02 Nisan 2013 16:37

Nasıl bir anayasa istiyoruz?

Nasıl bir anayasa istiyoruz?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Dün, bu köşede AKP, CHP ve MHP’nin nasıl bir anayasa istediklerine değindik.
Peki, Türkiye’nin ilericileri, demokrasi güçleri nasıl bir anayasa istiyor; işçi sınıfının, halkın daha iyi, demokratik bir Türkiye’de yaşamaları için nasıl bir anayasaya ihtiyacı var? Bugün bu soruya yanıt vermeye çalışacağız.
Anayasa üstüne, öncesini bir yana bıraksak da son iki yıldır yapılan tartışmalar içinde, Türkiye’nin gerçekten yeni bir anayasa isteyen ilerici güçlerinin, aydınlarının bu anayasanın nasıl, ülkenin hangi sorunlarını çözmesinin zemini olması gerektiği konusunda az çok ortak bir anlayışa vardıklarını söyleyebiliriz.
Nitekim, önceki gün gazetemizde Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nun röportajında ayrıntılı bir biçimde ortaya koyduğu ilkeler ve çerçeve Türkiye’nin demokrasi güçleri için ortak bir anayasal taslak olacak mahiyettedir.
Daha önce bu köşede ve gazetemizdeki tartışmalarla uyumlu olan bu yaklaşımı da dikkate alarak yeni ve demokratik bir Anayasa’nın neleri içermesi gerektiğini ana hatlarıyla bir kez daha yineleyelim:
Yeni ve demokratik bir Anayasa şunları kapsamalıdır:
1-) Kürt sorununda, “hak eşitliği” temelinde çözümün önünü açan esasları içermelidir. Bu nedenle bu anayasa anadilde eğitimden, özerkliğe, vatandaşlık tanımından Kürtlerin kolektif diğer haklarına kadar bütün haklarını güvenceye almalı; iki halkın gönüllü birliğinin sözleşmesi olmalıdır.   
2-) Yeni Anayasada, gerçek bir laisizm; devletin dine, dinin devlete karışmadığı, devletin tüm inançlar karşısında tam bir tarafsızlık içinde olduğu bir laisizm bu anayasanın temeli olmalıdır. Bu çerçevede Aleviler başta olmak üzere tüm inançların özgürlüğü güvenceye alınmalıdır.
3-) Bu anayasa, basın ve ifade özgürlüğü başta olmak üzere bilimsel çalışmaları yapma ve bilimi savunma özgürlüğü, toplanma ve toplu gösteri hakkı, siyasi parti kurma, işçi, memur, her meslekten vatandaşların serbestçe siyaset yapma hakkı,… gibi özgürlükler ve haklar bu anayasanın güvencesine alınırken seçim barajı, partilere devlet yardımı gibi siyasetteki eşitsizliklere yol açan uygulamalara izin vermeyen bir anayasa. Elbette bu anayasa Terörle Mücadele Yasası, Özel Yetkili Mahkemeler, özel kuvvetler, koruculuk vb. gibi olağan olmayan yasa ve kurumların oluşturulmasına imkan vermeyen, adil yargılanma hakkını güvenceye alan bir anayasa olmak durumundadır.  
4-) İşçi sınıfı ve emekçilerin serbestçe sendikalaşma, grev (dayanışma grevi, siyasi grev, genel grev) ve TİS hakkını, sendikaların siyaset yapma hakkının güvenceye alınması demokratik bir anayasa için olmazsa olmazdır.
5-) Her vatandaşa prime bağlı olmadan sosyal güvenlik, emeklilik, parasız sağlık ve eğitim haklarının tanınması, kadınların, gençlerin ve engelli vatandaşların özgünlüklerinden gelen taleplerin karşılanması; işsizleri ve yoksulları koruyan her vatandaşın insanca yaşayacağı koşulları hazırlamasını devletin görevi sayan bir yaklaşım bu anayasanın hem felsefesinde hem de maddelerinde açıkça yansımalıdır.
Bugün bu köşe yazısını,  AKP’nin Anayasa Taslağı’nın merkezine konan “Başkanlık Sistemi”ne karşı tutumla bitirelim.
Açıktır ki AKP, Başkanlık Sistemini Tayyip Erdoğan’ı seçilmiş bir sultan olarak “başkan” yapmak, böylece önümüzdeki (5+5) yılda da AKP iktidardan düşse bile zihniyetinin iktidarını garantilemek için getirmek istemektedir. Bu yüzden de Türkiye’nin tüm ilerici güçleri, aydınları, demokratları elbette Kürt ve Türk halkı “Başkanlık Sistemine hayır” demelidir. Daha önce de bu köşeden ve gazetemizde bu görüşün nedenleri değişik biçimlerde dile getirildi.
Anlaşılacağı gibi dün başladığımız “seri”, bugün de bitmeyecek. Bu yüzden yarın; “Yeni ve Demokratik bir Anayasa mücadelesinin nasıl bir mücadele olacağına”, (olması gerekeceğine) değinerek, bu “yazı serisini” sonlandıracağız.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa