Seçim yap, adı demokrasi olsun
Taksim Gezi Parkı, Mısır Tahrir Meydanı…On binler, yüz binler, on milyonlar bir şeyler dile getiriyorlar, bir şeyler talep ediyorlar ve yaşıyorlar, yaşatıyorlar.
Gazete haberlerini, köşe yazılarını, resmi açıklamaları, uzman görüşlerini, televizyon programlarının konuklarını okuyorum, dinliyorum. On binlerin, yüz binlerin, on milyonların yaşayarak dile getirdiklerini, talep ettiklerini önemsemez görünenlerin görüşleri geliyor, iki ana noktada birleşip düğümleniyor.
Diyorlar ki, seçilen seçimle gider. Bir kere seçim yapıldı mı, ‘milli irade’ (ne uyduruk kavram ama!) oluşur, artık herkes o iradeyi temsil edenlerin uygulamalarına sessiz ve itaatkar katlanmak zorundadır. Beğenmeyenler varsa, yeni ‘milli iradenin’ oluşacağı bir sonraki seçimleri beklerler. O kadar ! Seçimle bir yerlere gelenlerin, onların atadıklarının seçimle gitmelerini beklemeden hoşnutsuzluklarını sokaklarda haykırmak ‘milli iradeyi’ hiçe saymaktır.
Sanırsınız, seçim ve seçimle oluşan milli irade bir devlet biçimidir. Bir seçimden diğer seçime kadar geçecek sürede seçilmişlerin ve onların atadıklarının uygulamalarına karşı çıkmak, tevekkülle itaat etmemek devlete başkaldırıdır. ‘Milli irade’ kavramını uydurmasını bilirler, ama bu seçimle oluşan ‘milli irade’ dedikleri devlet biçimine bir ad bulamazlar; yaratıcılıkları da yoktur, herkes kullandığı için cazibeli bulduklar demokrasi sözcüğünü yeğlerler. Böylece, demokrasi seçimden seçime oluşan milli irade temelinde kurulmuş devlet biçiminin tanımına dönüşür.
Şu soruları sorarsınız onlara: ‘On binlerin, yüz binlerin, on milyonların eleştirilerini, taleplerini seçimle oluşan ‘milli iradeyi’ temsil ettikleri ileri sürülen seçilmişler ve onların atadıkları dinleyip, inceleyip, değerlendirip haklı olanlar için gereğini yapamazlar mı?’
‘On binler, yüz binler, on milyonlar seçimle oluşan milli iradeyi temsil ettikleri ileri sürülen seçilmişlerin ve atanmışların istifasını isteyemezler mi? Seçilmişler istifa etseler ve bir sonraki seçim dönemi beklenmeden seçimler yapılsa, hatta istifa eden seçilmişler aday da olsalar, bu seçimlerle devlet biçimini temellendirdikleri ‘milli irade’ oluşmaz mı?’
‘On binlere, yüz binlere, on milyonlara seçilenleri, hatta seçtiklerini, onların atadıklarını geri çağırma, görevden alınmalarını isteme hakları tanınsa, bu haklı talebin uygulaması seçimden seçime oluşan milli irade temelli devlet biçimine aykırı mı olur?’
Onlar muhtemelen şu yanıtı vereceklerdir: ‘On binler, yüz binler, on milyonlar; sizler her şeyden önce seçimle oluşmuş milli iradeye saygı gösterin, tevekkülle itaat edin ve bu arada çalışın, bir sonraki seçimlere hazırlanın, yeni milli iradeyi istekleriniz temelinde oluşturun, yeni milli iradenin seçilen temsilcileri sizlerin isteklerini, anayasayla mı, yasalarla mı, uygulamalarıyla mı -artık orasını bilemeyiz- yaşama geçirsinler. Bu olana kadar milli iradeyi temsil eden seçilmişlerin ve onların atadıklarının güvenlik güçleri, yargısı vb. seçimle oluşan milli irade temelli devleti koruyacaklardır. Direnmeye devam ederseniz, karşınızda milli iradenin kendisini ve hatta onların sopalı, ileride silahlı güçlerini bulursunuz. Milli irade temelli devleti milli iradenin kendisi korumayı bilir.’
Onlara deseniz ki, ‘İyi de bu seçim sistemi, seçim barajı, siyasi partiler kanunu, siyasi partilerin kuruluşu ve işleyişine ilişkin düzenlemeler, sınırlı hatta yasaklanmış özgürlükler…Tüm bunlar varken şu dilinize doladığınız milli irade nasıl oluşacak? On binlerin, yüz binlerin, on milyonların önüne güvenlik güçlerini diker, karşısına milli irade sahipleri diye başka kalabalıklar çıkartırsanız, toplumsal patlama olmaz mı ? Hangi toplumsal patlamanın meşru sayılacağını da mı siz belirliyorsunuz?’
Bu soruya verilecek yanıtın ne olabileceğini okurların öngörüsüne bırakıyorum. Seçim ve seçimle oluşan milli irade devlet biçimi ilan edilmiş; bu devlet biçimine ad bulunamamış, demokrasi diye tanımlanmış.
Bu icat siyaset bilimine armağan olsun.
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284338.jpg)
Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal
![Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/254547.jpg)
İletişim Başkanlığı deprem raporu: Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı
![Çayırhan işçilerinin özelleştirmeye karşı yürüyüşü devam ediyor:](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284233.jpg)
Özelleştirme karşıtı yürüyüş sürüyor: Eylemler üretimi de etkilemeli
![Diyarbakırlı işçiler sürece ilişkin temkinli, iktidardan umutsuz](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/280807.jpg)
Evrensel'i Takip Et