Batı ve ABD’nin ikiyüzlülüğü...
Görünen o Kürtlerin, birilerinin kontrolüne girmeden, kendi kendilerini özgürce yönetme isteği, aç kurtların çöreklendiği Rojava ve Ortadoğu için fazla geldi. Kürtlerin kendi kaderlerini özgürce tayin etmek istemesi bir kez daha egemenlerin sömürü ve talan duvarına çarptı, çarpmaya devam ediyor. Eğer böyle değilse, bunca acımasız saldırıyı, yaralıların günlerce top altında tutulup katledilmesini, Cihanlara bir ambulansın bile çok görülmesini, Refiklerin vurulup hemen ardından terörist ilan edilmesinin, yaralıyken gözaltı işlemine tabi tutulmasının sıradan bir tepkiyle bile karşılaşmadan geçiştirilmesini başka nasıl izah edebiliriz?
Türkiye, Ortadoğu’da çıkarların korunmasıyla ilgili ABD’ye de, Batı’ya da ‘En iyi jandarma benim’ diyor. Batı bunu tartışma gereği bile duymuyor. Çünkü, Türkiye’nin ne kadar iyi bir ileri cephe olabileceğini, Batı ve ABD’nin çıkarlarını ne kadar iyi koruyabileceğini biliyor.
Kendini insan hakları üzerinden pazarlayan AB’nin de, dünyanın koruyuculuğu görevini kendine görev gören ABD’nin de esasen kendi çıkarlarını korudukları, Türkiye’yi yönetenlerin pervasızlığına da bu nedenle sessiz kaldıkları açık.
Bu ikiyüzlü politikanın başka izahı yok.
Tek dertleri, Ortadoğu’dan Avrupa’ya akacak petrol ve doğal gaz hatlarının güvence altında olması, savaştan ve ölümden kaçan insanların kendi kapılarına dayanmayıp yaşadıkları cehennemde kalmaya devam etmeleri...
***
Batı, akıllı. Her şeye rağmen ağızlara ara sıra bir parmak bal çalmayı, umut tacirliği yapmayı da beceriyor. Örneğin faks mesajı üzerinden birkaç saatte AİHM’de tedbir kararı alıp yaralılara ambulans gönderilmesini isteyebiliyor. ABD başkan yardımcısı Türkiye’ye gelip muhaliflerle görüşebiliyor, Can Dündar’ın oğluna, “Baban çok cesur, onunla gurur duyabilirsin” diyor. AB yöneticileri Türkiye’de insan hakları ihlallerine dönük eleştiride bulunup o soğuk, cezaevi duvarı gibi sert suratlarıyla Türk yetkililere seslenebiliyor.
Ne kadar büyük şeyler yapıyorlar değil mi? AİHM yaralılar için tedbir kararı alındığından ne kadar umutlanmıştık oysa. Hüseyin’e, Serhat’a, Cihan’a ambulans gidecek, gençlerin yaşamı kurtulacak diye umutlanmıştık. Türkiye, bu kararları uygulamak zorunda, diye düşünmüştük.
Ne oldu? Bir hiç! AİHM, ağzımıza bir parmak bal çaldı, Hüseyinler, Serhatlar, Cihanlar kan kaybından ölmeye devam etti. O yetmez, onlarca insan Cizre’de bir evin bodrumunda, yatak döşeklerden çıkardıkları pamuklarla kanamalarını durdurmaya çalışırken ev top atışlarıyla başlarına yıkıldı.
Tüm bunlar yaşanırken, biz AİHM’nin aldığı tedbir kararından, ABD’nin bölgedeki gelişmelere müdahale edebileceğinden umutlandık.
Oysa bunların kendi çıkarları için ne kadar iki yüzlü olabileceğini, yeri geldiğinde ne kadar alçakça davranabileceklerini bilmiyor muyduk?
Batı ve ABD, bu ikiyüzlülüğü çıkarlarının zedelendiğini hissettiği her yerde göstermedi mi?
Tüm bunlar bir kez daha bize gösterdi ki ABD’nin, AB’nin ardına sığındıkları onca söylem, mevzuatlarını oluşturdukları binlerce sayfalık belge sadece bir avuç çöpmüş.
***
Türkiye’nin bunca pervasızca davranmasının bir nedeni de hiç kuşku yok ABD ve Batı’nın ikiyüzlü politikalarıdır. Batı ve ABD’nin bu ikiyüzlülüğü Türkiye’nin sürdürdüğü politikanın bir AKP ve Erdoğan politikası olmadığını da bize gösteriyor. Türkiye, Batı ve ABD’nin desteğinde topyekün bir devlet politikası uyguluyor.
Bu kadar basit...
Evrensel'i Takip Et