21 Mayıs 2013 11:33

Erdoğan fabrika ayarlarına döndü

Erdoğan fabrika ayarlarına döndü

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Suriye’ye karşı “Türkiye’yi sertleşmeye zorlayan ABD’ydi…”
Kim bu cümlenin müellifi?
Sakın ola “bozguncular” arasında aramayın…
Başbakanın yakınlarından…
Köşk’teki reisimizin pek yakın arkadaşının…
Fehmi Koru’nun hükmü, bu.
Harfi harfine şöyle yazdı:
“Tayyip Erdoğan ile Beşşar Esad arasında oluşmuş dostluğu kullanarak Suriye’yi tedrici demokratikleşmeye yönlendirmek isteyen Türkiye’yi sertleşmeye zorlayan ABD’ydi; Türkiye sertleşince ABD yumuşadı. Suriye konusunda Beşşar Esad’dan… bir türlü vazgeçmeyen… Moskova’nın çizgisine yakın duruyor Washigton.” (Star, 16 Mayıs 2013)
Şimdiiii…
‘Esed’ değil ‘Esad’ demesini lüzumsuz ayrıntı saysak da…
Koru’nun yazdıkları, malumun ilamı anlamına gelmiyor mu? AKP, ABD’nin Suriye’deki taşeronu…
Koru’nun kastı bu değil belki ama…
Bizimkini ayartan Obama oldu! dediği aşikar…
Eeee!
Başından beri sol, sosyalist… ve dahi bilumum muhalifler bunu söylemiyor muydu!?
Erdoğan-Davutoğlu, Obama gazıyla Türkiye’yi Suriye batağına saplıyor…
Dünkü “Beşşarkardeşim”ecartcurtlanmasının sebebi hikmeti Washington rüzgarı… Dendiğinde…
Erdoğan’ın ucuz kahramanlığının arkasındaki kuvvete dikkat çekildiğinde…
Afra tafra yapanlar ne diyecek?
Dün dündür, bugün bugündür…Pozisyonuna girdiler…
Misal. Başbakan…
Hazret, Washington’a uçmadan gazetecilere konuşurken, dayılanmaya devam ediyordu:
“Siyasi olarak 1. Cenevre anlaşmasında sonuç alınamadı. 2. Cenevre’de bize ipe un sermek gibi duru-yor. Başka çözümler için bakacağız. Rusya ve Çin attıkları tavırla adımları engelliyor. Biz Beşar’ın avukatı değiliz demelerine rağmen ne Rusya ne Çin olumlu adım atmadılar. Bu sürece olumlu bakan ülke-lerle çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”
Patronla… Obama ile görüştükten sonra:
“Cenevre görüşmelerinin devamı olarak, bu sürecin içinde Rusya’nın, Çin’in olması çok çok önemli. Bunu BM Güvenlik Konseyi üyeleri açısından önemsiyoruz. Onların da işe katılımı süreci hızlandıracaktır.” Yetmedi…
Başbakan, Beyaz Saray’da önceliklerini açıklarken, “Suriye’nin terör örgütlerinin faaliyet sahası olmasının engellenmesi…” ifadesini kullandı.
Bu da ilkti: Erdoğan, Suriye’de terör örgütlerinin varlığını kabul etmiş oldu…
Kim bunlar?
AKP İktidarı bunlara ne/nasıl destek verdi?
Suriye’de makas değiştirmenin sonuçları ne olur?
Bu sorulara henüz gelemesek de… Başbakanın Suriye lügatına “terör örgütler”i girmiş oldu…
Beyaz Saray’daki lisan eğitiminin alametlerinden olsa gerek…
Hülasası: Türkiye’nin Suriye politikası aşırı hararetten kayış kopardı…
İmalatçı geri çağırdı… Kullanım hatası kulak çektirdi… Fabrika ayarına geri dönüldü…
Başbakan? Şekildeki gibi: Dersini almış da ediyor ezber.


BAŞA BELA OLDU PARLAMENTO… SEÇİM... ANASINI BELLEDİ MEMLEKETİN…

Sol liberaller öfkelenmesin… Mr. DSİP’li sen de sakin ol…
Haşa… ‘Seçilmiş’ başım üstüne…
Başlık benden değil, ‘sizinki’lerden…
Yaslan arkana da izah edeyim:
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AKP Milletvekili Burhan Kuzu, Milli Türk Talebe Birliğinin davetlisi olarak Elazığ’a gitmiş.
“Başkanlık Sistemi ve Anayasa” panelinde konuşmuş.
Başbakanın Kuzu’su demiş ki:
* 7-8 parti giriyor parlamentoya. Niye seçim yapılır? Yönetim değişsin veya devam etsin diye. Ama seçim yapıldı kaos. Olmasın daha iyi. Bir anlamı yok ki o seçimin.
* (İngiltere’yi kastederek) Başımıza bela ettin bu pis sistemi. Efendim parlamento diye bir şey uydurdun, dünyanın başına resmen bela ettin. Senin modelin bizim anamızı belledi senelerdir. İngiltere’de niye çok bela olmadı; 2 parti vardı çünkü biri geliyordu biri gidiyordu.
* Sol kesim başkanlık sistemine karşı, sebebi de diktatörlük gelecek. Hadi geç derler adama; deminden beri söylüyorum. Diktatörlüğün ‘d’si bile gelmez. Bırakın, böyle bir şey yok. (mynet.com ile sol.org.tr, 19 Mayıs 2013)
Parlamentoyu baş belası gören…
Seçimler için olmasın daha iyi diyebilen…
Bu iktidar partisi zihniyetinden demokratik anayasa çıkar mı!?
Solun karşı çıktığı Başkanlık ile diktatörlüğün “d”si bile gelmez(miş)…
Yemin et!
Demokrasinin “d”sinin bile gelmeyeceği kesin de…
Kendisi Kuzu ya… Bizi de sürüden sanıyor…
Saymak istiyor. Anladınız?


Satır altından notlar...

KİM, KİME NE DEMEK İSTEDİ?

HATIRLARSINIZ…. Obama, masasından Erdoğan’la telefonla görüşürken, elinde beyzbol sopası vardı... Ve Beyaz Saray bu fotoğrafı servise koymuştu… da…
Haayda, olmuştuk… Niye ki!? demiştik…  
‘Sopa’ biraz simgenin ötesine kaçsa da…
Biliniyordu ki, ABD’de siyaset biraz da semboller üstünden yapılıyor…
Bizim medya da bunun idrakiyle… Gayfedeki amca ve pazardaki teyzenin kompleksine ilaç niyetine…
Başbakanın ABD’de gördüğü hüsnü kabulü köpürttü de köpürttü…
Doğrusu ABD eşrafı da vaziyeti kurtarmak için hiçbir masraftan kaçınmadı…
Öyle ki… Bilgi ve görgü artırma niyetine yolluk bilem hazırlamışlar.
Emine Hanımın eline “Diktatörlüğün Psikolojisi” kitabını tutuşturuvermişler…
Arka kapaktaki 120 dolarlık etiketi gördüğünden midir bilemem, Emine Hanım pek mutluydu…
Fotoğraf öyle diyo…
Neyse…
Bir kısım medya tarafından pek manidar bulunan bu hediye…
“Diktatörlüğün Psikolojisi”… ABD gezisinin en sembolik olaylarındandı… Bence.
Beyaz Saray bu kadirşinaslığın neresindeydi sorusunun çengeli havada asılı kalsa da…
Tesadüf deyip geçmek de pek kabil değil galiba…


DEVLET SHOW’U BAŞLADI

TMSF, Karamehmet’in Show, Sky Türk, 360 TV  ve BMC’sine el koydu. Yönetmeye başladı…
Taraf, sürmanşetten ‘Devlet Show’u başladı’ (18 Mayıs 2013) diye duyurdu…
Vaziyeti güzel özetledi.
Bir hatayla: Alt başlıkta “TMSF medyaya geri döndü” dedi… Oysa hiç çıkmadı ki… Misal. Cine 5 kimin elinde? Ve ne zamandır yönetiyor?  


MUHİTİMİN DAYISI

“OBAMA ile yaptığı basın toplantısında söz sırası Erdoğan’a gelince Amerikan haber kanallarının canlı yayını kestiği ortaya çıktı.” (gazeteciler.com, 17 Mayıs 2013)
ABD medyasına da fırça attı mı ki? Hani, batsın sizin medyanız, dedi de ben mi kaçırdım.


BEĞENDİM

EVRENSEL geçen salı, şu manşetle çıktı:
“Stratejik derinlik”ten CESET ÇIKIYOR (14 Mayıs 2013)
Spotta da başlığa adını veren Davutoğlu’nun mimarı olduğu AKP dış politikasına atıf vardı…
Stratejik katil… Görünce “budur” dedim… Bizim gazete faili ifşa etmiş…
‘Savaş Hükümeti’ başlığı da aynı tatdaydı…  Adını koyuyor, uyarıyordu.
Başlıklar günün tozunu sildi…  
Eyvallah arkadaşlar… 


ÖZLENEN HAREKETLER…

RADİKAL de geçen hafta gazetecilik sıfatının gereğini yaptı. Reyhanlı’da bombalı saldırının ardından Türkiye medyasında eylemin faili olmakla itham edilen THKP-C Acilciler örgütünün eski liderlerinden Mihraç Ural ile konuştu. (Mihraç Ural: Reyhanlı saldırısının faili İsrail- 14 Mayıs 2013)  Mesleğin yüzünü ağarttı.  Saymaz, Reyhanlı’nın yanı sıra Banyas Katliamı’nı da sormuş, Ural’a… ki bu bile başlıca bir olay… Hep var olsunlar...

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa