03 Mart 2014 00:12

Sokaklar tayin edicidir!..

Sokaklar tayin edicidir!..

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İğrençlik... Diz boyu. Katlanılır gibi değil.
Koca koca adamlar çıkıp halkın gözünün içine baka baka yalan söylüyorlar.. Düpedüz yalan! Yenilir yutulur gibi değil. Ama söylüyorlar. Bile bile!..
İçlerinde yöneticiler var. Yüksekten yüksekten ahkam kesiyorlar: “Darbe” olmuş! “Darbe girişimi”ydi diyor, asıl darbeyi kendileri vuruyorlar. Yargı mı darbe yaptı, yargıya mı darbe yapıldı? Sonuçtan bakalım: Zarrab, oğlanlar ve ayakkabı kutuları serbest kaldılar! Göz göre göre.. Uçak dolusu altınla.. Milyarlarca dolarlık yolsuzlukla.. Yüz milyonlarca dolarlık rüşvetle dışarıdalar. Ama.. “Pensilvanyanın işi” deniyor ya.. KCK tutukluları.. Farklı kategoridenler tabii ama Balyoz’dan yatanlar.. içerideler. Pensilvanya’nın Zarrab ve oğlanlar “darbesi”ni çözüyorsun.. Öbür darbeler hâlâ darbe.. Yani sadece ucu sana dokunmuşsa “darbe”! Kim yaptı acaba darbeyi?
Gazete köşelerinde miğde bulandıranlar.. Ekranları kirletenler var. Sallıyor da sallıyorlar. Tek bir soru: Hırsızlık var mı yok mu? Evelemeden gevelemeden.. Evler para dolduruldu mu doldurulmadı mı? Sıfırlamak için epey ter döküldü mü dökülmedi mi? Bırakın “İsrail hesabına dinlenmiş”.. “Milli güvenlik kodları”nın başına neler gelmiş.. “Vatana ihanet”miş!. Geçin. Tek soru tek yanıt: Hırsıza ve hırsızlığa ne diyorsunuz?
Ve muhalefet! Allah için hem Kılıçdaroğlu hem de Bahçeli iyi konuşuyorlar.. Ama sadece konuşuyorlar. Lafla peynir gemisi yürüse.. işi bitirmişlerdi!
17 Aralık yatışıyor gibi olmuştu ki, “sıfırlama” görüşmeleri patladı. Ortalık alev alev! Birinciye tepki vermeyen AKP’liler bile “artık bu kadar da olmaz” noktasına geldiler. Geldikleri belli, Kılıçdaroğlu bile duyuyor ki, durmadan “AKP’ye oy veren yurttaşlarıma sesleniyorum” deyip onlara çağrı yapıyor. İyi.. güzel. Peki nasıl olacak?
Laf, laf olarak kaldıkça.. En güzeli ve en doğrusu bile olsa.. Koflaşır.. Boştur. Boşuna denmemiş: “Filozoflar dünyayı yanlızca çeşitli biçimlerde yorumladılar, aslolan onu değiştirmektir.”
İstediğin kadar yorumla.. Analiz yap.. Yaz.. Çiz. Söyleyecek söz kalmasın. Eee? Soru hâlâ ortadadır: Nasıl değişecek? Ve önemlisi, nasıl değiştireceksin?
Laf değiştirici güç haline gelmeli. Nasıl? Kim değiştirebilir? Soru bu? Kılıçdaroğlu ya da bir başkası değiştirebilseler değiştirirlerdi zaten. Ama kendileri yapamıyor, örneğin oy istiyorlar. Yani? Halkı kendilerini desteklemeye çağırıyorlar. Yani? Açık değil mi: Halk olmadan olmaz! Laf, halkın bilincine dönüşürse değiştirir. Değiştirici güç, öyleyse, halktır! Başta tek tek fabrikalarda örgütlü işçiler. Çünkü örgüt de olmadan olmaz! Örgütlü halk! Ama işte korkulan da budur! Bir kez, hem de örgütsüz olarak Gezi’de ucu ve gücü görünmüş, yüreklere korku salmıştır. Fersah fersah kaçılan odur!
Adam bırakıp gitmiyor. Gerdikçe geriyor. Görüyor ki “karşı taraf” örgütsüz.. Ve elinde polis ve istihbarat gücü var, “direniyor”. “Skandal” dese de “büyük patron” Amerika.. Biliyor ki, ne o ne de onun ağzına bakanlar halkı sokağa dökecek tutumlar almayacaktır. “Bensiz olmaz”ı kanıtlamaya ve götüreceği kadar götürmeye bakıyor!
CHP ya da başka bir burjuva güç de halka, sokağa çağrı yapmıyor! Oysa CHP hırsızlığa karşı miting çağrısı bile yapsa milyonlar sokağa çıkacaktır! Herkes bilir ki sokak belirleyicidir. Ama işte halkı bir kez sokağa çıkarırsanız, bir daha kolay kolay sokamazsınız! Kontrolü de kolay değildir!
Devrimci olan bunu yapacaktır. Seçimmiş meçimmiş.. Şimdi seçim çalışması sadece bu yolla yapılabilir. Başka türlü güç olunamaz!
Olmazsa, gerginlik Sisi türü sonuçlara gebedir!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa