25 Ağustos 2014 00:47

Su ve elektrik savaşları!

Su ve elektrik savaşları!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bundan 5 yıl, bilemediniz 10 yıl önce, “Önümüzdeki yıllarda, petrol savaşlarının yerini su savaşları alacak” diyenlere bıyık altından gülerek bakılırdı.
Ama artık öyle bakılmıyor. Sadece bakılmıyor da değil, “su savaşı” henüz ülkeler arası bir savaşa dönüşmemişse de ülkeler içinde suyun kullanılması, kimin hangi fiyata ve hangi biçimde kullanacağına dair bir savaş da başlamış bulunuyor.
Meteorologlar, tarım uzmanları, bilim insanları, “tarımsal kuraklık” ve “meteorolojik kuraklık” uyarıları yapıyorlar ama Hükümetin İlgili Bakanı Veysel Eroğlu bu uyarıları umursamıyor. “Merak etmeyin İstanbul’u susuz bırakmayacağız. Su ihtiyacı olduğunda Allah yağmur yağdırıyor”, “Konya için tarihin en büyük sulama projesini yaptık” diyerek günü kurtarmaya çalışıyor.
Ve kuraklığın acısını ilk duyan küçük ve orta boy çiftçiler, şimdiden yolları kapatarak, irili ufaklı eylemlere baş vurarak seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
Tabii jandarma ve polisin gazlı, coplu, TOMA’lı saldırılarına karşın!
Su savaşı kaçınılmaz olarak bir “elektrik savaşı”yla da birileşmiş bulunuyor. Çünkü çiftçiler sulama suyunu elde etmek için artık neredeyse bütünüyle elektriğe de bağımlı hale getirilmiş bulunuyor. Ama özelleştirilen elektrik hem çok pahalı hem de elektrik üretim-dağıtım firmaları; ülkenin, halkın elektrik ihtiyacını karşılama yerine kârı esas alan politikalarla çiftçileri, kentin yoksullarını elektriksiz bırakmakta bir beis görmüyorlar(*).
Görünüşte “su sıkıntısı”nın nedeni “küresel ısınma”dır. Ama “küresel ısınma” “Allah’ın takdiri” değil, “kârı, daha çok kârı” temel dürtü edinen kapitalizmin doğal kaynakları fütursuzca yağmalamasıdır. Ama bugün sorun o aşamayı da geçerek, su kaynaklarına büyük sermaye tarafından el konması, yer üstü ve yer altı tatlı su kaynaklarının büyük sermaye için bir kâr ve rant alanına döndürülmesi sürecinin hayli ilerlemiş olmasıdır.
Toplam açısından bakıldığında şunları söyleyebiliriz:
1- AKP Hükümeti, uzmanlar ve bilim çevrelerinden gelen uyarılara itibar etmemekte, tatlı su kaynaklarını tümüyle büyük sermayeye devretme tutumunu kararlılıkla sürdürmektedir.
2- Hükümet, su kaynaklarının büyük sermaye firmalarının eline geçmesi için en küçük dereleri bile bu firmalara 49 yıllığına kiralayarak, bu dereler üstüne ekonomik değeri olmayan HES’ler kurulmasıyla maskeleyerek, su kaynaklarının sermayeye peşkeş çekilmesini had safhada hızlandırmıştır. Yeraltı su kaynaklarının da benzer biçimde özel firmalara devredilmesi de bir hükmet politikasıdır.
3- Yakın gelecekte tatlı su kaynaklarının daha da kıtlaşmasıyla, su sorununun daha da büyümesi kaçınılmazdır. Bugünden büyük sermayenin su kaynakları üstündeki hegemonyasını kıran bir mücadele olmadan büyük sermaye güçlerinin suyu hem Türkiye’nin halklarına hem de komşu ülke halklarına karşı bir silaha dönüştürerek, “Su savaşlarını yayması” önlenemezdir.
4- Bölge illerinde hem su, hem de elektrik sorunu bugün halkın doğrudan müdahale etmek zorunda kaldığı bir talebe dönüşmüştür. Bu konuda, halkın parasını ödemeden elektrik ve su kullanmak istediği yalanı yayılsa ve eylem yapanların elektrik ve su parası ödemeyenler olduğu propagandası yapılsa da gerçek tam tersi, sokaklara yansıyan, para ödedikleri halde su ve elektrik alamayanların isyanıdır.
5- Artık su sorunu bir elektrik sorununa da evrilmiştir!  Özellikle su kaynaklarının azılmasına paralel olarak büyük HES’lerdeki üretimin azalması sonucu, elektrik sıkıntısının bugünü aratır boyuta yükselmesi kaçınılmaz görünmektedir. Hükümet ve sermaye çevrelerinin bu durumu istismar ederek nükleer, küçük HES’ler ve termik santrallerin yapımına dayanak yapması beklenmelidir.
Kısacası artık su (ve elektrik) sorunu bir çevre mücadelesi olmayı da aşarak günlük yaşantımızda en temel ihtiyaç olarak bunları elde edip edememe sorununa da dönüşmüştür. Amiyane deyimiyle önümüzdeki günler, aylar ve yıllar giderek artan biçimde su-elektrik savaşı yılları olacaktır. Bugün olanlar bunun habercisidir.
İçeride bugün çiftçilerin, yoksul halk kesimlerinin, çevrecilerin,… taleplerinin elde edilmesi mücadelesi olarak biçimlenen su-elektrik mücadelesi, yakın gelecekte ülkeler arasındaki çatışmaların, savaşların başlıca konusu olmaya adaydır.

(*) Urfa, Diyarbakır, Mardin, Hakkari gibi iller başta olmak üzere pek çok ilde elektrik kesintileri artık uzun saatleri bulmuş, bir çok il ve ilçede tepkiler, halkın elektrik dağıtım binalarını basıp yakmasına kadar büyümüştür. Dahası büyük kentlerde de özel dağıtım firmaları, “karanlık gezdiriyor”lar. Dün İstanbul’da sekiz ilçede 8-12 saat gibi inanılmaz uzunlukta elektrik kesintisi yapıldı. Önümüzdeki günlerde benzer uygulamanın diğer ilçelere de yayılacağı belirtiliyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa