Evrensel için yeni bir dönem
19 Şubat 2013

Gerçekleri anlatmaktan yılmayacağız, korkmayacağız

Karadeniz illerinde barışı, Kürt sorununun demokratik çözümünü tartışmak için giden HDK heyeti dün Samsun’daydı. Ama ziyaret Sinop’ta yaşananların gölgesinde geçmeye başladı.

Sinop’ta olup bitene bakınca, Emniyetin ve yerel yöneticilerin bu ziyaretin özgürce tartışma, gerçeklerin birinci ağızdan anlatılıp tartışılmasının önüne geçilmesi için heyetin belirli baskılarla ve sınırlamalarla kuşatılmış bir ziyarete zorlanmasının amaçlandığı bugün daha iyi anlaşılmaktadır. Çünkü Sinop’taki saldırıyı düzenleyenlerin, bu ziyaretin gerçeklerin konuşulduğu bir ziyaretten çok, ziyaretin kendisinin tartışıldığı bir ortamı oluşturmayı amaçladıklarını şimdi rahatça söyleyebiliriz.

Evet, Karadeniz illerinde her soydan ırkçılık, gericilik ve kontra güçler, yıllardır sürdürdükleri kara propaganda ile Karadeniz halkının büyük sıkıntılarını Kürtlerin özgürlük taleplerinin sonucuymuş gibi göstermiş, “şehit cenazeleri” üstünden halkın bilincini saptırmışlardır. Ama bütün bunlara karşın Sinop’taki saldırıda açıkça görülen olup bitenin “kendiliğinden”, “duyarlı halkın tepkisi” olarak ortaya çıkmadığıdır.

Başbakan, dün grubunda yaptığı konuşmada saldırıdan MHP ve CHP’yi sorumlu tutarak bu partilerin yandaşlarının provokasyonun içinde yer aldıklarını söyledi. Ama bu gerçeğin sadece bir yanıdır. Hem de küçük yanıdır. Çünkü bu ırkçılar, milliyetçilik etkisindeki kesimler sonuçta “provokasyona gelmişse” bir de bu provokasyonu organize eden odaklar vardır. Bunları bulmak, bunların faaliyetlerini önlemek de herhalde herkesten önce hükümetin, onun oradaki uzantısı Valinin, Emniyet Müdürünün yerel yetkililerin işidir. Çünkü 10 yıldır ülkede iktidarda olan AKP’dir.

Sinop’ta olanlar, herkesin gözleriyle de gördüğü gibi, “organize edilmiş”tir. Organizasyon polisin gözleri önünde, polisle içli dışlı kişilerin inisiyatifiyle yapılmıştır!

Kameralardan bile izlenmektedir ki ilk protestoyu başlatanlar 10-15 kişilik bir güruhtur. Onların gayretleri, polisin himayesinde saatlerce sürdürdükleri gösteriyle saldırganların kalabalıklaşması teşvik edilmiştir. Ve dokuz buçuk saat boyunca gösteri yapması sağlanmış; Sivas-Madımak saldırısına benzeyen bir görüntülerin ortayla çıkması sağlanmıştır.

Çok açıktır ki Sinop’ta Emniyet, Valilik, CHP’li Belediye Başkanı bu saldırının resmi sorumlularıdır. MHP, CHP yandaşları da bu saldırgan grubun içinde yer aldıkları ölçüde sorumludurlar elbette. Ama burada kontra güçlerin faaliyeti, bunların yerel yöneticilerle ilişkileri dikkate alınmadan yapılacak her değerlendirme asıl gerçeğin üstünü örtmek olacaktır. Bu yüzden de Başbakanın eğer “Irkçılar bunu yaptı.” demekte samimiyse bu saldırıyı organize edenleri bu organizasyonda emniyet güçlerinin, Valinin, Belediye Başkanının rolünü de ortaya çıkarmak, Sinop’taki kontrgerillayı ve kontra ilişkileri gün ışığına çıkarmakla yükümlüdür. Aksi halde söyledikleri her gün meydanlarda söylediği pek çok laf gibi gök kubbede hoş bir seda olmayı aşmayacaktır.

Evet; ırkçılar, aşırı milliyetçi güçler ve kontra odaklar sadırlarıyla ziyaretin etkisini azaltmayı, gerçeklerin tartışılmasını önlemeye çalışmışlardır. Ancak bu sefer işleri o kadar kolay değildir. Çünkü bu sefer bu ziyareti yapanlar, onların içinde yer aldığı örgütler, HDK, bu türden saldırılardan yılacak, korkacak kişiler değildir. Dahası halk, artık gerçeklerin ne olduğunu daha çok merak edecektir.

O zaman Türkiye’nin demokrasi güçleri Karadeniz’de gerçekleri daha da yüksek sesle ifade edeceklerdir.

Çünkü Karadenizli de Diyarbakırlı kadar barışa susamıştır ve barışı konuşmak istemektedir. Ancak onun bu isteği savaştan rant sağlayan, tek besini kan ve cenaze olan çevreler tarafından saptırılmaktadır ve halk bu kara propagandanın içeriğini anlayacaktır.

Yeter ki, Karadeniz halkıyla gerçekleri konuşmakta ısrarlı olalım!   

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et