Evrensel için yeni bir dönem
Evrensel için yeni bir dönem
30 Ağustos 2013

Gezi'den ODTÜ’ye ‘duble yol’

Tüm gelişmeler onu gösteriyor ki Ahmet Avutoğlu’nun(!) ‘komşularla 0 sorun politikası’ artık meyvelerini toplama aşamasına geldi. 5…4…3…2…1… ‘0’… Booommm! Sanırım kastedilen bu ‘0’dı. Savaş denen vahşetin, katliamın, iğrençliğin, pisliğin karşısına da böyle dokundurmalarla çıkmak gerekiyor herhalde! Türkiye gerek iç politikada komşuyu komşuya kırdırma, tencere-tava muhbirliğiyle, gerekse dış politikada ‘genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika eş başkanlığı’ mucibince ‘darbe vaaarrr’, ‘katliam vaaaarr’, ‘yetişin Batılı adostlaaaar, Mısır ve Suriye komşularımızda yangın vaaaar’ yaygarasıyla dikkat çekmeyi başardı. Bu sayede, ülke gündeminin yurtdışına transferini de sağlamış oldu.

SIFIR GÜVEN

Şu satırları tuşlarken Suriye’de ‘kimyasal silah’ kullanıldığına dair ya da Esad yönetimince bunun uygulandığı yönünde yüzde yüz bir kanıt ortada yoktu. Mevcut idarenin böyle bir enayiliğe başvuracağını da mantık almıyor. ‘Fiziksel savaş’ zaten devam ediyor! Dershane ortamına döndü dünya. Ortadoğu’da ‘ılımlı İslam’ın rol modelliğine soyunmuş olan AKP Hükümeti’ne, Suriye’ye olası bir müdahalede, figürasyon kabilinden bile ‘ekmek çıkmayacağı’ gözüküyor. Bunu savunuyor da değiliz doğal olarak. ‘Sıfır güveni’ vurgulamak adınaydı altını çizmemiz. Zaten havadan müdahale daha temiz iş! Kara savaşı, ‘bilgisayar’ yerine ‘daktilo’ kullanmak gibi kaldı neredeyse.

SADDAM’IN DİŞLERİ

‘Kimyasal silah’ suçlaması,‘post-modern McCarthy’cilik’(!) olsa gerek günümüzde. Amerika işi gücü bırakıp, 2003’te Irak’ta, gece gündüz demeden, dere-tepe, dehliz-tünel ‘kimyasal silah’ aradı, aradı, aradı, bulamadı. En son televizyon görüntülerinden izlediğimiz üzere Saddam’ın ağzının içinde, dişlerinin arasında ‘kimyasal silah’ izini sürdü. Hangi cehenneme gitmişti bu kimyasal gazlar? Irak’ta o sırada ‘gaz odası’ bile bulunamadığından, Saddam’ı ipe göndertti. Türkiye, Gezi Direnişi’yle başlayan, sonra ülkenin dört bir yanına yayılan eylemlerde tükettiği ‘biber gazı’ stokunu tamamlayıp, TOMA takviyesi yaparken, şimdi ise Suriye’ye karşı maske, ilaç vs tedarikine girip, sağlık ekiplerini göreve çağırdı. Güler misin, ağlar mısın?

GÖZYAŞI ŞİŞESİ

Başbakan Erdoğan, televizyon programlarında ağlıyor. Muhalefet topa tutuyor. Oysa yeter ki bağırmasın, haykırmasın, azarlamasın, tehdit etmesin… Hatta biraz gülsün, kahkaha atsın… Yerinde yapılmış zekice bir espri, kimin hoşuna gitmez ki? Ama Bülent Arınç’tan, Pennsylvania’lı Hoca’ya kadar bir ‘ağlama ritüelleri’ var bu zatların periyodik olarak. Hoca diyor ki, “Hayatını gayrı ciddi yaşayanlarda kalbi hayat olmaz. Onların ağlamaları da ayrı bir yalandır.” “Ağlamamın taklidi olmaz, aramızda ‘ağlama yarışı’ asla mümkün değildir” demek bu! ‘Ben senden daha inançlı, daha mümin ağlarım, zırlarım.’ Sandık dediğin ‘gözyaşı şişesi’ değil ki bu arada! Tansu Çiller de zırt-pırt ağlardı. Gözyaşları, makamını doldurdu, boğuldu sonunda!

KADINLAR MEZARLIĞI

‘Gözyaşı şişesini’ bir hayli genişletip, Tayyip Bey’in Rize’de erkeklere ayrı, kadınlara ayrı ‘olimpik havuz’ yapma sözüne gelelim. Bu nasıl bir zihniyet! Anlamak mümkün değil. Nadide Sultan’ın Akçakoca’daki konserinde olduğu gibi erkekler orkestrasını, kadın seyircilerle bir paravanla ayıran yöntem daha ekonomik olmaz mı bu kriz arifesinde! Havuz dediğin ‘kadınlar hamamı’ mı? ‘Kadınlar matinesi’ mi? Bu gidişle ‘kadınlar otobüsü’, kadınlar sineması’, ‘kadınlar marketi’, ‘kadınlar mezarlığı’ gibi eklemlenecek artık anlaşılan bu!

SONBAHAR TEDBİRLERİ

2020 yılında yapılacak olimpiyata, İstanbul’un ev sahipliği yapması için Madrid ve Tokyo ile cebelleşen Erdoğan, uluslar arası komiteye, herhalde, Avrupa yakasında ‘erkekler olimpiyatı’, Asya yakasında ‘kadınlar olimpiyatı’ önerisinde bulunacaktır önümüzdeki ay…
İçişleri Bakanlığı, Eylül ayıyla özdeş ‘sonbahar tedbirlerini’(!) de valiliklere, üniversite rektörlerine bildirdi. Meteorolojiden hiç bilgi almadılar mı bunlar? Belki de ‘yaz’ devam edecek! Gezi Parkı’nı, ODTÜ Ormanı’na bağlayan ‘duble yolun’ yapım çalışmaları, başladı bile mesela! TOMA’lar, Akrep’ler, çıyanlar, sıçanlar, ‘kazasız belasız’ gidip gelirler artık!

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et