04 Eylül 2015 00:59

İşçilerin yeni anayasası

İşçilerin yeni anayasası

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ülkenin demokratik yeni anayasaya ihtiyacı olduğunu demokrasiyi, özgürlükleri, barışı savunan tüm kesimler ileri sürüyorlar ve bunun mücadelesini veriyorlar. Son birkaç aydır metal işçileri ülkenin demokratik anayasasına bir katkı olmak üzere kendi anayasalarını fabrikalarda yapmaya başladılar. Bu işçi anayasasının ilk maddesinde şöyle yazıyor: “Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için.” Bu işçi anayasası Renault işçileri tarafından yazılmış ve tüm işçilerin onayına sunulmuştu. Patronların işçi tasfiyesine karşı, direnişe başlayan her fabrikada bu anayasa onaylanmıştı. 

Bu günlerde yeni işçi anayasasının bu ilk maddesi Polatlı’daki ORS işçileri tarafından da onaylanıyor. Yeniden güçlü bir biçimde ilan ediliyor ki, ülkenin bütün sektörlerden işçileri ve tüm dünya işçileri de bu maddeyi onaylasınlar ve işçi sınıfının bir bütün olduğunu sermayeye göstersinler. Ülkenin ve tüm dünya işçilerinin geçmişteki ve bugünlerdeki tüm mücadeleleri çok temel bir gerçeği tekrar tekrar kanıtlıyor. Kanıtlanan bu gerçek işçilerin kendi içlerinde birliklerini sağlamaları, sermayenin karşısına işçi sınıfı olarak çıkmaları gerektiğidir. 

Tek tek, patronun karşısında birbiri ile rekabet halindeki işçiler olarak değil de aynı koşullara, aynı kadere sahip birleşmiş işçiler olarak çıkmak onları işçi sınıfı yapıyor ve bu duygu ve bilinç işte böyle mücadelelerden geçerek kazanılıyor. Denilecek ki zaten sendikalar işçileri birleştirmiyor ve ortak mücadelelerini sağlamıyorlar mı, bütün bu söylenilenlerde yeni olan ne var? 
Yeni olan şu: Uzunca bir süredir genel olarak sendika yönetimleri temel ve asli görevlerini, yani işçilerin temsilcileri olduklarını unutmuşlar, işçileri patrona pazarlayan komisyoncular gibi çalışmaya başlamışlardı. Bunu yaparken Türk Metal gibi işçiler üzerinde mafyavari terör estiren sendika yönetimleri de ortaya çıkmıştı. Şimdi işçiler kendi kaderlerine sahip çıkıyorlar ve tüm sendika yöneticilerine yeniden ve güçlü bir biçimde hatırlatıyorlar ki: Siz bizim çıkarlarımızı ve haklarımızı korumak için oradasınız, bu görevi yapmıyorsanız bir dakika bile orada durmayın, eğer bu uyarımızı dikkate almıyorsanız biz kendi kaderimizi doğrudan kendi elimiz alırız ve sendikalarımızı yeni baştan ve yeniden örgütleriz” İşte yeni olan bu!

Bu yeninin şöyle bir özelliği var ki, bu onu daha da önemli ve değerli kılıyor. Sendika yöneticilerinin bu kötü durumları bilinmeyen bir şey değildi. İleri işçiler arasında bu tartışılıyor ve konuşuluyor ama pratik bir çözüm üretme konusunda güçlü adımlar atılamıyordu. Emek Partisi de işçilerin bu durumu değiştirmesi için onlara yardım ediyor, kurultay ve konferanslar yapılıyordu. Ama bu kez inisiyatif doğrudan işçilerden geldi. Üstelik bu işçiler işçi sınıfının ana gövdesini oluşturan bir kesimdi ve geri ideolojilerden, politik akımlardan etkilenmişlerdi. Bunların harekete geçmesi işçi sınıfı içerisinde yeni bir duygunun güçlü bir biçimde mayalandığının habercisiydi ve işçilerin gözüne artık bütün olup bitenler çıplak gerçeklikleri içinde görünmeye başlamıştı.

İşte işçiler ile sendika yönetimleri arasındaki işçiler aleyhine olan durumu değiştirme yönündeki güçlü pratik adım da bu işçilerden geldi. Bu işçiler yeni işçi anayasasının maddelerini tek tek yazmaya başladılar. Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için bu anayasanın ilk maddesi oldu ve bu, biz durumunun bilincinde olan işçileriz, işçi sınıfı olarak bu yönde ilerlemeye de devam edeceğiz anlamına geliyor. Elbette bu anayasa tek maddeden ibaret değil. Diğer maddeler de direnişler içerisinde yazılıyor. Bunlar sendikalaşma ve sendika seçme özgürlüğünden, temsilci seçimlerinden, demokratik bir iç işleyişe sahip sendikalardan, yöneticilerin alacağı ücrete kadar hakları savunan, kuralları ve sınırları belirleyen maddeler içeriyor. İşçilere çıktıkları bu yolda yardım etmek gerekiyor. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa