Batsın sizin ileri demokrasiniz
Bu köşede geçen hafta ‘Hasan Cemal süreci’ başlığı ile yayımlanan yazımızı şöyle bağlamıştık: “Hasan Cemal’in yazamadığı bir ‘demokrasinin’ ne kadar ‘ileri demokrasi’ olacağı ayrı mesele. Erdoğan, ‘açılım’ söylemleri konusunda kendisine açık destek veren Hasan Cemal gibi bir ismin eleştirilerine dahi tahammül edemeyerek, ‘gazetecilikleri’ kendisine yalakalık yapanlarla sınırlı bir Türkiye tahayyül ettiğini göstermiş oldu. Dünyada saygınlığı yerlerde sürünecek kadar küçük bir demokrasi olsun, ama onun olsun!
O her gazetenin ve köşenin başında bir Akif Beki isteyebilir, bunu da söylemiş oldu zaten.” O yazıdan üç gün sonra Başbakan Erdoğan, Milliyet ve Vatan gazetelerini Doğan Grubu’ndan alan Erdoğan Demirören’in kendisine “Kimi tavsiye edersin” diye sorduğunu kendisinin de Akif Beki’yi tavsiye ettiğini itiraf etti.
O yazıda Demirören için “Milliyet’in hayatının belki tek ‘artı değeri’ para olan sahibi” demiştik. O da, Başbakan Erdoğan’a yaptığı bu teklif ile o nitelemeyi hak ettiğini teyit etmiş oldu.
Gazetecilik etkinliğinin, meslek dışından gelen bu baskılara yenik düşmemesi ise sevindirici. Hasan Cemal’in Başbakan Erdoğan’ın onun hakkında bu açıklamayı yaptığı sırada Kandil’de Murat Karayılan ile yaptığı röportaj bir gün sonra T24.com.tr’de yayımlandı. Doğan Akın’ın genel yayın yönetmenliğini yaptığı internet gazetesi T24, yayınladığı bu röportaj nedeniyle Gazeteciler.com internet sitesi tarafından “günün muhabiri” seçildi.
Bu arada Cengiz Çandar’ın “Hasan Cemal’in yazamıyor oluşu sıranın bana geldiği duygusunu veriyor” sözleri de, insana “batsın sizin ileri demokrasiniz” dedirtiyor.
Erdoğan, ‘açılım’ söylemi konusunda kendisine açık destek vermiş olan bu iki önemli gazeteciye bunları yaşatan bir Başbakan olarak, Öcalan’ın çağrı yaptığı ve PKK’nin de olumlu yanıt verdiği “silahlı güçlerin geri çekilmesi” sürecini yönetecek.
Bu tablo elbette ciddi soru işaretlerine neden oluyor.
21 Martta ilk özgür Newrozun kutlandığı Qamışlo’da nefeslerini tutarak Öcalan’ın Diyarbakır’daki dev Newroz mitinginde okunan mektubunu bekleyen Rojava’nın Kürtleri içinde de bu duyguları yaşayan az değildi.
Öcalan’ın önder olarak kabul gördüğü Rojava’da hem evlerine konuk olduğumuz Kürtler için de, hem de orada devrimin gazeteciliğini yapan meslektaşlarımız içinde bu endişelerini bizimle de paylaşanlar oldu.
Onlar Öcalan’a ne kadar güveniyorlarsa, Erdoğan’a da o kadar güvenmiyorlardı. Ve birçoğu “Erdoğan ile Esad’ın arasının iyi olduğu dönemler bizim üzerimizdeki baskının da en üst boyuta çıktığı dönemler oldu” düşüncesini ifade ediyordu.
KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan’ın Hasan Cemal’e verdiği mülakatta dile getirdiği “Bizim için de bu tarihi barış sürecinin ciddi riskleri var” sözleri de bu bağlam içine oturuyor. Karayılan’ın aynı röportajda dile getirdiği şu sözler de öyle: “Fakat sorun yönetim ekibinin içindeki birlikle bitmiyor. Özellikle orta komuta kademesi var. Bu kesimin yaşadığı çeşitli tereddütler söz konusu. Bu arkadaşları ikna etmemiz gerekir.”
Tüm bu gerçekler, Kürt tarafında bu sürecin bir mücadele süreci olarak görülmesi gerektiği düşüncesini güçlendiriyor.
Demokrasinin ancak bedel ödenerek kazanılabileceğini bilen bütün kesimler açısından da bunun geçerli olduğunu söyleyebiliriz.
Başbakan Erdoğan’ın daha önceki gün ‘Kürt sorunu’ diye bir sorunun olmadığını yine öne sürebilmiş olması bile bu yaklaşımın bir “karamsarlık” olmadığının teyidi durumunda.
Evet yeni bir dönem başladı. Ama bunun liberallerin vazettiği “aman iktidarı incitmeyelim, küstürmeyelim” anlayışına teslim olarak kendiliğinden özgürlükler getirmeyeceği de açıktır.
İktidarda olan ve eskiyi temsil eden güçleri ne kadar geriletirsek, o kadar özgürleşeceğiz.
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284338.jpg)
Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal
![Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/254547.jpg)
İletişim Başkanlığı deprem raporu: Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı
![Çayırhan işçilerinin özelleştirmeye karşı yürüyüşü devam ediyor:](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284233.jpg)
Özelleştirme karşıtı yürüyüş sürüyor: Eylemler üretimi de etkilemeli
![Diyarbakırlı işçiler sürece ilişkin temkinli, iktidardan umutsuz](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/280807.jpg)
Evrensel'i Takip Et