Demokrasi çözer mi?
Kürt sorununun demokrasi içerisinde çözümü savunulduğunda farklı kesimlerden çeşitli itirazlar yükseliyor. Milliyetçi, ulusalcı cephe bunun bir bölünme projesi olduğunu, emperyalizmin -kendilerinin antiemperyalistliği nereden geliyorsa?- işin içinde olduğunu ileri sürerek bu çözüme karşı çıkıyorlar, mücadele ediyorlar. Ulusalcılığın bayraktarlığını yapanlardan Baykal, çatışmaların doruk noktasına ulaştığı bir dönemde Kandil’e operasyon yapılması çağrıları yaparken, ABD’den anlık istihbarat gelmediğinden yakınıyordu. ABD bu konuda adım attığında da Baykal, “olumlu mesajlar geldiğini” ilan ediyordu. Yani onlar açısından sorun antiemperyalizm sorunu değil, emperyalizmin desteğinin alınması sorunuydu.
Kendilerine “sosyalist, komünist” sıfatı yakıştıran bazı kesimler ise sorunun ancak sosyalizmle çözülebileceğini ileri sürüyorlar. Bunlar arasında utangaç ulusalcılara da rastlanabiliyor. Sorunun sosyalizmle çözülebileceğini ileri süren bu kesimler Kürt Ulusal Hareketine kayıtlar, şartlar ileri sürerek ona sorunun nasıl çözülmesi gerektiğine ilişkin koşullarını dayatıyorlar. Örneğin bunlardan birinin 1 Mayıs çağrısında şunlar yer alıyor: “Kürt halkının eşitlik talepleri, emeğin kurtuluşu ekseninde savunulmalıdır. Bölgenin, sözde barış süreci adı altında, ABD planları doğrultusunda yeniden tasarlanma girişimi reddedilmelidir.”
Sorunun demokrasi içerisinde çözümünden kasıt, siyasi demokrasi, yani burjuva anlamda demokrasi içerisinde diğer tüm temel demokratik taleplerin elde edilmesi gibi
-demokratik bir anayasa, söz basın örgütlenme hakkı vb. gibi dillerin, ulusların eşitliğinin de sağlanmasının olanaklı olabileceğidir.- ulusal sorunun da Kürtlerin kabul etmesi durumunda demokrasi içerisinde çözümünün olanaklı olabileceğidir. Bu durumda Kürtler belirli bir tarihsel anda kendi kaderlerini tayin hakkını bu yönde belirlemiş olurlar. Ama işin içine “emeğin kurtuluşu” gibi sadece siyasi değil, aynı zamanda ekonomik kurtuluş talepleri de konulduğunda bunun anlamı bugün açıkça KKTH’ye karşı çıkmaktır. Zaten “barış süreci...reddedilmelidir” derken de aktif karşı konulmaya çağrı yapılmaktadır.
Sosyalizmin büyük önderlerinden birisi “Ulusal sorun diyalektiğe en fazla ihtiyaç duyulan yerdir” derken tam da böylesi durumları kastetmişti. Örneğin Rusya’da güçlü bir işçi hareketi vardı ve çeşitli uluslardan işçi ve emekçiler bu hareketin etrafında toplanmışlar, kurtuluşu onunla birlikte hareket etmekte bulmuşlardı. Ama daha dün Balkanlar’da birlikte yaşayan uluslar emperyalizm tarafından birbirine kırdırılmış, ayrı yaşama ve ayrılık burjuva ulusçuluğunun temel sloganı olmuştu. Bugün ülkedeki mevcut durumun bunlara benzemediği, buna karşın Kürtlerin ortak yaşam ve geleceği birlikte kurma isteğinin açıkça ifade edildiği bilinmektedir. O halde bu sorun demokrasi içerisinde çözülebilir ve Türk ve Kürt işçi ve emekçilerinin önünde sosyal kurtuluş için birlikte mücadele etme yolu sonuna kadar açılabilir.
Açıkça bilinmesi gerekir ki, tarihin çözülmesi için bugün önümüze getirdiği bu sorundan başka türlü kurtulma olanağı bulunmamaktadır. Bu sorunda açıkça iki taraf vardır. Barış ve giderek demokratik bir çözüm için mücadele edenler ve hangi gerekçeyi ileri sürerlerse sürsünler mevcut gerici statükonun devam etmesini isteyenler. Ne antiemperyalizm üzerine atılan sahte nutuklar, ne de “emeğin kurtuluşu ve sosyalizm” üzerine içi boş ajitasyonlar bu kesin bölünmenin üzerini örtebilir. Türkler ve Kürtler bugün demokrasiyi ve özgürlüğü birlikte kazanmak için, tarihin başka bir döneminde görülmeyen büyük olanaklara sahiptirler. Kurtuluş savaşını birlikte yapmış, emperyalizmi kovmuş, ancak hak eşitliğine dayanan demokratik bir ülke kuramamışlardı. Bu tarihsel dönem sona ermek zorundadır. Gelecek ise, demokrasi ve özgürlük içerisinde eşitliğin ve birliğin sağlandığı bir temel üzerinde kurulmak zorundadır. Bu sağlandığında da emperyalizm ikinci kez defedilmiş olacaktır.
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284338.jpg)
Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal
![Kadınların kaleminden hayat: Eskişehir Edebiyat Atölyesi](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284336.jpg)
Kadınların kaleminden hayat: Eskişehir Edebiyat Atölyesi
![Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/254547.jpg)
İletişim Başkanlığı deprem raporu: Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı
![Çayırhan işçilerinin özelleştirmeye karşı yürüyüşü devam ediyor:](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284233.jpg)
Evrensel'i Takip Et