Yeni bir döneme doğru
Dün Newroz’du. Kürt halkı bu Newroz’u çeşitli yerlerde yapılan mitinglere egemen olan “Kürtlere statü, Öcalan’a özgürlük” sloganı eşliğinde coşkuyla kutladı. Bu yazı yazıldığında doğal olarak Diyarbakır Newroz’unda Öcalan’dan gelecek olan açıklama henüz belli olmamıştı. Ancak bu açıklamanın Kürtler ve Türkler için yeni ve demokratik ortak yaşama doğru güçlü bir çağrı olması bekleniyordu. Gazetemizde bugün muhtemelen bu açıklamanın ayrıntıları ve değerlendirmeler yer alacak.
AKP Hükümeti ve onun dümen suyundaki medya bu süreci daha çok “Silah bırakma ve bunun koşulları” ekseninde ele aldı ve işledi. Oysa işin bu yönü sorunun sadece bir kısmı ve sorunun çözümü için eşit ve demokratik bir yaşamın hukuksal ve toplumsal temellerinin atılması, politik koşullarının sağlanması gerekiyor. Bugün ise öne çıkanlar ise sadece şunlar; yeni anayasada her iki tarafça kabul edilebilecek vatandaşlık tanımı, Avrupa Yerel Yönetimler Şartı’nın uygulanması, ateşkes ve silahlı güçlerin sınır dışına çekilmesi vb.
Bu koşulların sağlanması elbette Kürt sorununun çözümü anlamına gelmiyor. Ancak Kürt sorununun çözümünde bir dönemin kapanması ve yeni bir dönemin açılıyor olması anlamına geldiği de kesindir. Politik mücadelelerin, hele hele bu mücadele ulusal içerikliyse çeşitli aşamalardan ve dönemlerden geçmesi kaçınılmazdır. Açılan her yeni dönem yeni koşulları, olanakları, bu sorunun tarafı olan ve sorunun çözülmesini isteyen diğer güçlerin yeni bir zemin üzerinde hareket etmesini de beraberinde getirir. Kuşkusuz hiç bir şey yeni baştan başlamayacaktır. Aksine katedilen mesafe ve elde edilmiş kazanımlar üzerinden yeniden mevzilenme, hareket içerisinde güçlerin yeniden gruplaşması ve ortaya çıkan politik zemin üzerinde yeni bir mücadele sürecinin başlamasıdır burada söz konusu olan.
Eğer bu yeni döneme yukarıda bahsedilen temelde girilebilirse, toplumda barış, kardeşlik, eşit haklar temelinde demokratik bir yaşam isteyen güçler daha fazla sahnenin önüne doğru ilerleme olanağı bulacaklardır. Çözüme karşı güçlerin “terör” bahanesi büyük ölçüde ortadan kalkacak, asıl sorun tüm gövdesi ve ağırlığı ile orta yere çıkacaktır. Ayrıca bugüne kadar ortaya çıkan belirtilerden anlaşılmaktadır ki “Son Kürt İsyanının Önderi” ayrışma ve bölünmeyi değil, birlikte demokratik ortak bir yaşam kurmayı öne çıkarmaktadır.
Bu durum sürekli olarak “bölünme paranoyası” içerisindekilerin elinden, bu bahaneyi de çekip alacak bir özellik taşımaktadır. “Terör ve bölünme” üzerine kışkırtıcı ve gerici bir siyaset yapanların bu politik tutumlarından vazgeçecekleri beklenmese de, toplum karşısındaki inandırıcılıkları büyük ölçüde zayıflayacaktır. Bu kesimlerin demagojisini yaptıkları son şey, “dış güçlerin, emperyalistlerin” bu süreci zorladıkları, “şimdi birleşme ve güçlenme” gibi görünen gelişmenin gelecekte ayrışma ve bölünmeye yol açacağı, bölgedeki karışıklığı artıracağı vb. dir.
Bu kesimler politikayı emperyalistlerin, iş birlikçi hükümetlerin isteklerinden ve planlarından ibaret bir oyun olarak görmektedirler. Türklerin ve Kürtlerin istekleri, bu istekleri elde etmek için verecekleri mücadele, bu mücadelenin halkların kendi kaderlerini kendi ellerine alma ve kendi geleceklerini kendilerinin kurma iradeleri hiçe sayılmaktadır. Eğer dünya tarihi, ülkelerin geleceği emperyalist güçlerin, iş birlikçilerin kendi gerici çıkarlarını halklara uysalca kabul ettirebildikleri bir biçimde yazılsaydı, kuşkusuz bugün dünyanın politik coğrafyası çok farklı görülürdü.
Demek ki sorun emperyalistlerin, iş birlikçi hükümetlerin gerici plan ve hesaplarına eşitlenerek ele alınamaz. Hiç kimse Türklerin ve Kürtlerin emperyalist, gerici hesapların basit bir piyonu olacağını sanmamalıdır. Bu coğrafyada halklar tarihsel tecrübelere, asgari mücadele birikimine, onurlu ve özgür yaşam deneyimlerine sahiptirler. Onların bu tecrübesine, sağduyusuna, özgür yaşam isteğine, birlikte onurlu bir ortak gelecek kurma mücadelesine daha fazla destek vermek gerekiyor.
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284338.jpg)
Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal
![Kadınların kaleminden hayat: Eskişehir Edebiyat Atölyesi](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284336.jpg)
Kadınların kaleminden hayat: Eskişehir Edebiyat Atölyesi
![Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/254547.jpg)
İletişim Başkanlığı deprem raporu: Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı
![Çayırhan işçilerinin özelleştirmeye karşı yürüyüşü devam ediyor:](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284233.jpg)
Evrensel'i Takip Et