19 Mart 2013

Radikalizm, realizm, çözüm...

2006 yılında Kürt-Kav’ın dönem yönetimi olarak gençlerle bir anket çalışması yapmıştık. Bu çalışmada Diyarbakır, İstanbul ve Hamburg’da 16-22 yaş arası 450 civarında Kürt genci ile konuşmuş ve 150 civarında gencin değerlendirmesini “Diyarbakır, İstanbul ve Hamburg’daki Kürt Gençlerinin Durumu” adıyla yayınlamıştık.
Yapılan anketleri yayına hazırlarken, bazı sonuçlar ciddi anlamda dikkatimi çekmişti. En dikkat çekici olanı da gençlerimizin Kürdistan’dan uzaklaştıkça daha radikal tutum takınmalarıydı.
Kürdistan’daki gençler ciddi sıkıntılar yaşamalarına, her gün şiddetle iç içe olmalarına rağmen, şiddete ve ölüme karşı çıkıyorlar, çatışmaların bir an önce son bulması talebiyle şiddetsiz bir yaşamı arzuluyorlardı. Hamburg’daki Kürt gençleri arasında ise “ölürüm-öldürürüm” edebiyatı daha yaygındı...
Anket sonucu elde ettiğimiz verileri yorumlayıp kitabı yayına hazırladığımız dönemde bir kez daha gördük ki ata topraklarından uzaktaki gençler nispeten daha rahat ortamda yaşamalarına rağmen uzlaşmaya daha kapalı ve tümüyle radikal taleplerle karşımıza çıkabiliyorlar. Ancak ata toprağında yaşayan gençler sıkıntının bizzat merkezinde olmalarına rağmen öncelikle sıkıntının bitmesini, normalleşmenin sağlanmasını istiyorlar. Ata topraklarındaki gençler sıkıntıların biteceğine olan umut ve inançla, radikal tutum geliştirmek yerine daha realist olmayı yeğliyorlar.
Genellemek belki yanlış ama bu anketin sonuçlarına bakarak, radikalizm ile realizm arasında ata topraklarına uzaklık veya yakınlık ilişkisi de kurulabilir.
Bu anketi hatırlamamın ve sonuçlarını 7 yıl sonra bir kez daha değerlendirmek istememin temel nedeni, esasen Kürtler arasında bugünlerde yaşanan tartışmalardır.
Geniş bir kesim açısından belki dikkate alınmayabilir. Ama özellikle belirtmek gerekir ki diasporanın azımsanmayacak bir bölümü, özellikle gençler, geçtiğimiz yılın sonlarına doğru Öcalan ile devlet arasında başlayan görüşmelere karşı çıkıyor, bu sürecin çözüm getireceğine inanmıyor. Hatta daha ileri gidip süreci ihanet ile eşdeğer görenler de var.
Görüşmelerle birlikte başlayan sürece elbet yalnız diasporadaki gençler karşı çıkmıyor. Bunların yanı sıra şimdiye kadar silahlı mücadeleye bulaşmamış kesimler arasında da Kürtlerin statüsüzlüğe mahkum edildiği iddiasıyla ve elbet radikal ama bir o kadar da duyguları okşayıcı söylemlerle Öcalan, PKK, DTK ve BDP’yi yerden yere vuranlar var.
İster diasporadaki gençler, ister PKK dışındaki diğer kesimlere yakın olanlar arasında olsun, sonuçta süreci eleştirenlerin en önemli ortak noktası Kürdistan’ın statüsüzlüğe mahkum edildiği görüşünde birleşiyor.
Biliyoruz ki siyaset bir güç işidir...
Şunu da biliyoruz ki Kuzey’deki 100 yıllık Kürt ulusal mücadelesi içinde en büyük kitlesel güce erişen hareket, PKK’dir.
Ve şu da çok açık: Kabul edelim ya da etmeyelim, PKK silahlı mücadelede de, siyasal mücadelede de zirve yapmış bir harekettir.
“Güç belirleyici değil, kitlesinin çok olması o hareketin doğru olduğu anlamına gelmez” diyebiliriz. Ama şunu da unutmayalım, ciddiye alınacak olan “güçlü ve kitlesel” olandır.
Bu nedenle güçlü olanın yaptıklarını yerden yere vurmak onu ihanetle suçlamak yerine, sürecin önünü açacak makul, realist ve dinlenebilir eleştirilere yönelmek gerekir.
Süreci yerden yere vurmak bir kısım insanın duygularını okşayabilir, ama emin olun çözücü olmaz ve sadece Kürt hareketini zora sokar...
Kürt hareketinin güçlü olan kesimine, özellikle de PKK, DTK ve BDP’ye, bu hareketlerin kadrolarına elbet büyük sorumluluklar düşüyor. Ama bir o kadar da diğer kişi ve kesimlere sorumluluklar düşüyor.
Eleştiriyi nereden yöneltirsek yöneltelim, artık biliyoruz ki herkesin birbirini dinlemesi gereken, bir o kadar da makul ve realist olunması gereken bir evredeyiz...

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kadın işçiler devlere karşı

Kadın işçiler devlere karşı

Chinatool grevi, ücretleri eriten Şimşek programının arkasında dizilenleri gözler önüne seriyor: Programın uygulayıcısı iktidar, programdan güç alıp %25 zam dayatan Chinatool ile Şimşek’in kapısını aşındırdığı Chinatool’un ortağı uluslararası finans tekeli HSBC... Küçük parçaların üretimi için küçük elleri kullanılan kadın işçiler, bu dev ittifaka sendikalarıyla kafa tutuyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
İmamoğlu’ndan belediye operasyonlarına tepki: Sandık gelecek, bir kişi gidecek, her şey değişecek.

Evrensel'i Takip Et