‘Taşeron düzeni’ ve Yeni Şafak’ın ‘emek’ ile imtihanı
Cemaat ile Hükümet arasında MİT krizi ile tırmanışa geçen ve bugün ‘dershane dalaşı’ üzerinden süren çatışmada, bir yandan yazarlarımızdan Erol Aral’ın da dikkat çektiği gibi ‘şantaj gazeteciliği’ devreye sokulurken, diğer yandan insana ‘vay arkadaş’ dedirtecek pratikler de sergileniyor. Yeni Şafak gazetesinin önceki günkü manşeti buna bir örnekti.
‘Taşeron düzeni’ başlığını manşetine taşıyan gazete ‘Çalışan da dershaneden memnun değil’ diyor ve devam ediyor: ‘Dershane tartışması, sektörde çalışan öğretmenlerin çalışma koşullarını da gündeme getirdi. Günde 12 saat derse girip 900 ile 1500 lira arasında maaş alan öğretmenler, taşeron firmalardaki gibi 1 yıllık sözleşmeyle çalıştırıldıkları için tazminat hakkından da mahrum.’ Haberin spotları ‘Hak gasplarının en acısı dershanelerde yaşanıyor’ diye devam ediyor.
Ekonomi konusunda uzman olmasına da gerek yok, gündemi dikkatli bir biçimde takip eden herkes, taşeron düzeninin, AKP Hükümetinin 11 yıllık iktidarı boyunca uyguladığı ekonomi politikaları içinde özel bir yer tuttuğunu bilir. Çalışma yaşamında emekçilerin kazanılmış haklarının gaspı üzerine kurulu olan taşeron çalışma AKP iktidarı ile başlamadı ama bu iktidar ile çalışma yaşamının olağan bir parçası haline geldi.
Örneğin AKP’li belediyeler içinde hizmetlerini taşerona vermemiş olan varsa -buna birçok CHP’li belediye de dahil- çıkıp söylesinler haber yapalım. Yakın bir zamanda karşılaştığım bir örneği de bu arada paylaşmak istiyorum. Geçtiğimiz hafta Çağlayan Adliyesindeydim. Adliyenin kafesinde kasadan fiş alıp çay ocağının olduğu bölüme yanaşıp ‘Üç çay. Bir tanesi büyük ve açık olacak’ dedim. Çaycı siparişimi algılayamadı ve tam dört kez tekrar ettim. O arada çay servisi için yanımıza yanaşan diğer personel ‘arkadaş 06.30’dan beri çalışıyor’ dedi. O da araya girip ‘Valla kafam durdu, kusura bakmayın’ dedi. ‘Peki kaça kadar çalışıyorsunuz?’ diye sordum; ‘Akşam 18.00’e kadar’ dediler. Peki ücret? ‘Asgari ücret alıyoruz. Burada ‘Beltur’ yazdığına bakmayın. Taşeron işletiyor.’
Mesela Yeni Şafak Gazetesi, Beltur gibi belediyeye bağlı diğer pek çok hizmetin taşerona verilmiş olduğunu ve benzer çalışma koşullarının oralarda da hüküm sürdüğünü bilmiyor mu?
Evrensel, bugüne kadar dershaneler dahil, sağlıktan, güvenliğe, taşımacılıktan temizliğe kadar pek çok sektörde taşeron düzeninin hüküm sürdüğünü haberleştirdi. Hatta bu vahşi çalışma düzenine rağmen çocuklarını okutmakta zorlanan, borçlarının altından kalkamadığı için intihar girişiminde bulunanlar da oldu. Yeni Şafak ve Hükümete yakın gazetelerden, hatta bugün kapışıp, düne kadar can ciğer kuzu sarması oldukları Cemaat medyasının hangisi için bu gerçekler haber oldu? Gerçek bu kadar açıkken Yeni Şafak’ın şimdi çıkıp ‘Dershane tartışması, sektörde çalışan öğretmenlerin çalışma koşullarını da gündeme getirdi’ cümlesini manşetinin alt başlığına yerleştirmesinde eğitim emekçilerinin sorunlarına gerçekten ilgi duyan bir samimiyet görebilir miyiz?
Daha yakın bir örnek verelim. 24 Kasım 2013 tarihli gazetelerin birinci sayfalarında öğretmenlere, eğitim emekçilerine Ankara’da polisin saldırısına dair haberler var. ‘Öğretmenler günü gazla, copla, suyla kutlandı’, ‘Polis orantısız kutladı’ manşetleri atan gazeteler var. Yeni Şafak’ın 1. sayfasında ise, başkentte zulüm gören eğitim emekçilerine, ‘dershane emekçilerine’ dair tek satır yok.
Peki Yeni Şafak o haberi nasıl mı görmüş?
Saldırının gerçekleştiği 23 Kasım 2013 günü saat 21.16’da Yeni Şafak’ın İnternet sitesinde olaya dair haber şu başlıkla yer almış: ‘Öğretmenler Günü bahane’. Ve şöyle devam ediyor: ‘Ankara’da Eğitim Sen’in izinsiz yürüyüşünde marjinal gruplar taşkınlık yaptı. Çıkan olaylarda 7 kişi yaralandı, 2 gösterici de gözaltına alındı.’
Evet, samimi duygu bu olunca Yeni Şafak’ın o ‘Taşeron düzeni’ manşeti de bir ‘taşkınlık’ gibi kalıyor.
Evrensel'i Takip Et