20 Şubat 2013 12:24

Sinop polisi ve 'arkadaşları'

Sinop polisi ve 'arkadaşları'

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Gazetemizin önceki akşam yaptığımız haftalık gündem toplantısında yazı işlerimizin en kıdemli üyelerinden biri, “Bugünkü manşeti biraz erken mi attık ne?​” diyerek söze girdi. HDK heyetinin Karadeniz gezisine başladığı Çorum’da karanfillerle karşılanmasını “Karadeniz’de karanfillerle” başlığı ile manşetimize çıkarmıştık ve bu manşetin çıktığı gün HDK heyeti bulunduğu Sinop’ta Öğretmen Evi’nde mahsur durumdaydı. Dışarıda sayıları 500’ü bulunan ‘organize kalabalık’ camlarını kırdığı Öğretmen Evi önündeki provokatif gösterisini sürdürüyordu. Toplantıyı bu gerilimin sürdüğü saatlerde yaptık ve yazının girişine aldığımız cümle bu fotoğraf için de söylenmişti. Motivasyon yönü ağır basan öyle bir başlıkla geziyi selamlamak hata değildi ama bizimkisi henüz HDK heyeti ‘denizi’ görmeden atılmış bir manşetti.   Ancak açık olan bir şey varsa o da, Sinop’taki mülki amirlerin tutumunun Çorum’dakinden farklı olduğuydu. HDK heyetinin görüştüğü Çorum Valisi Sabri Başköy, süreci desteklediğini ve takdir ettiğini belirtirken, Sinop Valisi ve Emniyet Müdürü böyle tehlikeli bir provokasyona ev sahipliği yapmayı tercih etti. Önce 15-20 kişilik bir grubun başladığı bu provokatif gösteri, polisin kollayan müdahalesizliğiyle giderek büyüdü. Saatlerce süren gösteri akşam saatlerinde yüzlerle ifade edilen bir kalabalığa ulaştı. Sinop’tan ekranlara yansıyan görüntülerde HDK heyetinin bulunduğu Sinop Öğretmenevi’ne girmeye çalışan kitleyi polis, ‘Arkadaşlar yapmayın lütfen!’ diyerek durdurmaya çalışıyor. Sivas Katliamı’nda olduğu gibi! KESK Sinop Şubeler Platformu, bir gün önce yaptığı açıklamada yerel basının HDK heyetinin ziyaretine yönelik kışkırtıcı bir yayın yaptığına dikkat çekiyordu. MHP Iğdır Milletvekili Sinan Oğan da, Twitter üzerinden ırkçı mesajlar yayıyordu. Önce “Bölücülük Mayası Tutmaz Karadenizde” diye yazan Oğan, Sinop’ta ırkçı saldırının gerçekleştiği saatlerde ise, Twitter üzerinden bu provokasyona katılanlar için “mert” ifadesini kullandı. Oğan’ın mesajlarıyla gaz verdiği bu saldırının hedefi olan Sinop Öğretmen Evi’ndeki heyette yer alan BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Twitter üzerinden şu mesajı yazdı: “İçeriye taş ve yanıcı madde atılıyor, polis bir şey yapmıyor. Kendi önlemimizi alıyoruz.” Çok açık görüldüğü gibi Sinop’taki olay, ‘vatandaş hassasiyeti’ diye açıklanamaz. Bu kalabalık Oğan gibilerin açık çağrılarıyla örgütlenmiştir. Hükümet, Sinop’taki Valisi ve Emniyet Müdürü’ne bu durumun hesabını soracak mıdır? Sivas Katliamı gerçekleştiğinde sosyal demokrat bir partinin de koalisyon ortağı olarak hükümette bulunduğu unutulmasın. Sinop’taki gerilim sürerken televizyonlara canlı olarak bağlanan sendikacılardan biri “Burada bir Madımak tedirginliği yaşıyoruz” diyordu. Bu yazıyı bağlarken Başbakan Erdoğan’ın Sinop’taki olay ile ilgili CHP ve MHP’yi suçlarken, Vali ve Emniyet’in tutumu hakkında tek bir laf etmemesi Samsun’da daha büyük bir kalabalığın HDK heyetine karşı harekete geçmesinin önüne açmıştır.

***

Gazetemizin medya sayfasının yazarlarından Sevgili Erol Aral, geçtiğimiz haftaki yazısında, “TGS beni kesmiyor diyenler… DİSK BASIN-İŞ’e… Ben öyle yaptım…” diye yazmıştı. Basın alanında sendikal örgütlenmenin önemi tartışılmaz ve Evrensel buna sıkça vurgu yaptı. Ancak tercih açısından bir farkımız var. Bu satırların yazarının da aralarında bulunduğu Evrensel emekçileri, tutuklu gazeteci gerçeği karşısında aldığı açık tutum nedeniyle Başbakan Erdoğan’ın da hedefi haline gelen tek sendika olan TGS’nin üyesi. Bununla beraber, aslolan basın emekçilerinin örgütlü olmasıdır. Diğer yandan baraj engelinin de gündeme geldiği bugün, sendikalı bütün basın emekçileri, bulundukları sendikalarda, tek bir sendikanın çatısı altında birleşmenin de mücadelesini vermelidirler.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa