Kadınlar ve Başbakan
Başbakan Erdoğan’ın, iki gün önce Türk Metal Sendikası 18. Kadın İşçiler Büyük Kurultayı’nda yaptığı konuşma basın ve yayın organlarında geniş bir biçimde yer aldı. Normal olarak 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü öncesine denk gelen ve işçi kadınlar önünde yapılan bu konuşmanın, işçi ve emekçi kadınların temel sorunlarına daha fazla ağırlık vermesi beklenirdi. Oysa Başbakan ağırlıklı olarak “terörün durdurulmasında”, “annelerin rolü”nden bahsederken, kadına yönelik şiddeti bir kez daha kınayan sözlerle yetindi.
Kuşkusuz bugün kadına yönelik şiddet sorunu önemli bir sorun ve ülkeyi yönetenlerin bu sorunun kaynaklarına karşı mücadele etmek gibi önemli bir görevleri bulunuyor. Ancak gerek kadın örgütlerinin açıklamaları, gerekse de bu konu üzerine araştırmalar yapan bilim insanlarının çalışmaları, bu durumu ortadan kaldırmaya yönelik çalışmaların oldukça yetersiz olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Öyle ki bu durum zaman zaman mahkeme kararlarına bile yansıyor ve kadınlara karşı işlenen suçlarda pek çok “hafifletici neden” peş peşe sayılabiliyor.
Kadına yönelik şiddete hemen hemen tüm toplumlarda rastlanabilirken, geçiş toplumlarında, geleneksel değerlerin güçlü olduğu toplumlarda bu durum daha fazla öne çıkıyor ve sosyal bir problem niteliğini alabiliyor. Toplumun genel olarak demokratikleşmesi, eski geleneksel ilişkilerin tasfiye edilmesi gerekiyor. Bu durumun çözülmesi kuşkusuz kadına yönelik şiddeti daha dar bir alana doğru sürecektir. Ancak kadınların, emekçi kadınların sorunları elbette bununla sınırlı değil. Kadınların anne olarak, emekçi olarak pek çok sorunları bulunuyor.
Örneğin Başbakan Erdoğan konuşmasının bir yerinde şunları söylüyor: “İstiyoruz ki anneler dağ yolunu değil, okul yolunu beklesin. Üniversiteden, işyerinden gelecek çocuklarının yolunu gözlesinler. Eşleriyle birlikte çocukları bir sofra etrafında toplanıp huzurla sohbet etsinler.” Kürt sorunu ülkenin temel sorunlarından birisi ve sorunun çözümüne ilişkin Kürt halkının mücadelesi ve ilerici ve demokratik güçlerin çabası genel olarak biliniyor ve sorun sürekli olarak gündemde. Kürtlerin temel haklarını kabul etmeden “tek dil, tek bayrak, tek ülke” naralarının Kürt annelerinin acısını dindirmeyeceğini tecrübeler yeterince ortaya koyuyor.
Diğer taraftan üniversitedeki çocuklarının kafası gözü yarılmadan, gazdan harap olmuş bir vaziyette eve gelmeyeceğinden kaç tane anne emin olabilir ki? Demokratik, ekonomik, sosyal hakları için mücadeleye atılan her kesime karşı uygulanan şiddet, egemen medya tarafından bu şiddetin meşru olduğuna ilişkin yapılan yayınlar, hangi annenin evinde huzurla oturmasını sağlayabilir ki? Ya işçi ve emekçi ailelerinin “huzurlu sofrası” ne alemde? Bu sofralardaki yoksulluğu bir tarafa bıraksak bile, işçi kadın ve erkek bir sofrada karşılıklı oturabiliyor, çocuklarını görebiliyorlar mı?
Çalışma ve yaşam koşulları emekçi ailelerinin birliğini, yaşantısını sürekli olarak bozuyor ve onlar için “huzurlu bir aile yaşamını” olanaksız hale getiriyor. Bunların üzerine kadın işçilerin aynı işi yapan erkek işçilerden daha düşük ücret alması, kadın, anne olmaktan kaynaklanan sorunları da eklenince emekçi ailelerinin yaşamı cehennem hayatına dönüyor. Bütün bunların özeti şu, sermaye, devlet, hükümetler, korunan geleneksel ilişkiler emekçi, işçi kadının, evini korumaya çalışan annenin yaşamını altüst ediyor ve ezip dağıtıyor. Çözümün ise tüm işçi ve emekçilerin mücadelesinde olduğu her geçen gün daha iyi anlaşılıyor.
Not: Geçen haftaki yazımda acelem ve dikkatsizliğim sonucu “Hatırlanacağı gibi 1924 Anayasası özel bir vatandaşlık tarifi yapmıyor ama çeşitli maddelerde “bütün yetkiyi Türk Milletine” veriyor.” olarak yer alan cümle, “Hatırlanacağı gibi 1924 Anayasası bir vatandaşlık tarifi yapıyor ama çeşitli maddelerde “bütün yetkiyi Türk Milletine” veriyor.” olacaktı. Düzeltir, okuyuculardan özür dilerim.
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284338.jpg)
Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal
![Kadınların kaleminden hayat: Eskişehir Edebiyat Atölyesi](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284336.jpg)
Kadınların kaleminden hayat: Eskişehir Edebiyat Atölyesi
![Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/254547.jpg)
İletişim Başkanlığı deprem raporu: Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı
![Çayırhan işçilerinin özelleştirmeye karşı yürüyüşü devam ediyor:](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284233.jpg)
Evrensel'i Takip Et