Ayaktopu dönemi tümüyle bittikten iki gün sonra  “Futbol sezonu üç hafta önce bitmişti” diyerek başlamıştı yazısına Mayıs ayının yirmi birinci günü.  (Birgün; 21.5.2013). Kendince şampiyon belli olunca yarışın bittiğini vurgulamak istemiş; ama becerememiş, sezonu bitirmişti. Ayaktopunun olağan dönemi ona göre bitmiş olabilirdi de, birinci belli olunca bitemezdi ki daha kim kalacak kim gidecek ve de kim nereye gidecek tam belirlenmemişken. Bir de onların yarışı vardı bu oynaşmanın içinde. Ama yazan için kimin; özellikle de tuttuğu takımın birinci olacağıydı önemli olan ve her şeyi bitiren. Yandaş kalemlik de böyle bir şeydi anlaşılan.
Adam böylesine yandaş olunca, takımının her yaptığı güzel görünür de, gördüğünü bir türlü anlatamaz. Coşku, sevinç, mutluluk ve dahi yandaşlıktan da değildir anlatamaması. Onun alışkanlığıdır hep anlatamamak. Sınırlı ve sorunlu bir becerisi olmasına karşın ısrarla ve inatla sergilemek ister bunu. Örneğin bir yengi sonrasında öylesine kaptırmışki kendini, takımının “…attığı her iki gol de hazırlanış ve bitiriş açısından mükemmelin tam karşıtıydı” demiş çıkmak istemişti işin içinden de çıkmayı becerememişti. Çünkü, benim anladığım ve herkesin de anlaması gereken; ama kendisinin anlamadığı o iki gol, herşeyiyle mükemmel değil; mükemmelin tam karşıtıymış, yani çok kötü bir şeymiş. Kendisi böyle söylüyor. Coşkusunu övgüyle harmanlayarak kullandığını sandığım karşıt  sözcüğü “Nitelik ve durumları birbirine büsbütün aykırı olan, zıt”  anlamına geliyormuş sözlüklerin tanımına göre. Bu durumda da o iki golün güzelliğini (!) anlamak için mükemmelin zıttını düşünmek kalıyor okura.
İki gole övgü yazılacağı zaman  “karşılığı”  sözcüğü kullanılarak  “… mükemmelin tam karşılığı..”  denilmeliydi; ama önce  sözcüklerin ne anlama geldiği bilinmeliydi. Bilinemediği için de övünerek yazılan sözcük, dövünerek okunası olmuş. Dövünmek bununla da kalsa iyi.  Bir de üçlük dövünme var. Ayaktopu çayır çimeninde yandaşların oyuncuları çağırıp, oyuncuların yandaşlara gidip el kol sallayarak coşturması var ya!   1, 2, 3 diye sayılıyor; sonrasında da hep bir ağızdan bağırılıyor. “Üçlü çekme ya da çektirme” mi ne deniliyor buna da. Ne ki eski sepettopçu olan yazanımız, eski alışkanlıkla olsa gerek “üçlük” çektirme olarak tanımlamış bu olayı. Yazının tümü göz önüne alındığında bunun bir dil ya da kalem sürçmesi olamayacağı çok açıktır.
Takımının başarısına daha bir coşku katmak isterken dilini ve elini tutamayıp pek çok yanlışa yol açan yazanımızın bir sözü daha bir şaşırtıcıydı. “…bütün birimleriyle iki sene üst üste şampiyon oldu…” sözündeki o birim sözcüğü alıp götürüyordu insanı bir yerlere. Hele bütün sözcüğüyle de çoğaltılınca. Bu birim ve bütün sözcüklerinin içine nelerin girdiğini düşündüm. Eğer bütün spor dallarını da kapsıyorsa bu sözcükler yanlış olurdu. Onun ötesinde yalan da olurdu. Yönetsel birimler giriyorsa o birimler diğer spor dallarına da yönekliktir ki o da yanlış olur, yalan olmasa da. Eğer salt ayaktopu takımını kapsıyorsa o zaman o takımın içindeki birimleri düşünmek gerekecek. Düşün dur işin yoksa.

Her şeyi bozan o bütün sözcüğü öylesine sık kullanılmış ki yazıda; anlamını da, etkisini de, yetkisini de yitirmiş gitmiş. Örneğin, “Bütün bunlar yaşandıktan sonra… maç sonrası bütün bu güzellikleri bitirecek..”  sözünde olduğu gibi. Bütün bunlar iyi de önceki sözde bütün sözcüğü olsa ne olur, olmasa ne olur da denilemez çünkü olmasa daha iyi olurmuş bana göre. Bütün’ ü bütün bütün bitirmezmiş hiç değilse.
Şöyle demiş, böyle demiş de kim demiş bunca şey. Onu da ben demeyeceğim. Hiç yaptığım bir şey değildir ad vermemek; ama yaptım işte. Çünkü, “Tahrik edici bakışı” nedeniyle bir üniversite öğrencisine soruşturma açılınca ben de ad vermekten kaçındım. Hani bakışın belgesi olmaz da, yazının kendisi tam bir belge. Oğullardan, kardeşlerden, şundan, bundan uyarılar alıyorum; bugün bari kızdırmayayım sağı, solu; hem de orta yolu. Ayrıca ad versem ne olacak ki? Verdim de ne oldu? Yıllardır yanlışlarını döktüm durdum düzeltti mi kendini? Zaten bakışı şimşek gibi çakıyor… Bir de üzerime çekmeyeyim hiç değilse… O nedenle adı bende saklı kalsın salkım saçak da olsa… 

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et