02 Ocak 2014 00:57

Fenerbahçe taraftarı ezber bozuyor

Fenerbahçe taraftarı ezber bozuyor

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bu satırlar yazılırken 2013 yılı bitti. Bu sene defalarca olduğu gibi klavyenin başına oturduğumda yazmayı düşündüğüm yazıdan yine vazgeçtim. Fenerbahçe-Kayseri maçını yazacaktım. Her biri, adeta son anda, 2013’ün futbol almanağına yılın “en güzel golleri” kategorisinden girmek için atılan golleri anlatacaktım. Maç saatinden çok önce başlayan, maç boyunca devam eden, maç bittikten sonra bitmeyen tribünün, taraftarın coşkusundan, protestolarından, dimdik duruşlarından bahsedecektim.
Bana gerek kalmadı. Sadece spor medyasının değil, siyaseti izleyen merkez medyanın birçok kalemi benim anlatacaklarımı, biraz da geç görmenin iştahıyla zaten anlatmışlar. Ağustos ayından beri Fenerbahçe taraftarlarının dillerinde dolaşan “Ali İsmail Korkmaz” anısına yazılan marşı, 17 Aralık sonrası yıkılan korku duvarlarıyla birlikte görenler, 3 Temmuz’dan beri Fenerbahçe taraftarlarının korkmadan, cesurca haykırdıkları gerçekleri de yeni yeni yazmaya başladılar. Gündeme yetişme zorluğu içerisinde farklı ne yazmalı diye düşünürken,  yılın son gününün bombası eskinin Adalet Bakanı şimdinin AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’den geldi.  Meğer “okyanus ötesinin” Emniyette ve yargının çeşitli birimlerinde olduğu gibi Yargıtay’da  “imam” diye adlandırılan sorumlusu varmış. Yargıtaya gelen kimi dosyalar bu “imam” vasıtasıyla Pensilvanya’ya gönderilip ne karar alınacağına dair fikir alınıyormuş. “Cemaatin imamının” adı ise 11 yıldır ülke yönetiminde üst düzey görev alan Mehmet Ali Şahin’de varmış. İnsanın popüler dizi “Yalan Dünyada” ki Bünyamin karakteri gibi “vay, vay, vay, vay, vay be” diyesi geliyor. Bir kez daha sormak gerekiyor belki; “paralel devlet”, “emniyet ve yargı içindeki cunta”, “sahte deliller” i sürekli dile getiren hükümet sözcüleri artık “3 Temmuz”,KCK, Odatv ve benzeri torba davalarda adil karar verildiğine inanıyor mu?  Sahi 3 Temmuz dosyası şu an nerede ve kim tarafından inceleniyor?
Görünen o ki 2014’te de bunları tartışmaya devam edeceğiz. 17 Aralık’tan beri memleketin siyasal yapısında bütün taşlar yerinden oynadı. Pek çok hukukçu ve siyasal bilimcinin vurguladığı gibi an itibariyle bir “hukuk devletinden” hatta “kanun devletinden” bile geri noktaya düşülmüş durumda. Siyasal aktörler bozulan daha doğru deyişle çöken  “iktidar bloğuna” karşı yeni ittifak arayışları içerisinde. Geçmişte alınan siyasal pozisyonlar, ilkeler yerle bir oluyor. Bu kadar siyasal aktör altüst olurken,  tribünler, özellikle içinden takip ettiğim Fenerbahçe tribünü gerçekten ezber bozuyor. Ezber bozmakla kalmıyor, bu toz duman içinde yolunu şaşıran birçok siyasal aktöre de aslında yol gösteriyor.
Hiç abartmadan söylüyorum, Fenerbahçe-Kayserispor maçının tribün hikayesi başlı başına bir siyasal duruş manifestosudur. Tribünler maçın başında hırsızlık, yolsuzluk ve rüşvete tepkilerini net bir biçimde ortaya koydu. 3 Temmuz’dan beri “paralel devlet” ile “emniyet ve yargı” içersindeki örgütlenmeye dikkat çeken taraftarlar an itibariyle çatışan iki gücünde yanında olmadıklarını da ortaya koydular. Peki ne mi istiyorlar? O da maçın son 20 dakikasında haykırılan marşta… “Daha 19 yaşında düşlerinde özgür dünya/ öptüğü çubuklu forma yaşayacak anısında/ Ali İsmail “Korkmaz” Fenerbahçe Yıkılmaz”  …
2014 düşlerinde özgür bir dünya görenlerin yılı olsun. Berkin’in uyanıp tribünde birlikte “her yer Taksim her yer direniş” diye haykıracağımız yıl olsun…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa