Evrensel için yeni bir dönem
15 Şubat 2013

Bir 'dağ' daha fare doğurdu

Nihayet “Dördüncü Yargı Paketi”nin içeriği belli oldu.
- Balyoz davasındaki general ve amirallerin tutuklu yargılanmasına itirazlar mı geliyor, Başbakan bile mi yakınıyor durumdan; yanıt hazır: “Bunlar Dördüncü Yargı Paketi’nde çözülecek!”
- İmralı görüşmelerinin önünde KCK davasının on bin dolayındaki tutuklusunun engel teşkil edeceğini mi söylüyorsunuz; onun yanıtı da hazır: “Dördüncü Yargı Paketi’yle teröre bulaşmamış KCK tutukluları tahliye edilecek, sorun büyük ölçüde çözülmüş olacak!”
- AİHM’den, AB’den, ABD’den yargı ile ilgili eleştiriler mi var; onun yanıtı da aynı: “Dördüncü Yargı Paketi’yle bu eleştiriler karşılanmış olacak!”
....
Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan “Dördüncü Yargı Paketi” şimdi Hükümetin önünde ve yakında Meclise gelecek.
Elbette Mecliste kimi maddeler çıkarılıp yeni maddeler eklenebilir. Ancak Adalet Bakanlığı’nın ne KCK tutkulularının ne de emekli ve muvazzaf Balyoz tutuklularının ve tutuklu milletvekillerinin uzun tutukluluk vb gerekçeler göz önüne alınarak tahliye edilmesi gibi bir gündeminin olmadığı paketin içeriğinden açıkça görülüyor. Eğer olsaydı bu pakete bunlar açıkça konabilirdi. Dahası Bakan ve yetkililer, bu konunun “Üçüncü Yargı Paketi”nden düzenlendiğini, ötesinin de mahkemelerin işi olduğunu söylüyor.
Nitekim “Dördüncü Yargı Paketi”nin içeriğine dair yorumlar yapan hukukçular, bu paketle sadece propagandadan suçlanan tutukluların, (eğer yaptıkları propagandada şiddeti öven, teşvik eden bir unsurlar yoksa) tahliye edilebileceğini belirtiyor.
Bu durumda da Balyoz ve öteki davalarda uzun süre tutuklu kalanların ve KCK davasının büyük çoğunluğunun tahliye edileceğine dair kehanetlerin doğru olmadığı ortaya çıkmış bulunuyor. KCK davasında sadece propaganda yapmakla suçlanan ama bu propagandada şiddeti övme teşvik etme unsuru olmayan sanıkların tahliye olabileceği belirtiliyor. Bunun da KCK davasındaki tutukluların yüzde beşini bile kapsamayacağı anlaşılıyor.
Kısacası “Dördüncü Yargı Paketi” de ilk üçü gibi “dağ” olarak tarif edilip propaganda edilmiş ama ancak “fare” doğurabilmiştir.
Bu paketin uyandıracağı hayal kırıklığını “tamir” için “Beşinci Yargı Paketi” müjdesinin verilmesi de şaşırtıcı olmayacaktır!
Doğrusu “yargı paketleri”yle yargıyı düzenleme adına “yargıya ayar verme” yönteminin tipik bir AKP tarzı; oyalama ve sürekli olarak sorunların yakında çözüleceği umudunu canlı tutmak için geliştirilmiş bir oyun olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Çünkü yargıda Özel Yetkili Mahkemeler ve Özel Yetkili Savcılıklar üstünde yaşanan rezaletleri ortadan kaldırmanın yolu açıktır. Çünkü bu rezilliğin temelinde Terörle Mücadele Yasası (TMY) vardır. Ve o yasa kaldığı sürece Özel Yetkili Mahkemeler ve olağan mahkemeler olarak iki ayrı hukuk uygulaması sürdükçe yargı paketlerinin sayısı 3,4,5,... diye tırmanabilir ama bu yargı sisteminin adilleşmesi, adil yargılama duygusunun tatmin edilmesi olanaklı olmaz.
Nitekim Hükümet, büyük tepki alan TMY’yi “yargı paketleriyle” hedef olmaktan çıkarmış; yargı paketlerini içeriğinin tartışıldığı bir çizgiye çekmiş, yalan vaatlerle toplumu oyalayan bir yöntem geliştirmiştir.
Hükümete göre  sorun TMY değil, onun uygulanmasıyla ilgili kimi ayrıntılardır; yargı paketleriyle bu sorunlar ortadan kaldırılırsa, yargı adaleti sağlanmış olacaktır!  
Demokrasi güçleri bu gerçeği görerek, TMY ve onunla bağlantılı yargı usulüne karşı mücadelenin esas olduğu bir çizgide hareket etmekle yükümlüdür.
Terörle Mücadele Yasası’nın ve Özel Yetkili Mahkemelerin olmadığı bir yargı düzeni için mücadele bugün demokrasi mücadelesinin önemli bir alanı olmaya devam etmektedir.

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et