'Bütün nöbetçi kulübelerinden ateş açıldı'
“Üniversiteye hazırlanıyordu. Mühendislik okumak istiyordu.”
Lice’de karakol yapımının protestosu sırasında askerlerin açtığı ateş sonucu henüz 18 yaşındayken canından olan Medeni Yıldım için ağabeyi Fesih Yıldırım böyle söylüyor. Medeni Yıldırım, 30 yılı aşkın süredir devam eden savaş ortamına verilen ‘ateşkes ve müzakere’ molasına rağmen askerlerin kurşunlarının hedefi oldu. Yanındaki birçok kişiyle birlikte. Hükümete yakın yayın organlarına el altından servis edilen psikolojik savaş haberleriyle tıpkı Roboskî’de olduğu gibi ters yüz edilmeye çalışılan Lice gerçekliğini yerinde görüp incelemek için Barış Meclisi Heyeti olarak bölgeye gittik.
KURŞUN VE GAZ BOMBASI YAĞMURU
Medeni Yıldırım’ın ailesiyle Diyarbakır’daki taziye mekanında bir araya geldik. Medeni’nin ağabeyi Fesih Yıldırım kardeşlerinin ölümüne rağmen, ortaya atılmış olan yalan haberlere isyan ediyor. Medeni Yıldırım’ın bir kardeşi de ondan 3 yaş büyük olan Mehmet Yıldırım. Olay anında o da oradaymış. Yaşananları bize ayrıntılı bir biçimde anlattı.
Mehmet Yıldırım, olay anında karakolun önünde biriken kalabalıktan karakola doğru bir yönelim ya da saldırı olmadığını, karakolun yan tarafında yapılan ek binanın inşaatına insanların bir müdahalesi olduğunu, tam bu noktada bütün nöbetçi kulübelerinden eylem yapan kitleye doğru ağır silahlarla ateş edildiğini söyledi. O anı ‘kulakları bile sağır eden bir sesti’ diye anlatıyor.
Mehmet Yıldırım yoğun ateşten sonra da, gaz bombası atılarak yaralılarını almalarının bile engellenmeye çalışıldığını söyledi.
Mehmet, kardeşi Medeni’nin cenazesinin nakledilmesi konusunda bile Vali’nin müdahalesi ile karşılaştıklarını anlattı. Mehmet Yıldırım, Vali’nin kendilerine gece yarısı saat 04.00’de cenazelerine alıp sessizce defnetmelerini söylediğini anlattı.
Medeni Yıldırım’ın amcasının oğlu Oktay Yıldırım da, olayın örtülmemesi gerektiğini anlatıyor ve Lice’de yaşananların çarpıtılarak yansıtılmasından rahatsızlığını dile getiriyor.
Medeni Yıldırım’ın ailesi, isyan duygularını içlerine atmıştı ve yaşadıkların tüm acıya rağmen vakur durmaya çalışıyordu.
HASTANEYE GİTMEYEN YARALILAR DA VARMIŞ
Lice’de yaptığımız temaslara dair gözlemlerimiz Evrensel’de dün yansıdığı için, orada yaptığımız görüşmelerin geneli üzerinden gözlemlerimi özetleyeceğim.
Lice’liler, BDP’nin müzakere sürecine rağmen yeni karakol ve kalekol yapımına karşı başlattığı demokratik tepkiyi dile getirme politikasına bağlı olarak bu eylemi gerçekleştiriyor. Kayacık Jandarma Karakolu’nun önüne gelen kitle önce karakol komutanı ile görüşüyor. Yani ilk etapta çatışma yok. Sonra kitlenin içinden bazı gençler taş atıyor. Burada iki farklı anlatım var. Bazıları karakola doğru, bazıları da, karakolun hemen yanındaki ek bina yapılan alana doğru taş atıldığını söylüyor. BDP yöneticileri taş atan gençleri engellemeye çalışıyor. Tam o sırada karakoldan kitlenin üzerine ateş açılıyor. Medeni Yıldırım o anda vuruluyor ve çok sayıda kişi de yaralanıyor. Bu arada yaralı sayısının kamuoyuna şu ana kadar yansıyandan fazla olduğunu anlattılar. Bunlar çeşitli düzeylerde yaralanmalarmış ve çeşitli kaygılarla insanlar hastanelere gitmek istememiş. Bunlar bölge koşulları dikkate alındığında kolaylıkla yabana atılmayacak güvenlik kaygıları anlamına geliyor.
Kaymakam Özer Özbek bize olaydan bir gün önce kitlenin içinde iki PKK’linin olacağına dair bir istihbarat aldıklarını ve Lice Belediye Başkanı Fikre Aytin’i arayarak protestoyu engellemeye çalıştığını anlattı. Özbek, ateş açma emrini kesinlikle kendisinin vermediğini üzerine basa basa vurguladı ancak, bunun engellenmesi açısından BDP’li belediye başkanını aramak dışında, örneğin o karakolun komutanı ile görüşerek kesinlikle kitleye karşı silah kullanılmaması yönünde bir talimatı olmadığını da anlıyoruz. Kaymakam açısından bunun yanıtı ‘bunun olacağını nereden bilebilirdim ki’ olabilir. Ancak bölge koşulları bu ihtimalin burada her zaman mümkün olabileceğini söylüyor.
Lice’deki olayı ‘uyuşturucu’ya bağlama tutumu ise, burada yalanlanmakla kalmıyor, ciddi tepki görüyor.
Diğer ve çok önemli bir nokta, bu olay da gösteriyor ki, Hükümet, bölgedeki askeri birimleri, “müzakere sürecindeyiz, buna uygun davranın” diye uyarmamış. Zaten uyarmış olsaydı, hükümet yetkilileri olayın hemen ardından verdikleri o tepkileri vermezdi. Hükümetin Roboskî olayında gösterdiğini tepkisinin tıpkısının aynısı bir tepki gösterince, bu olayların yenilerinin bile tekrar etmemesinin hükümet cenahı açısından siyasi bir garantisi olmuyor. Bu ancak Türkiye’deki demokratik direncin böyle olayların önünde oluşturacağı setin, bu olayların benzerlerinin tekrar etmesini engelleyecek güçte olması.
HİZMET YOK, KURŞUN VAR!
Lice’den önemli bir ayrıntıda, burada yol, su, okul, elektrik gibi hizmete dair konularda ciddi şikayetler ve talep var. Buna rağmen zaten varolan karakola bir de ek bina yapılıyor olması burada işleyen mantığın ‘hizmet=güvenlik’ olduğunu gösteriyor.
Bu arada görüştüğümüz Kayacık Muhtarı Kadri Çelik’in olayı görmüş olmasına rağmen çok tedirgin bir biçimde bizimle konuştuğunu aktarmadan geçmemek gerekiyor. Kitlenin içinden ateş edildiğini görmediğini belirtirken dahi lafı o kadar dolayladı ki, ben araya girerek “siz bugün gideceksiniz, ben hep buradayım mı demek istiyorsun?” demek durumunda kaldım. Çoluk çocuk sahibi ve ayrıca felçli bir babaya bakan bir bölge insanı açısından bunlar anlaşılabilir tereddütler hanesine yazılmalı.
Lice’de ve Diyarbakır’da sürece dair zaten var olan kaygıyı bu olay iyiden iyiye derinleştirmiş. Burada herkes, Lice’de kitlenin üzerine yağan kurşunlara Hükümetin güvenlik politikasının ve Başbakanın süreç konusundaki tavrının yol verdiğini çeşitli ifadelerle dile getiriyor.
Bağlarken şunu ifade etmek gerekiyor; Lice’den ilginizi esirgemeyin; Lice’ye ilginiz ülkenin batısında ilk iki günde gösterilen o müthiş tepki ile sınırlı kalmasın!
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284338.jpg)
Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal
![Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/254547.jpg)
İletişim Başkanlığı deprem raporu: Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı
![Çayırhan işçilerinin özelleştirmeye karşı yürüyüşü devam ediyor:](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284233.jpg)
Özelleştirme karşıtı yürüyüş sürüyor: Eylemler üretimi de etkilemeli
![Diyarbakırlı işçiler sürece ilişkin temkinli, iktidardan umutsuz](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/280807.jpg)
Evrensel'i Takip Et