DİSK, KESK, TTB ve TMMOB yine ‘Taksim’ dedi!
1 Mayıs’a sadece iki hafta kaldı. Ama, sendikal konfederasyonlar ve sendikaların büyük çoğunluğunun merkezlerinin 1 Mayıs’ı kutlamak için hiçbir gerçek girişimi yok.
Doğrusu bu sendikal merkezlerin bir faaliyeti yok derken de haksızlık etmeyelim; 1 Mayıs’ın “anlam ve önemine uygun” bir faaliyet yok!
Yoksa bu sendikal merkezler 1 Mayıs’la ilgili kendilerini 1 Mayıs’ın kutlanmasının dışına atmak için gece gündüz manevralar yapıyorlar. Bazıları çoktan sonuçlandırdı bile!
Türk-İş’in merkezi yönetimi kendilerini Çanakkale’ye atarak “kutlama” (Siz buna 1 Mayıs’tan kurtulmak diyebilirsiniz) kararı aldı. Hak-İş ise Sakarya’da kutlayacakmış!
Çünkü bu konfederasyonlar 1 Mayıs’ı kutlamamak için İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi merkezlerden kaçıp bu “kutlamalara” kendilerini alkışlayacak az sayıda işçiyi götürerek, yasak savmayı tercih etmiş bulunuyorlar.
Memur-Sen ile Kamu-Sen ne yapacak, bunu da göreceğiz. Belki biri Türk-İş’e öteki de Hak-İş’e katılır!
TAKSİM’DE 1 MAYIS KUTLAMA ‘HAK’TIR AMA!...
DİSK, KESK, TTB ve TMMOB’ye gelince; art arda toplantılar yaptıkları haberlerinden sonra, dün bu konfederasyonlar ve emek örgütleri, üç gün önce DİSK yönetiminin yaptığı açıklamayı yineleyerek, “1 Mayıs’ı İstanbul”da “Taksim’de kutlamaya karar verdiklerini ilan ettiler.
Dün yapılan basın toplantısında dört sendika merkezi ve emek örgütü adına konuşan DİSK Genel Başkanı Kani Beko, bir yandan 1 Mayıs’ın İşçi Sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olduğuna, çok haklı olarak özel vurgular yaptı. Ama, 1 Mayıs, işçi sınıfı ve onun bayramı vurgularından sonra DİSK Genel Başkanı Beko, Taksim’in işçi sınıfının mücadelesindeki önemine, 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlama hakkına, bu hakkın mahkemeler tarafından tescil edildiğine değindi.
Elbette ki 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak işçi sınıfımızın hakkıdır. Bunun için ne tarihsel dayanaklara ne de AİHM kararlarına atıf yapmak gerekir. Tersine bu ülkenin bütün meydanları, her vatandaşının, en çok da işçi sınıfının taleplerini dile getirmek için, hele de kendi bayramlarını kutlamak için açık olmadır. Ama bugün tartışılan bu değildir.
İŞÇİLER TAKSİM’E ÇIKABİLECEK Mİ?
Bugün tartışılan; “Ülkenin içinden geçtiği koşullar, işçi sınıfının örgütlenme düzeyi, emniyet güçlerinin yıllardır bilinen önlemlerini aşarak işçilerin Taksim’e çıkması ve 1 Mayıs’ı kutlayabilmeleri için elverişli midir?” sorusunun yanıtıdır.
DİSK Genel Başkanı ve diğer konfederasyon ve emek örgütlerinin başkanları, yöneticileri, “1 Mayıs’ı Taksim’de kutlayacağız” diye karar alan yöneticilerinin bu soruya samimi yanıtları nedir?
Bu karardan sorumlu kişiler, bu soruya; “Evet Valiliğin kararına, emniyet güçlerinin engellemesine karşın işçileri Taksim’e çıkacak biçimde örgütledik, yüz binler Taksim’e çıkıp 1 Mayıs’ı kutlayacak” diyorlar mı?
Eğer böyle diyorlarsa biz de kendilerini izlemeye hazırız. Ama gerçek böyle değil. Bunu da en çok bu kararı alanlar biliyor. Dahası bugüne kadar bu kararı alan sendika ve emek örgütlerinin işyerine, hizmet birimlerine yönelik ne bir etkinlik yaptıkları, ne bir bildiri çıkardıkları, ne de bir toplantı,... yaptıkları vardır!
Bu yüzden alınan karar afakidir; bazı siyasi çevrelerin kendi ihtiyaçlarını, ön yargılarını sendikalara dayatmasıdır; bu yüzden de yanlış bir karardır.
‘1 MAYIS’I İSTANBUL’DA KUTLAMAYALIM’ KARARI!
Kaldı ki, “Biz, Taksim’i zorlayalım ama sonra olmazsa bir alan üstünde anlaşma sağlanır” diyerek bu kararı savunmaları da anlamsızdır, yanlışı bir başka yanlışla desteklemektir! Çünkü; son üç yıldır İstanbul’da 1 Mayıs’ın yapılamamış olması tam da böyle bir kafa karışıklığı ve aymazlık ortamında oluşmuştur. Böylece bir kez daha anlaşılmıştır ki; DİSK, KESK, TMMOB, TTB yöneticileri, son üç yılın deneyimlerinden ders çıkarmamışlardır. Ki, son kararın anlamı ise; bu sendika ve emek örgütlerinin de 2016 1 Mayısı’nı İstanbul’da “kutlanmaması” demektir.
Bu yüzden de DİSK diğer sendika ve emek örgütleri bu karardan bir an önce dönmeli, işçilerin en geniş kesimlerinin katılabileceği bir 1 Mayıs örgütlenmesi için koşulları sağlamak için ellerinden geleni yapmalıdır.
İŞÇİLER İSTANBUL’DA 1 MAYIS’I KUTLAYACAK!
DİSK ve onunla hareket eden sendika ve emek örgütleri, böyle bir karar almışlardır ama, İstanbul’da geçmiş yılların deneyimlerinden de ders çıkaran ileri işçi kesimleri, önemli işyerlerinden işçi temsilcileri, çeşitli konfederasyonlardan sendika şubeleri, kitlesel ve sınıfın ihtiyaçlarının gerektirdiği bir 1 Mayıs için girişimler başlatmış, yerel kutlama kararları almaya başlamışlardır. Bu toplantılarda İstanbul’da merkezi, işçilerin katılabileceği bir 1 Mayıs kutlaması için de çağrılar yapılmaktadır.
Bunların da ötesinde Çanakkale’ye kaçan Türk-İş’in tutumuna karşı çıkan Türk-İş’e bağlı merkezi İstanbul’da olan kimi sendikalar, şubeler de İstanbul’da işçilerin katılabileceği bir 1 Mayıs için DİSK’in tutumunu bekliyordu. Dünkü açıklamadan sonra artık onlar da herhalde gerekli girişimleri yapacaklardır.
İstanbul’da işçiler, emekçiler, sınıfın taleplerinin kaygısını güden sendikacılar hem yerel hem de merkezi olarak 1 Mayıs’ı kutlayacaktır. DİSK, KESK, TTB ve TMMOB’den beklenen de bir an önce bu çabaya katılmasıdır.
Evet 1 Mayıs’ın ruhu, bizleri 1 Mayıs’ı İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü olarak kutlamaya çağırıyor. 1 Mayıs günü, “Yaşasın 1 Mayıs” diye haykıracaksak ancak bu çağrıya uyarsak anlamlı olur.
Evrensel'i Takip Et