf başlığı): Sezer affıyla çıktı
Star (Manşet altı, ikinci başlık): Sezer affıyla tahliye olmuş
 Vay Sezer vay!
Nasıl ama!
Teröristi affeden Sezer de payını alması için biz kamuoyunun önüne atılır.
Atıl kurt! Da…
Bu bilgi de yanlışmış: “Adli Tıp Kurumu, 2001 yılında…korsakoff sendromu görülen hastaların yaşamlarını tek başlarına sürdüremeyeceklerine ve hayati tehlike bulunduğuna dair rapor verdi… Raporu değerlendiren Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesi… (Eylemci Şanlı dahil) 46 kişinin infazının 6 ay ertelenmesine karar verdi…(Sürenin bitiminde ise Şanlı’dan haber alınamadı.)” (Milliyet, 3 Şubat 2013)
Yani ortada Sezer’in affı da yokmuş.
FIRSATI GANİMET SAYDILAR
Kindar medya böyle yapar da demokrasimizin diğer kurumları armut mu toplar!
Misal.
Saldırının hemen ardından İstanbul Başsavcısı’nın tutuklu avukatlarla ilgili yaptığı basın açıklaması, kaba bir psikolojik savaş tiradıydı.
Başsavcı, fırsatı yakaladığını düşündü galiba… Saldırının kimliği ile ÇHD’li tutuklu avukatları eşitleme yoluna gitti. Böylece usulsüz arama ve tutuklamaları meşrulaştırmaya çalıştı.
Bilhassa dış kamuoyundan yükselen eleştirileri savuşturma gayretiyle…
Ya Başbakan!
Başsavcı gibiydi:
“Türkiye’de dışarıda avukatım diye gezenler kalkıp onlara sahiplenme içerisine giriyor.”
Ve daha fazlasıydı:
“Şu anda ‘basın mensupları içeride’ diyorlar. Bu kişilerin çoğu DHKP/C’lidir... Bugünkü canlı bombanın cebinden bir tane basın kartı çıksa onun için de ‘basın mensubuydu’ diyecekler.”  (Fatih Altaylı’yla Teke Tek, 1 Şubat 2013)
Evet, bütün kurum ve kurallarıyla ‘Goebbels’ler görevde.
Aklınıza, ferasetinize mukayyet olun!


20 YILLIK SIRRIN FOTOĞRAFI

Radikal’den öğrendik. Sivas Madımak Katliamı’na (3 Temmuz 1993) dair yeni görüntüler ortaya çıktı. 20 yıl sonra 35 kişiyi yakanlar benzini polisin gözü önünde paylaşmış. (1 Şubat 2013)
Evrensel de isabetli manşetiyle meselenin adını koydu: Deliller devletteymiş (Evrensel, 2 Şubat 2013)
İslamcı medya? Ikınıyor. Yakında o bidonda zemzem taşındığını okuyabiliriz… Ya da aslında o sarıklı şalvarlıların mütedeyyin donuna girmiş karanlık kişiler olduğunu öğreniriz.
Onlar ıkınmaya devam etsin. Ben bir iki not aldım:     
* Bu fotoğraflar neden şimdi ortaya çıkarıldı? Eğer görevden alınmayı sindiremeyen İ. N. Şahin’in marifetiyse, intikam hırsı hayra vesile olmuştur, denilebilir…
* 20 yıl sonra ortaya çıkan fotoğrafları mahkeme istediğine ve avukatlar ilk kez görüyoruz dediğine göre, İçişleri Bakanlığı bu delilleri daha önce yargıyla paylaşmamış. Neden?
* Bakanlığın görevi ihmal ettiği ve yargının kararını etkileyecek bilgi ve belgeleri sakladığı iddia edilebilir mi?
* Sivas’ın gerici-İslamcı katillerini aklamaya dönük soyut karanlık güçler imasında bulunanlar… “Faili Ergenekon” ve hatta PKK iddiasını dolaşıma sokanların tepkisini bilen var mı? Misal. AKP’nin soldan sorumlu “sol”cuları niye iki çift laf etmedi?  
* Başbakan, Sivas davasının zaman aşımından düşmesini, ‘‘Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun” temennisiyle karşılamıştı. (13 Mart 2012) Ortaya çıkan bu görüntülere ne tepki verecek? Dahası: Bu görüntüleri kim, niye sakladı benim yargımdan, der mi? Sanmam. Sizce?


SATIR ALTINDAN NOTLAR…    

KÜRT’ÜN ADI YOK, MÜZAKERESİ VAR

İçinde ana dil geçmeyen “ana dilde savunma hakkı”na ilişkin yasayı Köşk’ün Gül’ü de onayladı (Basın, 31 Ocak 2013)
Hükümet içinde Kürt, müzakere ve barış geçmeyen bir “barış” peşinde olabilir mi?

SAKIK’IN SAKATI

BDP’li Sırrı Sakık, “Sonradan bu ülkeyi vatan edenler…” diye başlayıp, Kafkaslardan, Boşnaklardan gelenlere saydırdı. “Siz bu ülkenin sahibi değilsiniz,” dedi. (31 Ocak 2013) Yazık. Tarihin tapu dairesi zaten yeterince kalabalıktı. Sen eksik kalsaydın…Eksildin… Eksilttin…     

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa