01 Mayıs 2014 00:04

Özgür çiçek

Özgür çiçek

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ünlü bir doğu sözü  “İnsan buğday başağına benzer, olgunlaştıkça eğilir” der. Olgunlaşmak yaşla ilgili görünse de, onca yaşamışlıklarına rağmen ilk günkü gibi sap kalan insanlar olduğu gibi, genç yaşına rağmen başı ağırlaşmış, hoşgörü ve olgunlukla eğilmiş birçok insan vardır.
Olgunlaşmak insanın temel talebiyle, geleceğinde sahip olmak istediği konumu ve bu konuma ulaşmak için izleyeceği yol ile doğrudan ilgilidir.
Kimi, yaşamın insana verilen kısacık bir evren süresi olduğu bilinciyle yaşar. Temel hedefi bu kısa süre içerisinde hem mutlu olmak hem mutlu etmektir. Önce kendisini eğitir ve sonra ürettikleriyle sonsuz zaman sürecinde irice bir nokta olarak kalmaya çabalar.  Onun için yaşam bir hediyedir. Yaşamla barışıktır. Milyonda bir ihtimal sonucu aynı zaman sürecini paylaştığı diğer canlılara sevgi ve saygı duyar.  Tüm canlıların da kendi gibi mutlu olmasını ister ve bu amaç için uğraşır. Onun için mutluluk sabahın ıslak çimeninde, tarla kuşunun şarkısında, Sirkeci-Harem arabalı vapurunun pervane köpüğünde, “Niye ki” diyen sevdiğinin dudaklarındadır. Ağaçlarla kardeş, çiçeklerle arkadaştır. Yağmurda ıslanmıştır bir kere. Bir telli gitarın sesi yeterlidir tüm müzikleri dinlemeye. Ona güç gerekmez. Güç sevgisindedir.  
Kimi de gücü sever. Beyninin derinlerine sinmiş hırs, sahip olma, hükmetme duygusu gözlerinden fışkırmaktadır. Amaçladığı zevksiz hedefe ulaşmak için her yolu dener. Ulaştığı her noktanın geçici sarhoşluğu, bir sonraki hedefin hırsı ile yok olur gider. O hep mutsuzdur. Mutsuzluğunu paylaşmak için bağırır, saldırır, azarlar, korkutur. Ama mutsuzluğu azalmaz. Yaşamı tanımamaktadır. Sanatla ilgisi yoktur. Etrafındaki yaşamı kıskanır. Ağaçların iri yapraklarını kıskanır. Özgür çiçekleri kıskanır. Gücünü kıskandıklarını yok etmek için kullanır.
Ve sonra yok olup gider bir iz bırakmadan.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa