10 Nisan 2014

Barbarlar yine gelmedi

Barbarlar bugün de gelmedi. Onları bekliyorlar, demiştim önceki bir yazımda. Her şeyi onlar çözebilirdi ancak. Gelmediler. Meydanlarda, iskelelerde, bahçelerde, bulvarlarda bekliyorlar. Gelsin de düze çıkarsın ülkeyi. Ama gelmiyorlar. Gelseler yasalar, gelenekler, tüzeler, alışkanlıklar yeniden çekilecek tenimize. Amel defterimiz silinecek. Ülkenin ufku ışıyacak.
Onlar gelmeyince yönetenler görüyor onların işlerini. Biz barbarız, diyorlar. Mahkemeler, gazeteler, şirketler satın alıyorlar; paranın altın postunu seriyorlar altın tahtlara. Ülkenin bakanları, başbakanı, son bakanı, bar bar bağırıyor barbarları beklerken duyurmak istiyorlar seslerini. Barbarlar değil de halk duyuyor bu öfkeli sözleri, çığlıkları, yakarıları. Onlar siniyorlar.
Sandıklar kuruyorlar şehrin büyük alanlarına. Yaralarınızı atın, diyorlar. Oy kağıtları değil, yaralarını atıyor şehir ahalisi sandıklara. Birbirlerinin yaralarını madalyonlar gibi takıyorlar göğüslerine. Seçim meçim değil onları düşündüren. Barbarları merak ediyorlar. Gelsinler, diyorlar. Yöneticilerin elinden alsınlar şu kanlı baltaları. Tek umudumuz barbarlar artık, diyorlar. Onlar kurtaracak bizleri bu zalimlerin elinden.
   Böyle görmüş Konstantin Kavafis de bir Yunan kasabasında, agoralarda, pazar yerlerinde halkın boş bekleyişini, umarsızlığını. Barbarlar gelmemişler. Halk, zalimlerin elinde oyuncak olmuş. Suyun öte yakasında, yüzyıllar sonra, Ege’nin bu gecesinde, Türkiye denen bir yerde bekliyoruz biz de onları. Kurtulmak için zalimlerden. Barbarlar gelirse düzelir belki ülkenin öfkeye kesmiş yazgısı. İyidir, diyoruz barbarların kılıcı, yönetenlerin kanlı terazilerinden.
   Sözü çağdaşımız, Yunan şiirinin büyük oğullarından Kavafis’e, Cevat Çapan’ın çevirisiyle “Barbarları Beklerken” şiirine barakalım mı bu hafta da? O söylesin bizim diyeceğimizi:
Neyi bekliyoruz böyle toplanmış pazar yerine?

    Bugün barbarlar geliyormuş buraya.

Neden hiç kıpırtı yok senatoda?
Senatörler neden yasa yapmadan oturuyorlar?

    Çünkü barbarlar geliyormuş bugün.
    Senatörler neden yasa yapsınlar?
    Barbarlar geldi mi bir kez, yasaları onlar
            yapacaklar.

Neden öyle erken kalkmış imparatorumuz,
şehrin en büyük kapısında neden kurulmuş tahtına,
başında tacı, törene hazır?

    Çünkü barbarlar geliyormuş bugün,
    onların başbuğunu karşılamaya çıkmış
            imparatorumuz.
    Bir de koca ferman hazırlatmış
    ona rütbeler, unvanlar bağışlayan.

İki konsülümüzle yargıçlarımız neden böyle
işlemeli, kırmızı kaftanlar giyinip gelmişler?
Neden böyle yakut bilezikler, parlak,
görkemli zümrüt yüzükler takınmışlar?
Ellerinde neden böyle altın,
gümüş kakmalı asalar var?

    Çünkü barbarlar geliyormuş bugün,
    onların gözlerini kamaştırırmış böyle takılar.

Ünlü konuşmacılarımız nerde peki,
neden her zamanki gibi söylev çekmiyorlar?

    Çünkü barbarlar geliyormuş bugün,
    onlar pek aldırmazlarmış güzel sözlere.

Neden bu beklenmedik şaşkınlık, bu kargaşa?
(Nasıl da asıldı yüzü herkesin!)
Neden böyle hızla boşalıyor sokaklarla alanlar,
neden herkes dalgın dönüyor evine?

    Çünkü hava karardı, barbarlar gelmedi.
    ve sınır boyundan dönen habercilere göre,
    barbarlar diye kimseler yokmuş artık.

Peki, biz ne yapacağız şimdi barbarlar olmadan?
Bir çeşit çözümdü onlar sorunlarımıza.

“30 Mart’ta sandıklardan çıkarlar mı acaba?​” dedik ama yine gelen giden olmadı. Sahi, biz ne yapacağız şimdi barbarlar olmadan?

Evrensel'i Takip Et