Mısır üzerinden daraltılan siyaset
Başbakan Erdoğan ve hükümete yakın yayın organları, Mısır’da, Suriye’dekine benzer, Türkiye’yi yalnızlaştırmaya hizmet eden provokatif bir dış politika çizgisi izliyor. İflası inkar edilemeyecek kadar herkes tarafından görünür hale geldiğinde ise, “değerli yalnızlık”, “itibarlı yalnızlık” gibi kavramlarla etik bir anlam katarak, katlanılır hale getirilmeye çalışılan içler acısı bir manzarayla karşı karşıyayız.
Ortadoğu’da Türkiye Başbakanı dışında Müslüman Kardeşler Örgütü’nün (İhvan) sembolü haline gelen ‘Rabia’ işaretini yapan bir başbakan ya da devlet başkanı var mı? Ayrıca neden darbeye karşı olmak, İhvan’ın yanında durmayı gerektirsin?
AKP Hükümeti ve ona yakın yayın organları Gezi sürecinde nasıl ki, ‘esnaflar’ üzerinden bile bölen provokatif bir çizgi izlediyse ve Gezi muhalefetini darbecilikle özdeşleştirerek daraltmaya, itibarsızlaştırmaya çalıştıysa şimdi aynı koşullanma, bir iç siyaset gündemine de dönüştürülen Mısır konusunda yaşanıyor. Mısır’da cuntaya karşı olmak ile İhvan’a destek vermek birbirinin doğal koşulu haline getirilirken, bunlardan ilkini yapıp ikincisinden geri durursanız sanki ilkesel olarak bir şeyleri yarım bırakmış olacağınız duygusu hakim kılınıyor. Ve bu yöntem daha şimdiden sonuç vermiş de gözüküyor.
Radikal Gazetesi Yazarı Koray Çalışkan “Her yer Rabia, her yer direniş” başlığını taşıyan dünkü yazısında şöyle diyor: “Gezi’yi destekleyenler Rabia konusunda ne yapmalı? Benim yanıtım, ilkesel olarak İhvan’ın yanı. Neden? Siyasetlerini günahım kadar sevmem. Demokrat olduklarını da düşünmüyorum. Az gelişmiş bir siyaseti çok gelişmiş otoriter reflekslerle örgütleyen bir hareket Müslüman Kardeşler. Ama darbe karşısında düşmanın olsa yanında duracaksın. Çünkü demokrasiyi ordu kadar darp eden başka bir kurum yok. Hatta İhvan’ın kendi ordusunu yaratmak için yaptığı kur ve bel hareketleri, Mısır toplumunu kutuplaştırmak için çevirdiği tezgahlar dahi bu ilkesel duruşu zayıflatmaz. Demokrasi ‘ama’sız kurulan bir cümledir.”
Şimdi mantık böyle kurulduğunda o zaman, bu satırların yazarına da, “neden Türkiye’de darbeye, Ergenekon’a, askeri vesayete karşı çıkarken AKP’nin yanında durmadınız da, CHP’nin yanınızdasınız?” diye sorarlar.
Türkiye’de Ergenekon’a, darbeye karşı çıkan birçok aydın, sanatçı ve kurum, bunu yaparken AKP’ye yedeklenmemeye de özen gösterdiler. Bu kesimlerin, Gazeteci Ahmet Şık ve Nedim Şener’in Ergenekon sepetine doldurulmak istenmesine karşı çıkışları da buradan kaynaklanıyordu. İktidarın bir dönemden sonra Ergenekon’u muhaliflerini de derdest ederek içine doldurduğu bir torba davaya dönüştürmeye meylettiği biliniyor. Ama tüm bunlara rağmen darbe karşıtı kesimler, AKP’yi de eleştirerek her türlü darbe girişiminin, askeri vesayetin de karşısında durdular.
Bu reflekslere, demokrasiyi ‘ama’larla bozan değil, onu her yola girerek yozlaşmaktan kurtaran dikkat noktaları olarak her zaman ihtiyacımız var.
Mısır’da cuntaya karşı çıkışını İhvan’ın yanında durarak tarif edenler, şu gerçeği de ihmal etmiş oluyorlar. “Halkların devrimini çalarak” iktidar olma yolu, İhsan Çaralan’ın dünkü yazısında da ifade ettiği gibi, bir çıkmaz yoldur. Mısır’da İhvan bu yola saptığı için Tahrir ile karşı karşıya gelmiş, aynı şekilde İhvan Tunus’ta da yine bunu yaptığı için laik ve devrimci güçlerle karşı karşıya gelmiştir. Tam da bu nedenle, demokrasiyi tutarlı bir biçimde savunmak isteyenler çok haklı olarak cuntaya ve cuntanın katliamlarına, gözaltılarına karşı çıkarken, bu karşı çıkışlarını İhvan’ı güçlendirmek, ondan yeni bir iktidar yaratmak amacıyla da yapmak zorunda değiller. İhvan üyelerinin katledilmesine karşı çıkmakla İhvan’ın yanında durmayı ayıracak kadar bir demokrasi bilincine, -hele Ortadoğu gibi siyasetin zemininin çok kaygan olduğu bir coğrafyada- sahip olmak zorundayız.
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284338.jpg)
Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal
![Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/254547.jpg)
İletişim Başkanlığı deprem raporu: Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı
![Çayırhan işçilerinin özelleştirmeye karşı yürüyüşü devam ediyor:](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284233.jpg)
Özelleştirme karşıtı yürüyüş sürüyor: Eylemler üretimi de etkilemeli
![Diyarbakırlı işçiler sürece ilişkin temkinli, iktidardan umutsuz](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/280807.jpg)
Evrensel'i Takip Et