12 Şubat 2014
DİĞER YAZILARI
Edebiyat 15 Nisan 2015
Normalleşmek 8 Nisan 2015
Adil 18 Mart 2015
Beklenti 11 Mart 2015
Koşa koşa 4 Mart 2015
Adım adım 25 Şubat 2015
Her şey 18 Şubat 2015
Mendil 28 Ocak 2015
Yuvarlak 14 Ocak 2015
Yabancı 7 Ocak 2015
YAZI ARŞİVİ

İki hafta önce, sezon sonuna kadar iyileşemeyecek Bruma’nın sezon sonuna kadar Gaziantep’e kiralık verilmesinin beni ne kadar huzursuz kıldığını yazdım. Bu iki haftada küçük arkadaş gruplarımızda o kadar çok tartıştık ki bunu. “Geçmişte sözleşme dondurmak serbestti, ne oldu da bu hak Galatasaray’a tanınmadı?​” diyene de hak verdim, “A’dan Z’ye yasal görünüyor ama içime sinmeyen bir nokta var bu kiralamada” diyene de. Sonra laf lafı açtı, konu Cenk Tosun’un Beşiktaş’la anlaştıktan sonra Gaziantepspor’la Beşiktaş’ın oynadığı maça geldi. Ben de sordum “Peki bu iş nediraga?​” diye.
Orada, arkadaşım Barış’tan bir yanıt aldım ki hayatın her alanına çekip götürülesi.
“Abi, o iş tertemiz. Biz insana, Cenk’in insanlığına güvenmeyeceksek bırakalım bu işi.”
Sahi ya, ne kadar uzun süre olmuştu hiç tanımadığımız bir insana güvenmeyeli. Hakem kesin karşı takımın adamıydı, karşı takım zaten cemaatçiydi. Ya da hakem eyyamcıydı (eyyamın ne anlama geldiğini bilmesek de), ayıp ediyordu. Para yiyordu. Stoper desen cezaevindeki mafya babasının yeğeni, kaleci şikeci. Taraftar grubunun başı rantçı, diğerleri başkanın maşası. Başkan silah ihalesinde ABD’nin kullanışlı aptalı, bunu eleştiren spor yazarı bahisçi, bahis oranlarını veren analist muhalif başkan adayının sağ kolu, federasyon sürekli berikini devirmeye çalışıyor. Devrilecek başkanın derdi kulüp değil yerel seçim. Belediyede kendi listesini seçtirirse stadı yenileyecek, inşaatı eniştesi müteahhite verecek, oradan aldığı nakitle yurtdışı kara para işlerini çözecek…
Çoğumuz sadece çim kokusunu sevdiği için izliyor bu oyunu. Kulüp logosundaki yazının fontunu dövme yaptıran arkadaşım var. Annesinin ördüğü ponpon bereyi 30 yıldır takıp maça giden adam ne anlasın kara paradan, silah ihalesinden? Kendi dilinde bağırdığı için dayak yemiş milyonlarca insanın ülkesi burası, her şeyi göze almış insanların ülkesi. Haftada 90 dakika bağırmak için 3 günlük yevmiyesini maç biletine verir tabii. Sokakta dövülen, hastanede ilgilenilmeyen, göz göre göre öldürülüp, mahkemesinde hepimizle dalga geçilen Ali İsmail Korkmaz’ın adını formasına yazdırmak için neler yapmaz insan olan? Formanın rengine, fiyatına, kumaşına mı bakar? Her taraftar istemez mi arkasında Ali İsmail Korkmaz yazan 19 numaralı,  çubuklu bir forma, kendi sevdiği renklerde?
En iyi oyuncu bizde diye tutmuyoruz o takımları. Biliyoruz, en iyi oyuncular gelmez bu ülkeye. En iyi olmadığını bildiğimiz topçulara güvenmek istiyoruz sadece. Güveniyoruz çocukça. En sevdiğimiz tezahürat “Bizler inandık, siz de inanın. Bizim için bu maçı alın.” Çünkü inanınca oyunun, maçın, dünyanın daha iyi olacağını biliyoruz. Gördük. Birlikte inanınca yapabileceklerimizin sonu olmadığına yaşayarak ikna olduk. Koşmayan oyuncuya kızardık eskiden, bu yazdan beri duran adamı da ayrı seviyoruz. Herhalde durarak rakibi sersemletiyordur, arkadaşlarına alan boşaltıyordur diyoruz. Aynı formayı giydiğimiz gençlerin bizim için bu maçı alacağına; alamasa da bizim için, hepimiz için bir şeyler yapacağına, elinden gelenin en iyisini ortaya koyacağına inanıyoruz. İnandık bizler.
Ellemeyin efendiler. Mahallenin en hızlı koşan çocuklarına çelme takmayın. Hiç niyetimiz yok ama bu güzelliğe çelme takana diklenmeyi de biliriz. Yapmayın. Otuz bin kişinin, iki renkte dokunmuş otuz bin farklı desendeki atkısıyla, soğuk bir otoparkta yazdığı el yapımı pankartla uğraşmayın. Siz olmasanız belki resmi mağazadan forma alamayız ama ponpon beremizi takar yine izleriz o renkleri. İzletmezseniz radyodan dinleriz, radyoyu kesseniz internetten skora bakarız. İnterneti kapatırsanız, kulaktan kulağa anlatırız yedi pasla gelen golü. Ona da izin vermezseniz, iki taşı üst üste koyar kendi oyunumuzu oynarız. Ne kadar bulandırsanız da suları, biz Cenk’e, insanlara, insanlığa güvenmeye devam ederiz. Siz hala balta arayın, balta suya düştü, suyu inek içti.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Gabar petrolü sömürüsü: 1 milyon liralık üretime  6 liralık ücret

Gabar petrolü sömürüsü: 1 milyon liralık üretime 6 liralık ücret

Saray iktidarının “Milletimiz zenginleşecek” propagandasını yaptığı Gabar petrolünün arkasında ağır bir işçi sömürüsü var. Günde 12 saat çalışma, taşeronlaştırma, sendikasızlık, yoksulluk sınırının yarısı bile etmeyen ücretler… Öyle ki sadece 12.5 saatlik üretim tüm işçilerin ücretini karşılıyor, geri kalan patronların kasasına akıyor.

Şırnak’ta bir günde çıkarılan petrol, Batman’da çıkarılanın yüzde 87 fazlası.

Serbest piyasada ham petrolün varil fiyatı yaklaşık 75 dolar.

İşçiler iki günde çıkarılan petrol kadar ücret alsaydı aylık ücret 160 bin lira olurdu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
RTÜK Başkanı “Ülkemizde olumlu olaylar olmuyormuş gibi haber servis ediliyor” deyip ‘yandık’, ‘bittik’ haberleriyle karamsarlık aşılandığını savundu, ceza tehdidinde bulundu.

Evrensel'i Takip Et