Bayrak ve işçiler
Unutulmuş olabilir bu nedenle hatırlatmakta fayda var. Özelleştirmeler kamu işletmelerinin kapısına dayandığında ve burada çalışan işçiler mücadele yolunu tuttuklarında ulusal bayrağı en önde taşıyorlardı. Örneğin Seydişehir Alüminyum fabrikası işçileri önlerine dikilen jandarma, polis güçlerine karşı ulusal bayrağı sallıyor, ulusal marşı da söylüyorlardı. Ama karşılarındaki güç sanki başka bir devletin gücüydü ve bu ulusal simgelerden hiç etkilenmeden saldırısını vahşice sürdürüyordu. Sonuç yaralanan işçiler, kırılan mücadele, yerlere düşmüş bayraklar ve özelleştirmecilerin -yani ulusal değerleri satanların- galip gelmesi oldu.
Bütün bunları neden hatırlatıyoruz. Şundan dolayı: 1 Mayıs vesilesiyle bir bayrak tartışması yürütülüyor ve İP gibi partiler tarafından işçilere “al bayrağın” gölgesinde toplanma çağrıları yapılıyordu ve halen de yapılıyor. 1 Mayıs gibi işçi sınıfı açısından ulusal, ırksal, etnik, dinsel vb. farklar gözetilmeden, her ulustan işçi sınıfının uluslararası birliğinin, mücadelesinin ve dayanışmasının günü olan bir gün, işçilerin ulusal simgeleri öne çıkardığı, birleşmeyi değil bölünmeyi, dayanışmayı değil rekabeti, mücadeleyi değil egemen sınıflara köle olmayı öne çıkardıkları bir güne dönüştürülmeye çalışıldı ve çalışılıyor.
Şunlar biliniyor: Bayrak, ulusal marş vb. gibi simgeler bütün bir ulusun duyarlılıkla yaklaştığı, orada kendi kimliğini oluşturan değerler bulduğu ulusal simgelerdir. Tarihi önemi olan ulusal günlerde bu simgelere olan ilgi daha fazla artar. Ancak egemen sınıf bu simgeleri bir sınıfı, başka bir ulusu sindirmek, egemenlik altında tutmak için aşırı bir biçimde öne çıkarıyorsa orada ciddi bir problem var demektir. Bu durumda ulusal simgelerin gölgesinde şovenizm, milliyetçilik ve her türden gerici ideoloji örgütlenmeye çalışılıyor, bu simgeler sınıfsal, ulusal mücadelelerin bastırılmasına alet ediliyor demektir. Bugün İP, diğer gerici partiler ve bazı sendika yöneticilerinin tarafından egemen sınıfın izinden gidilerek yapılmak istenen tam da budur.
İşçi sınıfı tüm diğer sınıf ve tabakalardan farklı olarak, ücretli emek sömürüsüne tabi tutulan, diğer ülkelerdeki işçilerle bu bakımdan aynı özelliklere sahip uluslararası bir sınıftır. Onu sömüren büyük sermaye de uluslararası bir sınıftır. Gücü oranında tüm ülkelere yayılır ve emek sömürüsü gerçekleştirir. Dışarıya yayılma imkanı olmayan da kendisi bu uluslararası sermayenin destekçisi ve iş birlikçisi olarak sömürüyü örgütler ve sürdürür. Bu nedenle işçilerin sömürüye karşı mücadelesi aynı zamanda uluslararası yönü olan bir mücadeledir. 1 Mayıs işte tam da bu nedenle ulusal simgelerin değil, uluslararası birlik ve dayanışmanın, işçi sınıfının enternasyonalist eğiliminin öne çıktığı bir gün olarak büyük önem taşımaktadır. Tek tek ülkelerde bütün işçiler aynı kaderi paylaştıkları, aynı büyük sınıfın bir parçası oldukları içindir ki, işte bu anlamda işçilerin vatanı yoktur!
Ama tam da böyle bir günde işçilere önerilen kendi ulusal burjuvalarının peşlerine takılmalarıdır. Bu burjuvalar ki, ulusal değerlerin en önemlisi olan bağımsızlığı bile tutarlılıkla savunmazlar, onu her fırsatta satarlar. Sınıf bilincine sahip olan bir işçi sınıfı ise bağımsızlık gibi ulusal değerleri savunmakla yetinmez, onlara demokratik bir içerik de kazandırır. Ne hükümeti destekleyerek iş birlikçi büyük burjuvazinin peşine takılan siyasi parti ve sendika yönetimlerinin, ne de kendi ulusal burjuvazinin programını savunan İP gibi partilerin, işçi sınıfının kendi sınıf bilincini edinmesi, tüm halkı kendi etrafında toplayarak ulusal ve demokratik bir harekete önderlik etmesine engel olabilecekleri düşünülmemelidir. Bunlar işçi sınıfı saflarında görünerek iş birlikçi sermayenin, ulusal sermayenin dümen suyunda ilerlemektedirler. İşçilere tavsiye ettikleri de bu yönde ilerlemeleridir. Onun içindir ki 1 Mayıs’ta bir kez daha işçi sınıfının çıkarlarına ihanet ettiklerini açıkça ortaya koymuşlardır.
Şimdilerde İP yöneticileri Türk-İş yönetimine, Kamu-Sen’e teşekkürlerini, şükranlarını sunuyorlar. Bu teşekkürler onların işçi sınıfını bölme, onu zayıflatma, sermayenin çeşitli kesimlerinin gerici politikalarına eklemlenme yönünde gösterdikleri çabalar içindir. Bu teşekkürler işçi sınıfının, kendi sınıfının, çıkarlarının bilincinde bir sınıf olarak gelişmesine, deneyim edinmesine karşı gösterilen gerici çabalar içindir. Bu teşekkürler işçi sınıfının uluslararası gününde, ulusal simgeleri egemen kılmak için gösterilen uğursuz çabalar içindir. Ama işçilerin günlük talepleri ve genel olarak sınıfsal çıkarları ile bu çabalar bütünüyle birbirine karşıttır. Bunu görmek için uzağa gitmeye de gerek yok. Bunu anlamak için bizzat sınıfın güçlerini bölmek için yapılan 1 Mayıs gösterilerinde, kürsülerden dile getirilenlerle, alandaki işçilerin dile getirdikleri taleplerin zıtlığına bakmak yeter de artar bile.
Evrensel'i Takip Et