Demokratik çözüm, birlik ve dayanışma konferansı
Geçtiğimiz hafta yayınlanan “Kuzey Kürdistan Demokratik Çözüm, Birlik ve Dayanışma Konferansı”nın örgütlenmesine dönük yazıma ciddi eleştiriler aldım. Belki süreci dıştan takip etmenin getirdiği eksik bilgilenmeden, belki iyi ifade edememeden olacak ama en nihayetinde gelen eleştirileri not etmemde ve görüşlerimi hem köşenin hem de sorumluluğun el verdiği boyutlar içinde biraz daha açmamda yarar var.
Eleştirilerin bir kısmı bizzat konferansın örgütlenmesi için çaba gösteren, siyasal yapılarca yürütülen ikili veya daha geniş katılımlı görüşmelere katılan arkadaşlardan geldi. Elbet süreci benim gibi dışarıdan izleyen Kürt siyasetçileri, yazarları ve aydınlarından da yazımdaki bazı tespitlere dönük eleştiriler geldi.
Eleştiren arkadaşlar yazıda yer alan bazı belirlemelerin haksız ve tek taraflı bilgilenmeden kaynaklı tespitler olduğunu söylediler.
En çok eleştirilen bölümde şunları yazmıştım: “Endişesini gidermeyen, kaygısını aşmayan olursa da dışında kalır. Birilerinin, bazı siyasal yapıların -şimdilik kaydıyla- bir konferansın dışında kalması da dünyanın sonu değil.”
Kürtler arasında yapılacak bir “Birlik ve Dayanışma Konferansı”nın çok kolay örgütlenemeyeceğini biliyorum. Kürt siyasal hareketlerinin tümü düzenlenecek konferansa katılsalar bile sonuçta ortak uzlaşı noktaları oluşturma ve stratejik politikalar üretme konusunda çok rahat ol(a)mayacaklar. Bunun da farkındayım. Hatta dört parçadan siyasal güçlerin katılacağı bir konferansın sadece Kuzey Kürdistanlı siyasal yapıların katılacağı bir konferanstan daha rahat örgütlenebileceğini ve daha stratejik kararlar alabileceğini bile söyleyebilirim.
Öncelikle belirtmeliyim ki bazı bölümleri eleştirilen bir önceki yazımı kaleme alırken biraz da bu öznel kaygılardan yola çıktım. Daha da önemlisi, yazımda en çok da uçta duran kesimlerin bakış açılarını -mümkünse kaygıları giderecek, Kürtlerin bir araya gelmesini kolaylaştıracak en münasip dille- yazmaya gayret ettim.
Elbet hiçbir kesimin dışlanmasından, hiçbir siyasal yapının, inanç grubunun, etnisitenin, farklılığın, kimliğin, cinsiyetin “Kuzey Kürdistan Demokratik Çözüm, Birlik ve Dayanışma Konferansı”nın dışında kalmasından yana değilim. Hele 2011 yılında yapılan ve belki Kuzey Kürtlerinin tarihinde yapılmış en ciddi çalışma olan “Türkiye’de Kürdistan Konferansı” gibi önemli bir deneyim önümüzde duruyorken bazı kesimlerin dışında kalacağı bir konferansı savunmam olası değil, olamaz da.
Buna rağmen istenilen sonuçlara ulaşmada yaşanan/yaşanacak bazı sıkıntıların da farkında olmamız gerektiğine inanıyorum. Çünkü Kürt siyasal yapılarının bir kısmı arasındaki ideolojik farklılıklar, tepkisel yaklaşımlar, çözüm sürecine dönük farklı tutumlar ortak hareket etmede sıkıntılar yaratabilir, yaratıyor...
Bunu görmek ve bu tespite uygun hareket etmekte yarar var.
Eğer bu tespiti yapabiliyorsak, olası sonuçları bu realiteden yola çıkarak daha sağlıklı değerlendirebiliriz.
Bu nedenledir ki yazımda bazı kesimlerin dışta kalması olasılığına ‘şimdilik kaydıyla’ marjını koydum ve ekledim; ‘Çünkü bu hamur daha çok su kaldıracak...’
Dile getirmeye çalıştığım yaklaşımları, Kuzey Kürdistan Konferansı’nın esas aktörü olacak, olması gereken DTK, BDP, HAK-PAR, KADEP, ÖSP, HÜDA-PAR, DDKD ve Azadi İnisiyatifi başta olmak üzere Kürt siyasi partilerini, gruplarını, liderlerini ve bazı ‘kanaat önderlerini’ yakından izleyenler elbet daha sağlıklı değerlendirebilirler.
Konferansın yukarıda adını verdiğim siyasal yapılarca organize edilmesini ve sorumluluğun bizzat bu yapılarca üstlenilmesini canı gönülden destekliyorum.
Konferansın bir adım ötesi ise bileşenlerin çözüm süreci olarak adlandırılan ve PKK’nin üzerinde ciddiyetle durduğu, önemli adımlar attığı sürece samimi bir biçimde destek vermesi, Kürdistan ulusal özgürlük mücadelesinin en geniş kesimini karşılayacak, Kürtlerin uzun vadeli kazanımlarını garantiye alacak ciddi stratejik iş birliklerinin yaşama geçirilmesidir.
Bu arzum gerçekleşir mi bilmem; ama istenirse olmayacak şey yoktur...
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Kadın işçiler devlere karşı](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/284311.jpg)
Kadın işçiler devlere karşı
Chinatool grevi, ücretleri eriten Şimşek programının arkasında dizilenleri gözler önüne seriyor: Programın uygulayıcısı iktidar, programdan güç alıp %25 zam dayatan Chinatool ile Şimşek’in kapısını aşındırdığı Chinatool’un ortağı uluslararası finans tekeli HSBC... Küçük parçaların üretimi için küçük elleri kullanılan kadın işçiler, bu dev ittifaka sendikalarıyla kafa tutuyor.
![Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/254547.jpg)
Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı
![Çayırhan işçilerinin özelleştirmeye karşı yürüyüşü devam ediyor:](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284233.jpg)
‘Eylemler üretimi de etkilemeli’
![Diyarbakırlı işçiler sürece ilişkin temkinli, iktidardan umutsuz](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/280807.jpg)
Diyarbakırlı işçiler sürece ilişkin temkinli, iktidardan umutsuz
![Darwin 216 yaşında: Yaşamı bugüne de ışık tutabilir mi?](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/173500.jpg)
Evrensel'i Takip Et