Cartwright ne istedi?
Fotoğraf: Envato
ABD Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral James Cartwright, önceki gün, üç günlük bir “ziyaret” için Ankara’ya geldi.
Genelkurmaydan yapılan açıklamada; her ne kadar, Orgeneral Cartwright’ın ziyaretinin“Önceden planlandığı”, “Ziyaretin özel bir amacının olamadığı” söyleniyorsa da, bu ziyaretin “PKK’ye karşı ortak mücadele” ile ilgili olduğunu herkes biliyor.
Ziyaretin Libya ve Suriye’deki halk isyanları ve iç karışıklıkların yüksek düzeyde seyrettiği ve CIA Başkanının beş günlük gizli ziyaretinden bir ay kadar sonraya gelmesi dikkate alındığında, bu ziyaretin aynı zamanda İslam dünyasındaki halk isyanları karşısında AKP Hükümetinden isteklerini görüşme ziyareti olduğunu da eklemek gerekir.
Anımsayalım: Usame bin Ladin öldürüldüğünde Başbakandan AKP erkanına, basındaki yandaşlar ve liberallere kadar geniş bir kesim; “Evet bin Ladin’i öldürdüler, ama ABD PKK ile mücadelede Türkiye’ye yeteirince yardım etmediği”nden yakındılar. ABD Büyükelçisi ise, “ABD’nin Türkiye’ye elindeki her imkanı kullanarak her yardımı yaptığını” söyleyerek, yetkililere diplomaside pek alışılmadık bir üslupla yanıt vermişti.
Bir yandan bakıldığında Türkiye’nin bu şikayetleri eskiden de vardı. Hatta, gayri resmi ağızlar daha da ileri giderek “ABD’nin PKK’ye el altından yardım ettiğini” bile ileri sürüyorlardı. Ancak ABD bu suçlamalara, iç politika kaygısıyla yapılmış açıklamalar gözüyle bakıp, pek aldırış etmiyordu. Ancak bu sefer ABD, “ABD bize de yardım etsin” çağrısına, hemen yanıt vermek üzere Genelkurmay 2.Başkanını Türkiye’ye gönderdi. Ve Türkiye’nin ilk günkü görüşmeler içinde, “Anlık istihbaratın önemine dikkat çekerek ve ABD’nin yanı sıra Kuzey Irak Kürdistan Federe Devleti’nin istihbarat paylaşımında daha aktif olmasını” istediği belirtiliyor.
Toplam açısından bakıldığında, Orgeneral Cartwright’in “ziyareti”nin iki bakımdan önemli olduğu anlaşılıyor. Bunlardan birincisi bu ziyaretin, bölgede hükümetin, seçime doğru gidilirken bölge ve ülkede siyasi ortamı iyice germeye yöneldiği koşullarda gelmiş olmasıdır. İkincisi ise, Suriye ve Libya’da Türkiye üstünden NATO ve ABD’nin sonuç almak için hamlelerini yoğunlaştırdığı bir dönemde olunmasıdır.
Ve yine toplam açısından bakıldığında; “Türkiye ne istedi; ABD ne verdi; ne kadar verdi?” tartışmalarında asıl önemli olan “ABD’nin PKK’ye karşı mücadelede yeni destek karşılığında Türkiye’den ne istediği”dir. Çünkü ABD Türkiye’nin istediklerini zaten veriyor. En azından 2007 eylülünde Bush-Erdoğan görüşmesinden beri ortak bir harekat içindedirler. Ancak, Kürt sorunu ve Orta Doğu’daki öteki gelişmeler dikkate alındığında, Türkiye’nin “yeni istekleri” karşısında, bölgenin selameti bakımından “ABD’nin yeni istekleri” daha da önem kazanmıştır. Çünkü Libya’da ve Suriye’deki gelişmeler, yanı sıra Türkiye’de Kürtlerin mücadelesinin geldiği aşama ile birlikte göz önüne alındığında, ABD herhalde; “Tamam, ben bunları vereyim de benim de senden çok sıcak ve acil isteklerim var!” diyecektir. Bu isteklerin ise Türkiye’yi Libya ve Suriye başta olmak üzere İslam dünyasındaki halk isyanlarını ABD’nin bölgeyi yeniden biçimlendirme girişimlerine yedeklemek; İran, Suriye, Filistin, Hamas, Hizbullah ittifakına karşı ABD yanlısı ittifakın “koçbaşı” yapma etrafında olacağını söylemek yanlış olmaz.
AKP Hükümetinin böyle bir görev için hevesli olacağı, sadece burada görüntüyü kurtarmak için vesilelere ihtiyacı olduğunu, olup biteni yakından izleyenler bilmektedir. Ancak, bölge halklarının ciddi bir uyanış içinde olmaları nedeniyle bu, AKP için bile kolay üslenilebilecek bir rol de değildir. Bu yüzden de AKP Hükümeti, bir yandan Türkiye’de siyaset alanını gererek “Seçim kurtaracak hamleler” yapıp ABD’ye gücünü kanıtlamaya çalışırken aynı zamanda da Libya ve Suriye hükümetlerine de ABD’nin sözcüsü ve giderek “silahı” olarak müdahale için ortamı oluşturacak girişimleri de sürdürecek görünmektedir.
Bu nedenlerledir ki; Orgeneral Cartwright’in “ziyareti” Türkiye’nin ne istediğinden çok, ABD’nin Türkiye’den ne istediği bakımından önem taşımaktadır.
Cartwright’ın AKP Hükümetinin böyle “sıkıştığı” bir zamanda gelmesi de vereceği “yardım” karşılığında “fiyatı” yüksek tutmak içindir!
- ‘Devlet benim’ demek yetmedi; ‘Türkiye benim, İslam benim’ diyor 28 Ağustos 2018 01:00
- Korkak kim, cesur kim; gerçek nerede? 24 Ağustos 2018 01:00
- 'Çocuk istismarı'na karşı mücadele 09 Nisan 2018 01:00
- İfade özgürlüğünün ne ‘alanı’ ne de ‘sınırı’ kaldı! 15 Şubat 2018 00:55
- Doların yükselişinin faturasını kim ödeyecek? 04 Aralık 2016 05:44
- Mücadeleye daha ileri bir bilinçle devam! 23 Kasım 2016 00:59
- Kılıçdaroğlu barışı mı savunuyor çatışmayı mı? 20 Ağustos 2016 00:58
- ‘Muhatap millet’ demek ‘muhatap yok’ demektir! 27 Ocak 2016 01:00
- Haritadan silerek birlik mümkün mü? 11 Kasım 2015 01:00
- Mücadeleyi yenileme zamanı! 07 Kasım 2015 00:56
- Bir kez daha; Birimizin derdi hepimizindir! 06 Kasım 2015 01:00
- ‘Sistem’ dayatıp ‘fiili başkanlığa’ razı etmek! 05 Kasım 2015 01:00