Ne korkunç şeydi savaş
Troya savaşına katılan kral Odisseus ülkesine geri dönemeyince, onun öldüğünü düşünen sömürgen soylular; sözde dul kalan karısı Penelopeya’yla evlenebilmek için gelip sarayına çöreklendiler. Artık hem sarayın, hem halkın birikimlerini habire yiyip içmeye, günlerini gün etmeye başladılar...
DENİZ ÖTELERİNDE ARAYACAKTI ARTIK BABASINI!
Odisseus’un yeniyetme oğlu Telemahos da, bu asalakları tek başına kovamayacağını anlayınca, babasını deniz ötelerinde aramaya çıktı. Yanında yoldaş olarak baba dostu kral Mentor kılığında tanrıça Atena da vardı!Ama Telemahos, Atena’nın yaptığı bu kılık değişikliğinin ayırdında değildi...
İlk olarak Troya savaşından dönmüş iyi yürekli bilge kral Nestor’un ülkesi Pilos Adasına gittiler... Kral Nestor çok içten bir sevecenlikle karşıladı konuklarını. Onları yedirip içirdikten sonra,kral Odisseus ve Troya savaşıyla ilgili anılarını anlatmaya başladı arada dinlene dinlene...
“Dokuz yıl süren savaşın sonunda sağ kalanlarımızın yarıya yakını,Troya’da, Başkral Agamemnon’la kalmak istedi. Aptallar; döktükleri kanların günahından arınmak için tanrılara kurbanlar kesecek, dualar edeceklermiş! Diğer yarımız denize açılıp baba topraklarımıza doğru yol almaya başladık. Bu dönüş sırasında da bazı arkadaşlar, her nedense Troya’ya geri dönmek istediler. Bu geri dönmek isteyenlerin başında da, tanrıça Atena’nın hayran olduğu o akıllı baban Odisseus vardı sevgili Telemahos!.. ‘Geri dönelim de Agamemnon’u yalnız bırakmayalım!’ diye tutturdu! Doğrusu baban niye böyle yaptı, hiç anlayamadım! ‘Benimle kalanlar arkamdan gelsin!’ deyip aynı dönüş yönünde yelkenleri açtırdım ben de... Anlamıştım; Zeus yeni acılar saracaktı başımıza!..
BABANIN BAŞINA GELENLERİ BİLMİYORUM YAVRUM!
Dönüş yolunda birlikte olduğumuz arkadaşların tümü de ülkelerine kavuştular. Bizden ayrılan baban Odisseus’un başına neler geldi, bilmiyorum yavrum! Ve senden saklayacak da bir şeyim yok!..”
Böyle böyle bildiklerini anlattı Nestor. Ama Telemahos, büyük bir tedirginliğe kapıldı iyi yürekli bu ihtiyarın söylediklerinden... Nestor da Telemahos’u sevindirecek bilgiler veremediği için üzgündü... “Ben burada duyduklarımın, bildiklerimin hepsini anlatıyorum sana...” diye yeniden konuşmaya başladı Nestor.“Sakladığım hiçbir şey yok. Örneğin tanrılar gibi güçlü kralları Ahilleus’u Troya’da yitiren askerler de, ülkelerine dönmüşler... Girit kralı da sağ kalan askerleriyle ülkesine ulaşmış.”
KIZINI KURBAN EDEN BAŞKRAL!..
Burada biraz soluklandıktan sonra; “Bütün bu savaş kırımlarının nedeni Başkral Agamemnon da dönmüş sarayına!” diye yeniden anlatmaya başladı Nestor. “Dönmüş dönmesine de, ettiklerinin cezasını da bulmuş! Çünkü dört gözle onun gelişini beklemiş karısı kraliçe Klütaymestra!..Belki de duymuşsunuzdur, daha Troya savaşı başlamadan önce Agamemnon; nişanlama gerekçesiyle öz kızı güzel İfigeneya’yı çağırıp onu anası Klütaymestra’nın önünde tanrılara kurban etmişti!.. Sözde Helena’nın namusunu temizlemek için Troya’ya savaş açtığını söyleyen Agamemnon’un, öz kızını tanrılara böyle kurban etmesine ben de bir anlam verememiştim... Öyle ya, Troyalı Paris, güzel Helena’yı kaçırdığı için biz “namus temizleme savaşı”na katıldığımızı sanıyorduk hep. Bu arada gemilerin yelkenlerini şişirecek yeller estirsinler diye öz kızı masum İfigeya’yı tanrılara kurban etmişti! İşte karısı Klütaymestra; ossaat kocası Agamemnon’un amacının, Troya’nın hazinelerini, güzel kadınlarını toplayıp getirmek olduğunu anlamış o anda... Böylece bizimle birlikte bütün dünya halklarını da enayi yerine koymuş Agamemnon!.. O yüzden de kocası Agamemnon’un yakın akrabası Aygistos’u sarayına kapatıp tam dokuz yıl onla gününü gün etmiş karısı!..
DOKUZ YIL KİNİYLE BİLEDİ HANÇERİNİ!
O Agamemnon’un namus temizleme örtüleri altında giriştiği savaşta, nice Troyalı ve Yunanlı masum yiğitler Ölüler Ülkesi Hades’i boyladılar!.. Şu gördüğün topraklarımızda, denize karşı güzel güzel yaşamaktan bizleri alakoyan savaşların ne denli ürkünç ve insanlık dışı bir şey olduğunu sonradan anladım ben... “Bütün savaşların” dedim, çünkü önemli olan savaşmak değildir; savaşın nedenlerini ortadan kaldırabilmektir Neyse, bunları konuştukça içim acıyor! Bak kendi ellerimle alıp götürdüğüm oğullarımdan birini Troya’da içim yana yana bırakıp geldim ben de! artık ben de bir savaş suçlusuyum! Tanrıça oğlu yarı ölümsüz Ahilleus bile daha savaşın başında bu aç kral Agamemnon’un talancı niyetini anlamıştı! Çünkü Agamemnon, Ahilleus’un payına düşen savaş ganimeti güzel Briseis’i alıp kendi yatağına götürmüştü!.. Dediğim gibi, bütün bunların iç yüzünü sonradan anladım ben. Ama bütün bu acıların nedeni olan Agamemnon’un karısı kraliçe Klütaymestra, yukarıda da söylediğim gibi, daha savaşın başında döndürülen dolapları anlamıştı. O yüzden kurban ettiği günahsız kızı İfigeneya’nın ve biribirlerine kırdırdığı o masum Yunanlı ve Troyalı yiğitlerin öcünü almak üzere, daha savaştan döndüğü gün kocası Agamemnon’u hançerlemiş!.. “
Burada yeniden soluklandı ihtiyar Nestor. Sözünü, Telemahos’un durumuna getirmek; onu en iyi şekilde yönlendirmek istiyordu...
Bu arada bir şeyler yiyip içerek biraz soluklanmaya çalıştılar...
Evrensel'i Takip Et