28 Ağustos 2014 00:03

Umut

Umut

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İnsan bedenleri, çoluk, çocuk, kadın,  genç,  yaşlı. Sahillerde insan vicdanına sahip insanların yüzünü kızartacak görüntüler. Hedef canlı, cansız Avrupa’ya ulaşmak.
İnsan tacirlerine ciddi paralar ödeyerek çıktıkları bu umut yolculuklarında akıllarına bile getirmedikleri ölümü, öncesinde aldatılmışlık duygusu yaşayarak ve ne olduğunu bile anlamadan tatmak.
Dünyanın en zengin topraklarının insanlarının sefaleti. Tüm geleceğini yerli iş birlikçileri ile birlikte soyan Avrupa, şimdi kurtuluşu.
Parlak sloganlar üretip sanal hedeflerle insanları oyalayan büyük sermayenin silahlı koruyucusu ABD ve Avrupa. Dünyanın petrolünün üzerinde oturan insanlara özgürlük vadedip önce onları donlarına kadar soyan sonra canlarına kasteden karteller, şirketler.
Ne oldu Büyük Ortadoğu Projesi? Ne oldu genişletilmişi. Oltadaki yeme atlayan balıklar gibi Projenin üzerine tersten atlayan sağcısı, solcusu(?). Yapılan yandaş, karşıt paneller? Yazılan onca makale, yazı. Ne yazık ki insanlık yüzyıllar önce Karl Marx’ın ortaya koyduğu basit emek-sermaye ve sömürü denklemini çözemedi. Hangi sloganla, hangi yöntemle olursa olsun hep bu denklem masadaydı. Aslında kimse kimsenin özgürlüğüne filan meraklı değildi. Diktatörleri devirmek diye bir kaygı ve hedefleri de yoktu. Bu bir yeniden paylaşım savaşıydı ve bir zamanlar adında en azından sosyalist kelimesi geçen veya bir zamanlar sosyalist olan devletlere yakın duran diktatörlerin tasfiyesi  işlemi idi. Sistem, kendi tosuncuklarını bile yeri geldiğinde harcayacak güçteydi ve dünya sermayesini, silahlı gücünü, yer altı gücünü elinde tutan büyük sermaye işi bitince İngiliz’in, Fransız’ın başındakileri yedi. Zaten bu hep böyle olmuştu. Siyaseti yönetenler aslında sermayenin görevlisi olarak bu işlerin başındaydılar ve işleri bittiklerinde tuvalet kağıdı muamelesi görmekten kurtulamadılar.
Ama asıl sorun onların bu bitmek bilmeyen hırsları ve açlıkları değil, bu zengin toprakların yoksul insanlarının yıllar süren bastırılmışlığıydı. Entelektüel yapı, düşünen yazan, çizen insan altyapısı bu ülkelerde daha başlamadan kanla susturuldu. Öndersiz ve örgütsüz halkların yalnızlığı ve çaresizliği ile bu insanların sadece bazıları alçak sesle bir şeyler söyleyebildiler.      
Ve şimdi insan umutları cansız bedenleriyle cellatlarını üreten kurtarıcılarının(?) sahillerine vuruyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa