03 Haziran 2016 01:00

Zanaattan sanata seramik günleri için...

Zanaattan sanata seramik günleri için...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bu yıl üçüncüsü düzenlenen İstanbul Seramik Sanat Günleri, seramik sergisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) desteğiyle Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu, Atatürk Kitaplığı ve Taksim Cumhuriyet Sanat Galerisinde (MAKSEM) olmak üzere 3 büyük mekanda 16 Mayıs’ta başladı ve 6 Haziran’a kadar gezilebilecek.
Küratörlüğünü Duygu Bağlan’ın yaptığı İstanbul Seramik Sanat Günleri’nde, izlediğim kadarıyla, 562 katılımcının 911 çalışması yer alıyor. Ayrıca önemli seramik sanatçılarımızın yönetimlerinde atölye ve çalıştaylar gerçekleştirecek. Kısaca Türkiye’nin dört bir tarafından, üniversitesinden katılımcı olan sanatçılar/zanaatkarlar el ele büyük bir etkinlik gerçekleştiriyor. Küratör Duygu Bağlan amaçlarını ve kavramsal çerçeveyi şöyle açıklıyor.
 …Seramiğin daha çok “zanaat” olarak adlandırılmasını kırmayı amaçladıklarına vurgu yaparak, “Elbette her sanat eseri bir zanaat olarak başlıyor. Sonra birtakım insani katılımlarla sanata dönüşüyor ama seramik nedense yıllardan beri sanattan kabul edilmemiş ve hep sanattan uzak tutulmuş. Bizim bu etkinliği düzenlemekteki amacımız, seramiğin de bir sanat olduğunu, öncelikle halka göstermek istedik. Ayrıca etkinlik sırasında kurduğumuz seramik atölyesinde, anaokul ve ilkokul gibi bütün seviyelerden çocuklara 3 boyutlu üretimi anlatabilmek yani bir şeyi şekillendirmeyi öğretebilmeyi istedik.” Herkesin sanatçı olacağı yönünde bir iddiaları olmadığını söyleyen Bağlan, “Bir insan en azından bir şeyi şekillendirebiliyorsa, hayatını da çok daha doğru şekilde şekillendirir diye düşünüyorum. Yani bu etkinliğin amacının büyük bir kısmı bu aslında”
İtiraf etmeliyim ki İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığının katkıları ve kamusal alanda gerçekleştirilen  bu sergiler ve içeriği beni şaşırttı. Bu büyüklükte bir sergi her bakımdan problemleri de barındırır. Ortak dili konuşan birkaç kişilik kolektif sergilerde yaşanan büyük sorunları gördükçe, bu büyüklükte bir sergide dışarıya yansıyan bir sorunun olmaması bence büyük bir başarı.
İstanbul halkına alışılmışın dışında bir sergi gerçekleştirdikleri için Küratör Duygu Bağlan’ın çabalarının karşılıksız kalmaması gerekiyor. Belediye ile bir çok sorunlar yaşamış olabileceklerini, karşılıklı tartışmalardan başarıyla çıkmanın örneği olduklarını zannediyorum.
Bazı çalışmalardan örnekler aktarayım.
Sanatçı  Dilan Sağlam’ın Öldürülen/katledilen gazetecileri anlatan, Metin Göktepe, Uğur Mumcu, Ferhat Tepe, Turan Dursun, Hrant Dink, Cengiz Altun, Hüseyin Deniz, Çetin Emeç, Namık Tarancı, Recai Ünal  oradan Ape Musa’ya kadar bir çok gazetecinin gazeteleriyle birlikte, saygı köşesinin yer alması.
Sanatçı Buket Acartürk, Karınca konulu çalışması, kolektif çalışma kültürünü ve her birinin gaz maskeli kafalarıyla Gezi direnişlerine gönderme yapması. Adnan Özyalçıner’in anlattığı 40 ayaklı karınca öyküsünü çağrıştırıyordu.
Sanatçı Samet Alış, kargalarıyla ve keçisiyle hayvanların dünyasını insan dünyasındaki inatçılığı, cinselliği, sadakati ve yaşamanın canlı hayatındaki önemine gönderme yaparak göstermesi,
Sanatçı Gülşen Doğan, Soma Katliamı’nı ve katledilen 301 madencinin anısını bir oda büyüklüğünde enstalasyon çalışmasıyla, müzelik bir yüzleşme olarak sergilemesi,
Yalnızca ilk aklıma gelenlerden paylaştıklarım. Ek olarak İSMEK’in öğrenci çalışmalarında da  kayda değer işleri vardı.
Atölye çalışmalarında bilgi birikim ve emeklerini seramiğe meraklı insanlarla paylaşan hocalar Prof. İsmail Yardımcı, Prof. Güngör Güner, Ayfer Kalsın özellikle çocuklarla ve gençlere seramiği oyun tadında sevdiriyorlar.
İşte yukarıda saydığım izlenimler bu serginin önemini göstermekte.  O yüzden bu günkü köşeme konu oldu. Bu durumun kamusal mekanların bugünkü kullanımda istisnai durumların bir sonucu olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda başta Küratör Duygu Bağlan ve Can Zaimoğlu olmak üzere emeği geçen herkese kendi adıma teşekkür ediyorum. “Madem ki kentte yaşıyorum o zaman benim  de haklarım var” demeli. 3. İstanbul Seramik Sanat Günleri kaçırılmamalı.  

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa