Demokrasi meselesi
Fotoğraf: Envato
Kirvem,
Şunun şurasında neredeyse bir yıldan beri demokrasi yolunda henüz yeni yeni emeklemeye başlayan Mısır’da, gelişen bu son olayların ardından ortaya çıkan genel “manzara”ya bakıldığında, bir kez daha “aççık-seççik” görünen ve anlaşılan o ki, “demokrasi” denen şu meşhur “kavram”ın yanı sıra, keza bu bağlamdaki demok-ratik yaşam tarzı da, toplumların güncel yaşamında öyle tepeden inme “zoraki”, ya da kulaktan huni ile doldurulup şıpınişi bir günden diğerine aktarılamayacağı gibi, aynı zamanda da şu veya bu minvalde, daha da doğrusu keyfi “kalıplar”la yerleştirilmeye çalışıldığında da, genellikle de “fiyasko” ile sonuçlanıyor.
Yani demokrasi meselesi, deyim yerindeyse gerçekten de “uzun ince bir yol”. Kimi ülkeler bu “uzun”, bu “ince” yolun labirentlerini “zaman tüneli” boyunca az-çok aşıp, bu bapta hayli düzlüğe çıktıkları halde, öte taraftan da hesapça az, “yarım porsiyon” gelişmiş kimi ülkeler ve öncelikle de onların “halk”ları bu demokrasi “nimet”inden yeterince “nasip”lerini alamadıkları için bunun kavgasını sürdürüp, dolayısıyla başlarındaki “muktedir”lerle cebelleşip duruyorlar...
Mısır’daki bu son olayların hemen akabinde, hatta daha ilk andan itibaren televizyon ekranlarından nerdeyse dakika dakika verilen haber ve görüntüleri sıcağı sıcağına izleyip, bu işin boyutlarının nere-ye varacağını kendilerince yorumlayan “akademisyen”lere, bu işlerin “uzman”larına bakılırsa; bir müddetten beri Afrika’nın kuzeyinden başlayıp, yavaş yavaş Ortadoğu’ya doğru savrulan bu rüzgarın nerede, ne zaman ve hangi şartlarda hafif yollu soluklanıp veya tam aksine hangi “fırtına”lara gebe olacakları şimdilik meçhul!
Gerçekten de bu “iş”lerin nereye varıp dünya ahvalindeki bu “gidişat”ın nerelerde noktalanacağı sanıldığı gibi meçhul mü, yoksa tam aksine görünen köy kılavuz istemez misali tabak gibi orta da mı?
Özüme kalırsa özellikle şu son yarım yüzyıl içinde akıl almaz boyutlarda gelişen “teknolojik” gelişmeler sonucunda, herkesin elinde giderek sanki başlı başına birer “uydu”ya dönüşen cep telefonlarından bile, gari şu kırtıpil alemde kimlerin ellerinin kimlerin ceplerinde gezindiğini, kimlerin niyetlerinin kimlerin feslerini araklamaktan yana ne tür “dolap”lar çevirdiğini her geçen günün ardından daha da fazla çakozlayıp, bunu da bilinçli bir şekilde sorgulayan “zamane gençleri”, bu yaklaşımlarıyla “siyaset dinozorları”nın uykularını galiba fazlasıyla kaçırmaya başladılar!
Nitekim bu bağlamda geride kalan bu bir aylık zaman dilimi içinde Gezi’deki olaylar nedeniyle, bizatihi kendi ülkemizin kimi meydanlarında bir taraftan bol kepçe biber gazı soluyan bu gençler, yani başımızın başı başbakanımızın ifadesiyle “çapulcular” tayfası, bundan kellim susmayıp, tam aksine sorgulama fasıllarına devam edeceklerini kanıtlamaktan kaçınmadılar…
Mazisi askeri darbelerle dolu, ya da zırt pırt verilen muhtıralarla yara bere içinde kalmış demokrasimizin hali, gül cemali ortada sırıtırken, keza Mısır’da “bilek gücü”ne dayanan bu darbeye şapka çıkarmak bittabii ki aklımızın ucundan zaten geçmezken, öte taraftan “askeri vesayete paydos” deyip, bunun yerine yavaş yavaş kendi kafalarının dar açılı “sivil vesayet”ini gıdım gıdım yerleştirmeyi, kendi “yaşam tarz”larını direkt ya da dolaylı yollarla devreye sokmayı marifet sananların da şapkalarını, külahlarını önlerine koyup ciddi ciddi düşünmelerinin belki de tam da zamanı mıdır, bilemiyorum Kirvem!
- Bitmeyen yazı* 05 Nisan 2022 00:14
- ‘Saltanat kayıkları’ meselesi 19 Mart 2022 23:23
- 'Ayıp' meselesi 12 Mart 2022 23:00
- ‘Yamuk beyinler’ meselesi 05 Mart 2022 21:31
- ‘İp ipullah sivri külah’ meselesi 26 Şubat 2022 23:05
- ‘Laklakiyat’ meselesi 19 Şubat 2022 20:45
- ‘Saz çalıp çığırmak’ meselesi 12 Şubat 2022 22:00
- ‘Demirkazık’ meselesi 05 Şubat 2022 23:20
- ‘Minik serçe’ meselesi 30 Ocak 2022 02:15
- ‘Enkaz’ meselesi 23 Ocak 2022 02:43
- ‘Rektifiye’ meselesi 16 Ocak 2022 03:40
- "Aç tavuk" meselesi 09 Ocak 2022 02:30