‘Biat edin gerisini merak etmeyin’ şantajı
Fotoğraf: Envato
Kobanê’ye yönelik IŞİD saldırısı her gün daha artarak sürüyor. Kobanêliler ve PYD yetkilileri, gerekirse sokak sokak Kobanê’yi savunmaya hazır olduklarını dünya aleme ilan ediyorlar. Çünkü Kobanê artık herhangi bir kent değil; başta Kürtler olmak üzere bölgede barış ve kardeşlik isteyen laik ve özgür bir yaşam için mücadele eden bütün halklar için son derece önemli, vazgeçilmez bir direnişin simgesi!
AKP Hükümeti ve bölgeye müdahale eden emperyalistler de bunun farkında. Bu yüzden Kobanê ve onda simgelenen özgürlük mücadelesinin IŞİD eliyle yok edilmesini istiyorlar. Onun içindir ki, güya Irak ve Suriye çöllerinde her yerde IŞİD’i arayıp vururken, Kobanê’ye açık arazide saldıran çeteler karşısında sessizliklerini koruyor; iki terörist gücün çarpışması gibi görüyor, eğer içlerinden IŞİD’le kan bağları nedeniyle ona daha sempatik bakmıyorlarsa, en azından “Birbirlerini yesinler” taktiği izliyorlar.
Nitekim önceki gün Kobanê’ye saldıran IŞİD çetelerine karşı destek isteyen HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’a Başbakan Davutoğlu, “Bize biat ederseniz, yardım ederiz” dedikten sonra; PYD için de Esad’la iş birliğinden IŞİD’in güçlenmesine hizmet etmeye kadar uzunca da bir “suç listesi” çıkarıyor.
Üstelik de Davutoğlu, yeni yasama yılının açılışı dolayısıyla düzenlenen TBMM’deki resepsiyonda gazetecilere açıkça söyledi bunları: “Kendisine (Demirtaş’a) söyledim, Kobanê’ye yardım etmemizi bekliyorsanız bu tezkereye hayır dememeniz lazım. Bu tezkere Suriye’de IŞİD’e karşı ve benzeri terör örgütlerine karşı, bütün terör örgütlerine karşı çıkartılan bir tezkere…”
PYD’nin bir dönem yaptığı hataları bugün Kürtlerin ödediğini savunan Davutoğlu tehditlerini şöyle sürdürdü: “PYD ile geçen sene diyalog kurduk. O dönemde yapılan hataların bedelini şimdi Kobanê’deki Kürtler ödüyor. Çünkü o zaman PYD’ye söylenen çok açık bir mesaj vardı; Özgür Suriye Ordusu ile birlikte davranın. Kuzey kuşağında teröre ve rejime izin vermeyin, birlikte çalışın. Suriye rejimi ile aranıza mesafe koyun ve Türkiye ile iyi ilişkiler geliştirin. Eğer bunlar yapılmış olsaydı bugün IŞİD, alanda böylesine bir güç bulamazdı…”
Söylediklerinden açıkça görülüyor ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı hem HDP’yi hem de yürekleri Kobanê ile çarpan Kürtleri ve bölgenin özgürlükten yana halklarını tehdit ediyor.
“Bizim dediğimiz gibi davranırsanız size yardım ederiz. Yoksa IŞİD’in cellatlarının sizleri katletmesini, kentlerinizi yakıp yağmalamasını, kadınlarınızı köle pazarlarında satmalarını soğukkanlılıkla seyrederiz! Siz zaten bugüne kadar bizim söylediklerimizi yapmayarak bunu çoktan hak ettiniz!” demek istiyor Başbakan Davutoğlu.
Davutoğlu ve onun geldiği gelenek, kültür ve tabii AKP siyaseti;
- Hani “Yaratılanı yatandan ötürü sever”di?
- Hani kim olduğuna hangi dinden hangi milletten olduğuna bakmadan herkesin imdadına koşmayı destur edinmişti?
- Hani zorda olana yardım başlıca erdemleriydi?
Bütün bunların boş laf olduğunu politikayı yakından izleyenler biliyordu da; şimdi böylece herkes öğrendi.
Çünkü her maddi ve manevi değeri, “çıkara” dönüştüren AKP pragmatizminin, şimdi yaşlı genç, kadın erkek insanların canlarının tehlikede olduğu, hatta kitlesel bir kırıma uğramaları tehdidi karşısında bile şantaja varacak pazarlık yapmak istediğine, “ahlaksız tekliflere” başvurduğuna tanık oluyoruz.
Çünkü Davutoğlu diyor ki Demirtaş’a , “Söyleyin o PYD’ye bize biat ederse sorun kalmaz. Şimdiye kadar çektikleri de daha önce bizim dediklerimizi tutmadıklarındandır!”
Burada da durmuyor ülkenin Başbakanı, Türkiye’nin Kürtlerini de tehdit ediyor: “Eğer Kobanê’ye yardım istiyorsanız, çıkarmak istediğimiz, Suriye’ye, Irak’a ve Kürtlere savaş tezkeresine evet diyeceksiniz. Yoksa bizden bir şey beklemeyin.”
Açıkça görünen şudur: ‘AKP Hükümeti, işlerin yürümesi için rüşveti ve yolsuzluğu geçer akçe edinmiş bir Hükümettir’ iddialarını da aşarak şimdi; insani konularda yardım için bile kendisine biat şartını öne sürmektedir!
Öyle görünüyor ki AKP Hükümeti; “Çözüm Süreci”nin yürümesinin kriterini, de artık; “Bize biat edin yoksa çözüm mözüm yok!”a bağlamıştır.
- ‘Devlet benim’ demek yetmedi; ‘Türkiye benim, İslam benim’ diyor 28 Ağustos 2018 01:00
- Korkak kim, cesur kim; gerçek nerede? 24 Ağustos 2018 01:00
- 'Çocuk istismarı'na karşı mücadele 09 Nisan 2018 01:00
- İfade özgürlüğünün ne ‘alanı’ ne de ‘sınırı’ kaldı! 15 Şubat 2018 00:55
- Doların yükselişinin faturasını kim ödeyecek? 04 Aralık 2016 05:44
- Mücadeleye daha ileri bir bilinçle devam! 23 Kasım 2016 00:59
- Kılıçdaroğlu barışı mı savunuyor çatışmayı mı? 20 Ağustos 2016 00:58
- ‘Muhatap millet’ demek ‘muhatap yok’ demektir! 27 Ocak 2016 01:00
- Haritadan silerek birlik mümkün mü? 11 Kasım 2015 01:00
- Mücadeleyi yenileme zamanı! 07 Kasım 2015 00:56
- Bir kez daha; Birimizin derdi hepimizindir! 06 Kasım 2015 01:00
- ‘Sistem’ dayatıp ‘fiili başkanlığa’ razı etmek! 05 Kasım 2015 01:00