Her an her şey olabilir
Son 7-8 gündür Türk ve Kürt Toplumu Dayanışma Merkezi DAY-MER tarafından organize edilen ve bu yıl 24’üncüsü düzenlenen Kültür ve Sanat Festivalinin davetlisi olarak Londra’dayım. Londra Toplum Merkezinde DAY-MER Başkanı Ahmet Sezgin’in yönettiği panelde EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan ve Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı Ali Kenanoğlu ile birlikte Gezi’den Alevilerin sorunlarına, Kürt meselesinden Mısır’daki gelişmelere kadar birçok şeyi konuştuk.
Haziran ayının ilk günlerinde başlayan ve çocuk şenliklerinden tiyatro gösterileri ve gençlik şölenine kadar birçok etkinliğe ev sahipliği yapan festival, geçtiğimiz hafta sonu düzenlenen ve yaklaşık 15 bin kişinin katıldığı bir açık hava şöleni ile son buldu.
Tüm gezimiz boyunca yalnız panel ve seminerlerde değil, gittiğimiz her evde, ziyaret ettiğimiz her kurumda Gezi direnişinin nerelere varacağı tartışılıyor, Kürt sorunu ile bağlantısı merak ediliyor, çözüm süreci ile ilişkisi masaya yatırılıyor ve Mısır’da ortaya çıkan yeni durum ile karşılaştırmalar yapılıyordu.
İletişim olanakları elbet geçmişteki gibi değil. 20-25 yıl önce bu tür etkinliklere geldiğimizde iletişimin bugünkü gibi sıcak olmaması nedeniyle daha çok Türkiye ve Kürdistan’da neler olup bittiği merak edilir, bununla bağlantılı olarak bilgi temelli sorularla karşılaşırdık. Şimdilerde bilgi temelli sorulardan çok karşılaştırmalı analizler yapılarak özellikle farklı siyasal kesimlerin yaşananlarla ilgili tutum ve davranışları merak ediliyor.
Kürt yurtsever hareketinden, devrimci ve sosyalistlere, dindar yapılanmalara, hatta ulusalcılara kadar farklı çevrelerin tutum ve davranışlarını anlamak ve bununla ilgili görüşleri aktarmak pek zor değil. Nihayetinde her çevrenin kamuoyuna yansıyan belirgin ifadeleri var ve bu ifadelerin okunmasından sonuçlar çıkarabilmek mümkün. Ancak birçok şeye hemen yanıt verebilmek de mümkün değil; sonuçta hiçbirimiz falcı değiliz. Ama şunu da biliyoruz; gelişmeler birçok şeye gebe ve her an her şey olabilir...
Yaşananların halkların, inançların, ezilen sınıfların lehine olması için en başta gelenin örgütlülük olduğu, bu örgütlülüğün ortak amaçların belirginleşmesiyle doruğa çıkacağı hemen herkesin dikkat çektiği bir durum.
Avrupa’daki göçmen örgütlülükleri kitlesel bazda olmasa da örgütlülük bazında Türkiye’dekilerden daha şanslı...
Avrupa’da Gezi direnişine destek amaçlı yapılan ortak etkinliklere katılan Türk ulusalcısından, diğer Türkiyeli devrimci ve sosyalistlere, dindarlara ve Kürt ulusal hareketinin tüm bileşenlerine kadar hemen herkes örgütlü. Aynı şeyi özellikle Türkiye metropollerindeki etkinliklere katılanlar için söylemek mümkün değil.
Avrupa’dakiler de en az Türkiye’deki siyasal çevreler kadar, direnişin belki de belkemiğini oluşturan örgütsüz genç kitlenin nasıl organize olacağını ve farklılıkların ortak amaç uğruna nasıl bir potada birleşeceğini merak ediyor.
Hem kitleleri örgütlemek, hem de belirgin ortak amaçlar uğruna bir araya gelmek kulağa hoş gelse de o kadar kolay görünmüyor...
Örgütlülükten, kendi örgütünü güçlendirmeyi, insan kazanmayı anlayanlar hâlâ çoğunlukta. Bu realite örgütlü kesimler açısından elbet doğal bir durum. Nihayetinde her örgüt kendisinin güçlenmesini rejimin gerilemesi olarak görüyor.
Ama aynı şeyi ortak amaç kavramı için söylemek mümkün değil. Farklı örgütlülükler, ortak amacı/amaçları belirgin bir biçimde öne çıkarmadığı sürece sıkıntılar kolay aşılmayacak.
Birilerinin amacı sadece AKP’yi iktidardan uzaklaştırmak...
Amaçlarını, geniş bir kavramla, daha çok da sloganik bir biçimde ‘Halkın iktidarını kurmak’ şeklinde belirleyenler de var...
Esasen değişimin öncülüğünü yapacak geniş bir kesim ise Türkiye demokrasisinin kurumsallaşmasını ve halkların, inançların, kültürlerin, özcesi tüm farklılıkların kendilerini özgürce ifade edebileceği özgür ve demokratik bir ortamın oluşturulmasını savunuyor.
Bu yönüyle baktığımızda değişimin öncülüğünü yapması gereken ‘devrimci güçlere’ çok daha büyük sorumluluklar düşüyor...
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Kadın işçiler devlere karşı](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/284311.jpg)
Kadın işçiler devlere karşı
Chinatool grevi, ücretleri eriten Şimşek programının arkasında dizilenleri gözler önüne seriyor: Programın uygulayıcısı iktidar, programdan güç alıp %25 zam dayatan Chinatool ile Şimşek’in kapısını aşındırdığı Chinatool’un ortağı uluslararası finans tekeli HSBC... Küçük parçaların üretimi için küçük elleri kullanılan kadın işçiler, bu dev ittifaka sendikalarıyla kafa tutuyor.
![Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/254547.jpg)
Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı
![Çayırhan işçilerinin özelleştirmeye karşı yürüyüşü devam ediyor:](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284233.jpg)
‘Eylemler üretimi de etkilemeli’
![Diyarbakırlı işçiler sürece ilişkin temkinli, iktidardan umutsuz](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/280807.jpg)
Diyarbakırlı işçiler sürece ilişkin temkinli, iktidardan umutsuz
![Darwin 216 yaşında: Yaşamı bugüne de ışık tutabilir mi?](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/173500.jpg)
Evrensel'i Takip Et