Evrensel için yeni bir dönem
Reklamları Kapat
12 Ağustos 2013

Minik cesur bir adamın ardından

60’lı üniversite yıllarımda Beyazıd’daki Sahaflar Çarşısında Arslan Beyin (Kaynardağ) Elif Kitabevi’nin müdavimi idim. Kendisi felsefeci idi ve 51 Tevkifatının genç yaşında dokunmadan geçmediği aydınlarımızdandı. Eşelendikçe onun kitabevinde 40’lı yılların sol neşriyatını, örneğin Sertellerin savunmalarını Yurt ve Dünya dergi ve kitaplarını bulurduk.
Bir gün elime broşür gibi 1959 yılında basılmış, Jean Paul Sartre önsözlü, L’Question (Sorgu) başlıklı bir kitapçık geçti. Ankara’da Açık Oturum Yayınları tarafından basılmıştı. Yıllar yıllar sonra bu yayınevini genç yaşında Muzaffer Erdost’un kurduğunu öğrenecektim. 1971’de tutuklandım. 72 yılında Yunanlı Tiyatrocu Korovessis’in ‘The Method’ adlı Albaylar dönemi işkencelerini anlatan kitabını tercüme ettim.
1972 yılında yeniden hapse girince, Ayşe Nur aracılığıyla, o sırada Çiğdem Özgüden tarafından ANT yayınlarının bir türevi olarak kurulan Yöntem Yayınları tarafından yayınlanmasını istedim. ‘Bulabilirlerse’, dedim, ‘L’Question’u eklesinler.’
Sonra ikisi hep birlikte yayınlandı.
Kitabın Yazarı, Henri Alleg benim için bir idoldü. O, 2. Dünya Savaşında antinazi bir direnişçi komünistti. Cezayirliydi. Ve gerçek bir komünist olarak, Cezayirlilerin kurtuluş savaşına omuz vermiş, bu nedenle ‘Kirli Savaş’ yürüten Fransız paraşütçüleri (Özel Kuvvetlerin Fransız’ı) tarafından tutuklanarak ağır işkencelere tabi tutulmuş, yoldaşı Maurice Audin işkencelere dayanamayarak can vermişti. El Biar denen kontrgerilla merkezinde kaldıktan sonra, Cezayir kentinin ünlü Kazbah semtindeki tepede, siyasi tutukluların konulduğu La Prison de Barberousee adlı eski Türk kalesine konulmuştu. Bu hapishane adını bizim Oruç Reis’ten alıyordu kısacası. Alleg, ‘Cumhuriyetçi Cezayir’ adlı bir gazete çıkarıyordu. Fransız ordusunun vahşetine ilişkin (Zaten kirli savaş deyimi de ilk kez bu savaş için kullanılmıştı) tanıklıklarını bazı sempatizan gardiyanlar dışarı çıkarmayı başardı. Ve Sartre’ın önsözü ile yayınlanan ‘Sorgu’ bir anda bir kült kitap oldu. Yasaklandı ama bu kez İsviçre’de sansürsüz olarak 150 bin adet basıldı ve Fransa’ya kaçak sokularak el altından satıldı.
Henri Alleg 20 Temmuz 1921’de Londra’da doğmuştu. Yine bir temmuz ayında 1957’de tutuklandı. 10 yıl hapse mahkum oldu. 1962’de FLN ile Fransız Hükümeti arasında yapılan Evian Siyasal Çözüm Antlaşmasından sonra serbest bırakıldı. FLN Lideri Ahmet Ben Bella, 1961 yılında, ‘siyasal tutuklu’ olarak kabul edilmeleri için yaptıkları bir açlık grevinden sonra Fransız devleti tarafından bu statü kabul edilerek, arkadaşları ile birlikte Paris’teki ünlü La Sante Hapishanesinden Château d’Aunoy’e alınmıştı. Birkaç ay sonra buradan Cezayir’e dönerek devlet başkanı olacaktı.
Henri Alleg de Cezayir’e dönerek ‘Cumhuriyetçi Cezayir’ gazetesini yayınlamaya başladı.
Yine bir yaz günü Ben Bella 1965’te bir askeri darbe ile indirilince, Alleg de ‘persona non grada’ (istenmeyen kişi) ilan edilerek Fransa’ya postalandı.
1992 yılında Henri Alleg’i Belge Yayınları olarak TÜYAP’ın onur konuğu olarak davet ettik. Birkaç yıl sonra da Evrensel Yayınları Alleg’i yine TÜYAP’a devat edecekti. İki yayınevi, Alleg’in ABD, Çin ve SSCB’deki yeni gelişmeleri anlatan üçlemesini yayınladık.
2000 yılında Fransız-Ermeni Aydını Jean Claude Kebapçıyan ile Fransız Senatosu çatısı altında düzenlediğimiz diyalog toplantısına Alleg’in başkanlık etmesini istedik. ‘90’lı yıllarda onunla temasım sürmüştü zaten. Hatta Sakine Cansız ve iki arkadaşının iğrenç bir suikasta uğradığı Kürdistan Enformasyon Bürosunda onunla, Kürtlerin özgürlük arayışına sahip çıkan bir röportaj yapmıştık. Alleg, Senato’daki toplantıya başkanlık etme konusunda, “Beni istemezler” dedi. Benim gibi ona hayran olan Jean Claude ile ısrar edince, “tamam” dedi. Ve çok anlamlı bir değinmede bulundu: “Fransız Parlamentosu çatısı altında, Ermeni-Diyaloğuna kapı açmakla,  ki iyi bir şeydir, Cezayir konusundaki vicdani görevini pas geçeceğini asla düşünmesin!” (Bu toplantıyı protesto eden Aydınlıkçılar bize saldıracaklar; Senato’nun 1915’i soykırım olarak kabul etmesinden sonra da Devlet Bahçeli başkanlığında kurulan ünlü ASIMKK, inkarcı yoğun çalışmalarına başlayacaklardı.)
Henri Alleg’in tutulduğu bizim Kazbah semtindeki Barbaros Hapishanesinde Cezayirli direnişçilerden 58’i giyotinle başları kesilerek idam edilmişlerdi. Bu hapishane Ben Bella tarafından bir Müzeye çevrilecekti. General Bumedyen’in darbesinden sonra ise adı değiştirilerek, yeniden, ‘Serkadji’ diye muhaliflerin konulduğu bir cezaevine dönüştürülecekti. Direnişçilerden Ahmet Zabana’nın ve Abdülkadir Ferrac’ın 1956 haziranında kafalarının kesilerek idam edilmesi dünyada büyük bir tepkiye neden olacaktı.
Çok yankı uyandıran bir başka ölüm cezası infazı ise Cezayir Savaşının tek başı kesilen Avrupalısı olan, Fernand Iveton’un 1957 şubatında giyotine verilişi idi. Fransa’da idam edilenlerle birlikte direnişçilere yönelik giyotin uygulaması 198 kişiye karşı uygulanacaktı.
Fernand’ın ölüm cezasını onaylayanlar ise sözde siyasal çözümden programları ile 1956 seçimlerini alan sosyalistler olacaklardı. Generaller karşısında geri adım atan sosyalistler, sonunda 4. Cumhuriyetin krize girmesine neden olacaklar ve fiili bir darbe yaşanarak, General De Gaulle göreve getirilecek ve başkanlık sistemi getirilecekti. Ama işi çözen de askerlerin desteklediği General de Gaulle olacaktı.
1945 yılı başlarında General de Gaulle, Nazilere ve faşistlere karşı direniş ordusunda çarpışan, sporcu Fas kökenli bir Cezayirliye cesaret madalyası takacaktı. Aynı kişi 1945 mayısında Fransızların Satif kentinde 10 bin Cezayirliyi katletmesi üzerine Fransız ordusundan istifa edecekti. Bu genç sporcunun adı Ahmed Ben Bella idi. Ve 1962 yılında Evian görüşmelerinin çözüme ulaşmasında rol oynayan yine iki isim olacaktı.
Che Guevara’nın dostu, Ben Bella’yı geçen yıl nisan ayında 93 yaşında kaybettik.
Henri Alleg’i ise yine bir temmuz günü, ayın 17’sinde kaybettik. O da 91 yaşındaydı.
Asıl adı Harry Salem ve Yahudi kökenli olan Henri Alleg Russell Filistin Mahkemesinin üyesiydi.
Devrimcilerin Pantheonundaki yerlerini onlar da aldılar.

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et