Emniyet, çeşitli mahallelere ihbar kutuları koyacakmış. Böylece birbirimizi kimliğimiz belli olmadan daha rahat ihbar edebilecekmişiz... Halbuki ne gerek var. Devletin gözü zaten herkesin üstünde. Mümkün mü gizli kapaklı iş çevirmek...
Sokaklar mobese kameralarından geçilmi-yor. Hatta her gün yeni kameralar sisteme ekleniyor. Mobese’lerin yetişemediği yerlerde merkezi sisteme bağlı olmasa da esnafın güvenlik kameraları banttan yayınla mobese’ lerin yerini alıyor.
Telefon görüşmeleri dinleniyor, kaydediliyor. İnternet zaten başlı başına bir izleme-takip ortamı. Gerek devlet, gerekse büyük tekeller çeşitli yazılımlarla zaten bizi gözetliyor, verileri-mizi isimli ya da isimsiz kaydediyor. Phorm, FinFisher ve BlueCoat gibi pek çok yasa dışı gözetim sisteminin kullanıldığı biliniyor. Sosyal medyada yazdığımız-yayınladığımız her yazı, fotoğraf ve video yarın aleyhimize delil olarak kullanılmak üzere arşivleniyor. Üstelik konum bilgilerimizi falan da özel olarak geçmemize gerek yok bizi daha rahat takip etsinler diye. Yüklediğimiz pek çok dosya tipinin üstverisi(metadata) zaten bu bilgileri iyi kötü içeriyor. Bir cep telefonu ile çekilen fotoğrafın üstverisi pozlama, ISO ve enstantane gibi bilgilerin yanı sıra telefonun markasını, modelini, yazılımın versi-yonunu, fotoğrafın çekildiği zamanı ve fotoğrafın çekildiği yerin koordinat bilgilerini de içeriyor eğer “Size ne benim konumumdan” seçeneğini işaretleyip de GPS konum bilgilerini kapatmadıysak.
Elektronik izleme sadece bunlarla da sınırlı değil. Banka hesapları ve hesap hareketleri güzel bir izleme noktası. Yetmedi mi? T.C. kimlik numarası ya da vergi numarası hemen hemen her bürokratik işlemde kullanılıyor. Uzunca bir süredir pilot bölgelerde denemesi yapılan kart sahibinin biyometrik verilerini içeren çipli kimlik kartları, yani Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Kartı projesi de zaten elektronik takibin hem daha kolay hem de merkezi bir şekilde yapılabilmesini sağlayacak.
Zaten bu kadar izleme-takip yönteminin ve telefonla, faksla, e-postayla ihbarın yanı sıra şimdi de ihbar kutuları koyacaklarmış. Saydığım-sayamadığım pek çok izleme yönte-mine eski tip bir yöntemi, 12 Eylül’den bildiğimiz adı ile ‘muhbir vatandaş’ yöntemini ekliyorlar tekrar. İzleme ve ihbar metodu ha bir eksik, ha bir fazla çok bir şeyi değiştirmez izlemeyi toptan ortadan kaldıramadıkça. Benim esas sözüm ‘muhbir vatandaşa’: Şu polisler suç işlediğinde sağa, sola, yere, göğe yani suçun işlendiği yer hariç her yere bakan mobese kameraları var ya... İşte siz de o kameralardan birisiniz artık sayın mobese vatandaş.

Evrensel'i Takip Et