Paylaşım süreci ilerledikçe mücadele sertleşiyor
Suriye’de haritanın yenilenmesi süreci ilerledikçe, Suriye’yi kurtarmak için Suriye’de olduğunu iddia eden emperyalist güçler de kendi müdahalelerini derinleştiriyor. Sadece birkaç gün içinde ortaya çıkan gelişmeler ve son olarak da önceki geceki tablo bile Suriye üstünden yürütülen paylaşım mücadelesinin geldiği aşamayı göstermeye yeter.
Örneğin, önceki gece ABD ve Türkiye’nin onlarca savaş uçağı, IŞİD’den temizleneceği ilan edilen Mare-Azez-Cerablus hattında IŞİD mevzilerini bombalarken, ÖSO’nun da hava saldırılarıyla koordineli halde bazı köyleri IŞİD’den aldığı belirtiliyor. Ve bu hava saldırılarının artarak sürdürüleceği de gelen haberler arasında.
Öte yandan son üç gündür Rusya, hem Hazar Denizi’ndeki savaş gemilerinden attığı füzelerle hem de Rus savaş uçaklarıyla IŞİD ve el Nusra’yı “çok şiddetli” biçimde vuruyor. Rusya’nın el Nusra merkezli Fetih Ordusunun kontrolündeki Türkiye sınırı yakınlarındaki Bayır Bucak Türkmenlerinin yerleşik olduğu Türkmen Dağı bölgesini ağır biçimde bombaladığı belirtiliyor. Suriye ordusu; bu bölgede de Rus savaş uçaklarının bombardımanlarıyla iş birliği içinde Türkmen Dağı bölgesini Fetih Ordusundan temizlediğini açıkladı.
Putin’in ise, Suriye’deki Rusya’nın operasyonlarının başarılı olduğunu ve giderek daha etkili olacağını söylediği belirtiliyor.
ABD VE RUSYA BİRBİRİNE KARŞI SAVAŞIYOR
Bu köşede ve gazetemizdeki başka köşelerde de çok yazıldı ama gelinen aşamada şunu yeniden belirtmeliyiz: Suriye’yi IŞİD’den el Nusra’dan, diğer cihatist silahlı güçlerden kurtarıp demokratik bir Suriye’nin kurulması için Suriye’deki savaşa müdahale eden ülkeler aslında bölgenin yeniden paylaşılmasında en fazla söz sahibi olmak, paylaşımdan mümkün olan en büyük payı almak için savaşıyorlar.
Böyle olunca da masada oturup konuşurken, IŞİD’e, el Nusra’ya karşı savaştığını söyleyen ABD ve Rusya başta olmak üzere bu ülkeler aslında daha çok da birbirlerine karşı savaşıyorlar. Bu yüzden de bir yandan birbiriyle istihbarat paylaşımı, ortak hedef belirlemesi yapacak kadar yakın iş birliği içinde görünürken, iş eyleme geldiğinde her biri ötekinin yanlış hedefleri vurduğunu, sivillere zarar verdiğini söylemekten de geri kalmıyor.
‘SİVİLLER VURULDU’ SİYASETİ
Irak’ta ve Suriye’de emperyalistlerin ve bölge gericiliklerinin hava gücüne dayanarak müdahalelerini sürdürmesi, “Siviller vuruluyor” gibi çok önemli olması gereken bir sorunu, karşıt güçlerin itiş kakışının bir malzemesine dönüştürmüş bulunuyor.
Çünkü sonuçta ne kadar “akıllı” olsalar da bombalar düşüğü yerdeki canlı cansız her şeyi yakıp yıkmaktadır. Bu nedenle de savaş uçaklarıyla yürütülen ve kentlere yönelik saldırılarda büyük sivil kayıplar olduğu da tartışmasızdır. Ancak ABD ve Türkiye, örneğin 1 milyon nüfuslu Rakka’nın ABD ve Fransız uçakları tarafından bombalanmasında “sivil ölümler”den hiç söz etmezken, Rusya’nın özellikle el Nusra’nın etkili olduğu Doğu Suriye’deki yerleşim alanlarında sivillerin vurulduğunu öne çıkaran bir propaganda yürütüyorlar.
Bu ikiyüzlü siyaset, aslında önemli bir sorun olan “sivillerin vurulması” konusunu tartışmalı bir soruna dönüştürmektedir. Nitekim Suriye’nin çeşitli bölgelerine yönelik bombardımanlara katılan Türkiye’nin, Bayır Bucak Türkmenlerinin bulunduğu bölgedeki Fetih Ordusuna yönelik Rusya operasyonunu, “sivilleri katletmeye yönelik bir operasyon” olarak göstermesi; sorunu, hem iç politika malzemesi yapma hem de Rusya ile “cebelleşeceği insani bir sorun” ihtiyacından kaynaklanıyor görünüyor.
‘BAYIR BUCAK TÜRKMENLERİ’ ŞOVENİZMİN YENİ MALZEMESİ
Rusya’nın Türkmendağı bölgesinde Fetih Ordusuna karşı giriştiği hava bombardımanıyla ilgili Rusya, “Operasyon Türkmenlere değil Fetih Ordusuna yönelik” derken, Türkiye tarafı ise Rus bombardımanının “Türkmenleri vurmaya yönelik” olduğu iddiasında.
Başbakan Davutoğlu da, “Son günlerde özellikle Bayır Bucak bölgesinde Suriye halkına genelde, ama özelde Türkmen kardeşlerimize dönük olarak çok yoğun bir saldırı söz konusu. Rusya Büyükelçisi, Dışişleri Bakanlığımıza çağrıldı. Kendilerine çok açık bir şekilde, Rus kuvvetleri IŞİD’e karşı mücadele edecekse bunu IŞİD’e karşı yapmalarını söyledik. Yeni bir mülteci akını yaşanırsa bundan herkes sorumlu olur. Gelişmeleri yakından takip ediyoruz” diyerek Rusya’yı suçluyor.
Bayır Bucak Türkmenlerini Suriye’deki iç savaşın başlarından beri duyuyoruz.
Özellikle de “MİT TIR’ları” skandalı ortaya çıktığında sıkışan yetkililerin “Bu TIR’lar Bayır Bucak Türkmenlerine insani malzeme götürüyordu” demiş, daha da sıkıştıklarında, “Türkmen kardeşlerimize ne götürdüğümüze kim ne karışır” içerikli açıklamalarla skandalı örtemeye çalışmışlardı.
Elbette “Türkmenler”le etnik ve sınır yakınlığı, Türkiye’nin Suriye’ye müdahalesinde istihbaratın Türkmenleri ve yaşadıkları bölgeyi “Truva atı”, “gayriresmi bir üs” olarak kullandığına dair ciddi iddialar hep oldu. “MİT TIR’ları”ndan başarısız “eğit donat” programına kadar Türkiye her konuda Türkmenleri kullanmaya yöneldi. Daha geniş bir açıdan bakıldığında Türkmenler ve yaşadıkları bölgenin Türkiye’nin Suriye politikasının “kara kutusu” denecek noktalarından biri olduğu söylenebilir.
Bu yüzden de eğer rejimin bu bölgeyi “Fetih Ordusundan temizlediği” haberleri doğruysa, Tükiye’nin Suriye’ye yönelik müdahalesi bakımından da yeni sıkıntılarla karşılaşacağını söyleyebiliriz. Hükümetin bugünü kadar olamadığı kadar telaşlı girişimler yapmasına bakıldığında da bu sıkıntı görülmektedir.
Dahası iki günden beri; İstanbul, Ankara, Adana, Antalya, Tokat’ta başlayan ve yayılacağı gözlenen, Ülkü Ocakları ve Alperen Ocaklarının alanlara çıkarak Rusya Konsolosluklarına yürüyerek yaptıkları protestolar, “Türkmen sorununu” ırkçı şoven odakların bir iç politika malzemesi yapacaklarını göstermektedir.
Suriye politikası her gün daha da sıkışan Hükümetin de “Türkmenler vuruldu” üstünden milliyetçiliği, şovenizmi kışkırtmaya yönelerek dikkat saptıracağını görmemek herhalde fazlaca saflık olur.
Bu yüzden de Türkiye’nin barış ve demokrasi güçleri için Suriye’deki emperyalist müdahalelere, cihatçı terörizme karşı mücadele, bundan böyle aynı zamanda “şovenizm ve milliyetçiliğe karşı mücadeleyi” de kapsayarak ilerlemek durumunda kalacaktır.
Evrensel'i Takip Et