Satır ve satır
“Kırk katır mı kırk satır mı?” Şair, yazarken bu soruyu sorar mı? Ölümlerden ölüm beğen, der mi kendine? Sormaz elbette ama bir şiirinden, sivri dilinden ötürü urgana çekilmiş, derisi yüzülmüş, boğdurulup bir çukura atılmış, horlanıp aşağılanmış, işkencelerden geçmiş, sürgüne gönderilmiş, zindanlarda çürütülmüş şairlerle doludur uzak yakın şiir tarihimiz.
Nefî, Şeyhî, Seyyid Nesimi, Pir Sultan Abdal, Kaygusuz Abdal, Nâzım Hikmet, Rıfat Ilgaz, Neyzen Tevfik, Can Yücel… Daha kimler kimler… Yunus Emre’nin bile ilahilerinden ötürü Kanuni’nin Şeyhülislamı Ebusuud Efendi’nin “katli vaciptir” fetvasına uğradığını bilmez miyiz?
Divan ve halk şiirimizde taşlamalarıyla, hicviyeleriyle, çağdaş şiirimizde satirleriyle iktidarların hışmına uğramış şairler saymakla bitmez. Şiirden korkar yönetenler. Hem anlamazlar hem korkarlar ondan. İnsan, bilmediğinden daha fazla ürkermiş. Mecazlar, metaforlar, imgeler, imgelemler, istiareler onların harcı değildir.
Onların işi kırpıp biçmek, kırıp dökmektir. Kunt öfkedir. Şiire de böyle bakar, böyle anlarlar. Oysa satirik şiir, taşlama, hiciv, adı ne olursa olsun, eleştirinin en olgunudur. Mizah, satirik şiirde zekayı ve bilgeliği eleştirilen kişiye de bağışlar. Öğrenmek isteyen neler öğrenmez ki satirden? Yeter ki palaları çekmesin, kılıçları bilemesin, satırları savurmasın.
Bu görgünün olmadığını da bile bile, bu kır dökle hırpalana hırpalana taşlamaktan vazgeçmez şairler. İşte, birazdan okuyacağınız şiir de iki aydır süren Gezi direnişine karşı “vicdan sözü”nün bir parçası. Tazecik bir satir örneği. Kim üzerine alınırsa onun olsun!
Çocuklar uyudu mu Seniha?
Abdullah, Hayrünnisa, Recep, Emine.
Gece iki, havada gaz bulutu
Ört üstünü çocukların mah parem!
Biz ölümün hizmetkârıyız devletli
Öldürelim, yıkayalım ellerimizi
Kana gelen cana gelmesin Seniha
Çocuklar da uyuyup kalmış nasılsa.
Ethem, Mehmet, İsmail, Abdullah
Dört oğul, dört yangın, dört harlı yürek
Bu kan, bu elem bozar mı orucumuzu
Bize dua, bize erdem, bize fetva Seniha
Şeytana söz, Tanrı’ya niyaz
Paklarız şu kirlenmiş vicdanı
Gece iki, havada kin bulutu
Uyusun da büyüsünler Seniha!
Dandini dandini dasdana,
fil dadanmış bostana
ezer geçer fide fidan, kız kızan
çocukları uyandırma, yanıma gel Seniha
Ocağı yak, suyu ısıt, beni avut helalim
Ekmek ver içimizdeki canavara
Büyüsün akşamdan kalma o öfke
Açılsın o kanlı yara, o derin safra
Bu keyif kimden kalma Seniha
Altı yanık, üstü kaymak kadayıf
Yükte hafif, pahada ağır ne varsa
Bazen yüklü ihale, bazen satılık medya
Armut, dibine düşer, derler refikam
Bir tutam yalan, bir kaşık din, bir ölçek riya
Birkaç şirket, birkaç gemi, birkaç iyyâke na’büdü
Dünya geniş, cehennem dar, ruhsa tıkız Seniha!
Bizim oğlan bina okur,
Döner döner yine okur Seniha
Askerde çürük çarık, kesede cevval usta
Ne tökezleyen at ne göğe yükselen İsa.
İki kız, iki oğlan, bir köroğlu, bir ayvaz
Bir çekirge üç kez sıçrar Seniha
Biri farz, biri sünnet, biri kaza
Yoksulun derdi dana, varsılın derdi kına.
Allah dağına göre kar verirmiş sultanım
Gece iki, havada kan bulutu
Bu çocuklar bizden değil Seniha,
Bilmişler direnmeyi, bırak uyusun ülke.
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284338.jpg)
Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal
![Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/254547.jpg)
İletişim Başkanlığı deprem raporu: Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı
![Çayırhan işçilerinin özelleştirmeye karşı yürüyüşü devam ediyor:](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284233.jpg)
Özelleştirme karşıtı yürüyüş sürüyor: Eylemler üretimi de etkilemeli
![Diyarbakırlı işçiler sürece ilişkin temkinli, iktidardan umutsuz](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/280807.jpg)
Evrensel'i Takip Et