Alman modeli

Türkiye karışık. İktidar, iktidarını sonsuz kılmak hayali ile baskıyı arttırıyor. Muhalefete, aykırı sese tahammülleri kalmadı. En çok konuşması gerekenlere “Sus” diyor. Yukarıdan gelen ve “Ey ...” diye başlayan tek ses dışında ses duymaz olmuş. Her şeye rağmen konuşmaya çalışanlara, sıkıntısını demokratik yoldan göstermeye çalışanlara ya sopa, ya kurşun, ya bomba. Demokrasi tanımındaki özgürlüğü türban ile sınırlamışlar. Bunun dışındaki özgürlük talebi onlar için “Vatan hainliği”. Zaten gizli servis devleti olmuştuk, şimdi aleni polis devleti olma yolunda ilerliyoruz.
Şimdi polise model arıyorlar. İlk seçenek Alman modeli.
İnsan sormadan edemiyor. Alman modelinde kişi başına düşen gelir 40 bin avro, biz de 10 bin dolar(?). Almanya Anayasası “İnsan onuru” ile başlıyor, bizim Anayasa insanı ve onun onurunu değil devleti korumak için yazılmış. Hem de 12 Eylül askerleri tarafından. Almanya’da benzin 4 buçuk lira bizde 5 lira. Onlarda asgari ücret 800 avro, bizde 300. Onlarda hediye aldığı ortaya çıkan bakan istifa ediyor, siyasi hayatı bitiyor, bizde deveyi havuduyla yutup, milyonlarca avroyu yatak odasında saklayanlar daha üst pozisyonlara getiriliyor. Onlarda her vatandaş iyi kötü bir yaz tatili yapıyor, bizde çalışan izinde çalışıp izin parası alabilmek için patrona yalvarıyor. Onlar ayda 35 saat çalışıyor, bizimkiler 45 saat.
Onlarda YÖK yok, üniversiteler özgür, üniversite öğrencileri özgür. Örgütlenmede özgür, propagandada özgür. Bizde neredeyse her öğrencinin arkasında bir güvenlik görevlisi.
Onlarda gösteri ve yürüyüş özgürlüğü var, bizde yürüyenler, sokağa çıkanlar vatan haini. Onlarda gösteride bir kişinin burnu kanasa hesabı soruluyor, bizde onlarca kişi ölüyor, vuran belli, vurulan belli, kimse bir şey ödemiyor.
Onlarda partiler yasası milletvekilini halkın vekili yapıyor, bizde liderin.
Onlarda otoyollar parasız, otomobiller yarı fiyatına. Bizde soygun.
Ben Alman modelinden yanayım. Önce şu saydıklarımı yapsınlar sonra polise yetkiyi düşünsünler.