Lafla değil mücadeleyle dayanışma zamanı

Renault işçileri, MESS-Türk Metal-Renault patronunun ortak saldırılarının hedefinde.
Patron önce “Teknik arıza var” diyerek pazar günü fabrikayı boşaltmış, üretime birkaç gün ara verileceğini belirtmişti. Ancak hemen arkasından içinde işçilerin sözcülerinin de bulunduğu 10 işçinin, “Üretimi aksattıkları” gerekçesiyle işten atıldığı ortaya çıkınca, Renault işçileri bunu kabul etmeyeceklerini açıklamıştı. İşçiler bu tutumlarını Birleşik Metal-İş’in 5 Mayıs Şubesinde (Renault işçilerinin şubesi) yaptığı toplantılar ve fabrika önündeki yürüyüş ve basın açıklamalarıyla da ilan etmişti.
Dün sabah işbaşı yapmaya çağrılan işçiler, “işbaşı” yapmış ancak çalışmaya başlamamış, direnişe geçmişlerdir. Diğer vardiyadan işçiler ise bir yandan Bursa-Mudanya yolunu kapatarak, öte yandan da fabrika önünde toplanarak direnişe destek vermişlerdir.
Gazetemizin haber sayfalarından ve Hayat Televizyonundan direnişe dair gelişmeleri daha yakından izliyoruz, izleyeceğiz de.  

SINIF İÇİN İLHAM KAYNAĞI OLDU!
Metalde 1998’deki büyük başkaldırıdan beri, metal işçilerinin bir gözleri hep Renault işçilerinde oldu. Geçen yıl mayıs ayında başlayan metal direnişi sonrasında ise Renault işçileri; sadece metal işçilerinin değil, her sektörden, sendikalı ya da sendikasız, hak mücadelesi veren işçilerin ilham aldığı, “Renault işçisi ne yapıyor?” diye baktığı, ondan öğrenerek, onun mücadelesinden cesaret alarak ilerlediği işçiler olmuştur.
Yılbaşından beri de Renault işçileri; işçilerin, emekçilerin “ek zam” talebinin bayrağını en yüksekte tutarak mücadele ettiler; “ek zam” talebinin yaygınlaşmasının da dayanağı oldular.
Kısacası Renault işçileri, son bir yıl içinde işçi sınıfımıza ve emek mücadelesine güç verirken, aynı zamanda kendi işletmelerinde yenilen işçilere bile, “Renault işçisi mücadeleyi sürdürüyorsa mücadele bitmemiştir” öz güveniyle, yenilgiden sonra yeniden mücadele etmek üzere moral aşılayan bir rol oynamıştır.

RENAULT İŞÇİLERİ MÜCADELEYİ SÜRDÜRÜYOR
İşte MESS-Türk Metal-Renault patronu, onların arkasında olduğundan şüphe edilemeyecek yerel ve merkezi yönetimler, emek mücadelesinin bu moral kaynağını, ilham ocağını söndürmek istiyorlar.
Renault işçileri bir yıla yaklaşan örgütlenme ve eylem deneyimleriyle, birliklerini koruyacaklarını, mücadeleyi sürdüreceklerini son üç günlük mücadeleleriyle de gösterdiler. Ne MESS ve Renault patronunun tehditleri ne de Türk Metal’in işçileri içinden bölme girişimleri, Renault işçilerini durdurmaya, bir yıllık mücadelelerinin ürünü birliklerini parçalamaya yetmiştir, yetmeyeceği de görülmektedir.
Ama şu da açık ki, gelinen aşamada mücadele sadece Renault işçilerinin, sadece Bursalı metal işçilerinin değil tüm işçi sınıfımızın, emek güçlerinin mücadelesidir.
Bu değerlendirme, bu köşede yapılan bir analizle varılan sonuç değildir. Tersine, bir biçimde emek mücadelesine katılan her işçinin bildiği bir gerçektir.

DESTEK VE DAYANIŞMA LAFTA KALMAMALI!
Nitekim dün gazetemize çok sayıda işletme ve sanayi havzasından gelen işçi görüşlerinde, yapılan açıklamalarda Renault işçilerinin işçi sınıfı mücadelesi içindeki konumlarının önemine dikkat çekilmekte, Renault işçilerinin mücadelesinin tüm işçilerin mücadelesi olduğuna vurgu yapılmaktadır.
Bu yüzden de; “Renault işçileri direniyor öyleyse biz de onları alkışlayalım; dayanışma duygularımızı bildirelim” denerek geçiştirilecek bir şey değildir. Tersine tüm işçiler, mücadeleden yana sendikacılar, bu mücadeleyi, sadece lafta değil gerçekten kendi mücadelesi olarak görmek durumundadır. Bu da, destek ve dayanışmayı sadece bir gönül desteği olmaktan çıkarıp, mücadeleye bir bileşen olarak katılmaktan geçmektedir.
Örneğin;
- İşyerinde destek amaçlı bildiriler okunmasından işletmeler önünde ya da havzanın merkezinde basın açıklamaları yapmaya,
- İşe gidiş ve gelişlerde yürüyüşler yapmaktan işletme içinde yemekhanelerde toplanıp gelişmeleri konuşmaya,
- Çeşitli işletmeler arasında bağlar kurup ortak kitlesel tepkiler (Sanayi havzasında ve kent merkezlerinde ortak yürüyüşler yapmak gibi) göstermeye,
- İş yavaşlatmaktan iş bırakmaya, dayanışma grevine kadar herkesin elinden geleni yapması, bu destek ve dayanışmanın biçimleri olabilir. Bunlar geçmiş mücadele deneyimlerinin gösterdiği örneklerdir.
İşte bugün Renault işçilerine yönelik sermaye güçlerinin birleşik saldırısına karşı, işçiler ve mücadeleden yana sendikacılar da kendi birleşik mücadeleleri doğrultusunda adım atmak, Renault işçileri etrafında birleşip ortak bir mücadele yürütmekle karşı karşıyadırlar. Ancak böyle bir mücadele birliği oluşturulabilirse; kıdem tazminatının gasbından kiralık işçiliğe, esnek çalışmadan taşeron çalışmasına, 657’deki iş güvencesinin kaldırılmasına karşı durulabilir.

Evrensel'i Takip Et