Erdoğan siyasi gölgesiyle Dolmabahçe’deydi
Fotoğraf: Envato
Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, CNN Türk’te Taha Akyol’un sorularını yanıtlarken, 28 Şubat 2015 günü gerçekleştirilen Dolmabahçe Mutabakatı’na dair şu sözleri tartışılmaya devam ediliyor: “Oturma düzeni dahil, kimin nasıl konuşacağı, taraflar o konuda anlaştılar. Cumhurbaşkanının haberinin olduğunu biliyorum, tahmin ediyorum. Bana söylendiği kadarıyla Sayın Başkanımız da sayın Yalçın Akdoğan da gelişmelerden anında kendisini bilgi sahibi kıldıklarını ifade ettiler.” (30 Ocak 2016)
Ardından Akdoğan bu sözlere ilişkin şu açıklamayı yaptı: “Sayın Cumhurbaşkanımızın tavrı net, speküle etmek art niyetliliktir. Cumhurbaşkanımızın tekrar tekrar bu tartışmanın içine çekilerek polemik konusu yapılması son derece yanlıştır. Cumhurbaşkanımızın son derece net olan açıklamasının speküle edilecek bir tarafı yoktur. (…) Sayın Erdoğan’ı süreçte negatif konuma oturtma çabası da beyhudedir. Çünkü terörün son bulması ve örgütün silahları gömmesini amaçlayan ‘Çözüm Süreci’nin mimarı odur. 2003’ten itibaren yapılan reformların ve hizmetlerin altında onun imzası bulunmaktadır.” (31 Ocak 2016)
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş ise, Bülent Arınç’ın yaptığı söz konusu açıklamalarla ilgili bir soruya, “Kendi kişisel değerlendirmeleridir. Takdir kamuoyunundur” şeklinde yanıt verdi.
Arınç, bu açıklamalarının ardından AKP’ye yakın gazete ve sosyal medya hesaplarından kendisine yönelen hakaretlere de 6 sayfalık yazılı bir açıklama ile yanıt vererek, “Bildiklerimin çok küçük bir bölümünü anlattım, her sözümün arkasındayım.” dedi. Eski Hükümet Sözcüsü ve AKP Genel Başkan Yardımcılarından Hüseyin Çelik ve Eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Arınç’a Twitter’dan destek verdiler. Çelik ve Ergin, Arınç’ın açıklamalarını takipçileriyle paylaştı. (Zaman, 2 Şubat 2016)
Bu yazı yazılmadan önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Arınç’ın sözlerine yanıt geldi. Erdoğan Hürriyet’ten Vahap Munyar’a yaptığı açıklamada, şunları söyledi: “O televizyon programını izlemedim, ama duyunca da ciddi manada üzüldüm. Konuyla ilgisi olan Yalçın Akdoğan, Efkan Âlâ, Mahir Bey (Ünal) var... Ben Dolmabahçe konusunda her üçüne de, “Onlarla aynı fotoğraf karesinde olmanız doğru olmaz. Çünkü onları muhatap almak, ciddi manada size zarar verir. Sizler hükümetsiniz, onlar hükümetin muhatabı olamaz” demiştim. (…) Dolayısıyla, bundan benim haberimin olduğunun, bunun benim müsaademle yapıldığının iddia edilmesi kesinlikle dürüst bir hareket değildir. Doğru bir hareket değildir. Kaldı ki o zat, benimle çalıştığı zaman içerisinde bunları konuşmamıştır. Parlamentodan çıktıktan sonra kalkıp da Cumhurbaşkanı hakkında böyle bir doğru olmayan ifadeler kullanılmasını kabul etmek mümkün değildir.” (Hürriyet, 2 Şubat 2016)
Bu konuda, unutulmuş olabileceğini düşünerek daha önce yapılmış önemli bir açıklamayı da hatırlatalım.
DEMİRTAŞ AYRINTILARIYLA AÇIKLAMIŞTI
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhuriyet gazetesinden Mahmut Lıcalı’ya bu konuda ayrıntılı bir açıklama yaparak şöyle demişti: “Alay eder gibi hangi koltukta kimin oturacağı bilgisi bile verildi: Dolmabahçe’de açıklama şekli bile, hangi koltuklarda kimin oturacağı bilgisi Cumhurbaşkanına verildi. Kimin kiminle oturacağı bilgisine bile hakimdi. Şimdi çıkmış alay eder gibi ‘Şunu kabul etmem, bunu kabul etmem. Efendim bunu doğru bulmuyorum’ demesi bizden önce kendi arkadaşlarına sırt çevirmesidir.” (27 Mayıs 2015)
Bülent Arınç’ın kendisinin de serzeniş konusu yaptığı ‘özgül ağırlığı’ konusu ayrı mesele. Melih Gökçek’e dair dillendirdiği ciddi iddiaların arkasını getirmediğini de biliyoruz. Ancak tüm bunlar, bu söylediklerinin bir kızgınlıkla söylenmiş olabileceği anlamına gelmez.
Bunca yıldır siyaset yapan bir isim, böylesi önemli bir konuda, kolaylıkla boşa düşürülebileceği bir yalan uydurup, onun üzerinden politika yapmayı akıl kârı görebilir mi?
Bu sorular konunun ona dair kısmı için.
AKDOĞAN YALANLAYAMADI
Konunun diğer aktörlerine gelince. Yalçın Akdoğan, Arınç’ın açıklamalarına dair niyet tartışması yapıyor ve ‘Polemik konusu yapılması son derece yanlıştır’ diyor. Ama, ‘Arınç’ın söyledikleri doğru değil’ diyemiyor. Kendisinin de Arınç tarafından adının verildiği bu kadar net bir beyana ilişkin yaptığı açıklamada eğer yalanlama yapamıyor ise, doğruluyor demektir. Akdoğan bu tavrı ile, Arınç’a ‘Bu can sıkıcı tartışmayı daha fazla uzatmayalım’ mesajı göndermekle yetinmiş oluyor. Daha fazlasını diyemiyor. Numan Kurtulmuş da yalanlayamıyor.
Demirtaş’ın açıklaması ise, o anın detaylarına kadar içeriden verdiği bilgilerle Erdoğan’ın Dolmabahçe Mutabakatı’nda aslında oturma düzenine müdahil olmanın yanında, ‘siyasi gölgesi ile oradaydı’ anlamına geliyordu.
Ve Demirtaş’ın yine o açıklamasında ifade ettiği gibi, Erdoğan daha sonra Dolmabahçe Mutabakatı’nın kendisine kazandırmadığını düşündüğü için, kafasında böyle bir hesap yaptığı için siyaseten böyle bir manevraya ihtiyaç duydu.
TARTIŞMADA İHMAL EDİLEN HAYATİ YAN
Ve bugün ‘Kim doğru söylüyor’ üzerinden yeniden gündemleşen bu tartışmanın, ihmal edilen yüzünde sokağa çıkma yasağının uygulandığı ilçelerden sürekli gelen ölüm haberleri var. Barış istedikleri için Erdoğan’ın üst üste hedef gösterdiği ve iktidara yakın medya organları tarafından linç edilmek istenen akademisyenler var, onlara destek verenler var.
Gerçekten hayati olan ise bu ihmal edilen yanın dikkate alınmasıdır. Kalıcı barışın sağlanmasının gereklerini konuşmaya ancak böyle başlayabiliriz.
- Kürt meselesinde bir ihtimal daha olmalı 13 Aralık 2024 04:57
- Sınırımızdaki yeni Afganistan ve kaostan rant devşirmek 09 Aralık 2024 07:00
- Geniş atılan ağda çıkışı aramak... 02 Aralık 2024 06:55
- Türkiye zor bir değişimin ağır sancılarını yaşıyor 25 Kasım 2024 06:35
- Ebedi barış mümkün mü? 18 Kasım 2024 04:23
- İki güncel rapor eşliğinde Kürt meselesini tartışmaya devam 11 Kasım 2024 04:47
- 'Çöle çevirdikleri yere barış geldiğini söylüyorlar' 06 Kasım 2024 05:33
- Bir siyaset olarak 'terörle mücadele' 04 Kasım 2024 07:07
- Erdoğan’ın Mevlana vurgusunun hikmeti ne olabilir? 31 Ekim 2024 08:07
- Mayınlı bir süreç 28 Ekim 2024 05:10
- Yenidoğan çetesi: Çürümenin ekonomi politiği 21 Ekim 2024 05:00
- Barışa kapı açmak mı, süreci yönetmek mi? 14 Ekim 2024 05:00