14 Haziran 2016

Haydi Hayatın Sesi’yle dayanışmaya!

Hayat'ın Sesi'ne 2 ceza birden verildi

Erdoğan-AKP yönetiminin basın ve halkın haber alma özgürlüğünün yok edilmesine yönelik hamlelerine bir yenisi eklendi. RTÜK Hayatın Sesi Televizyonuna “para ve uyarı cezası” verdi.

Cezanın gerekçesinin ayrıntılarını haber sayfalarımızda okuyacaksınız. Ama Evrensel, BirGün, Cumhuriyet, Özgür Gündem gazetelerine yönelik baskılar, her vesileyle açılan davalar, imc TV’nin TÜRKSAT’dan çıkarılmasına varan RTÜK cezaları ve savcılık girişimleri dikkate alındığında, bu sefer hedefe konanın Hayatın Sesi Televizyonu olduğu açıkça anlaşılmaktadır.

RTÜK’ün para cezası ve “kimi haberler üstünden yaptığı “uyarı” dikkate alındığında açıkça görülüyor ki, Hükümet ve arkasındaki güçler, gerçekleri söyleyen tek bir ses, gerçekleri gösteren tek kare görüntü kalmasın istemektedirler. Tersine; Cumhurbaşkanının ve Hükümetin icraatlarını öven, ağızlarından çıkan her sözde keramet keşfeden, tüm isteklerini emir telakki eden bir medya istenmektedir.

Aslında önceki gün TRT-TV1’de,“Hayvanlar namaz kılmaz. Öyleyse namaz kılmayanlar hayvandır” diyen ilahiyatçı profesör, medyanın yerleştirilmek istendiği yeni konseptin felsefesini tarif etmiştir. Bu yüzden de bu skandal, ne kişinin densizliği ile açıklanabilir, ne de bir “canlı yayın kazası” olarak yorumlanabilir. Tersine istenen; tam da böyle en kıyıda köşede kalmış ayet ve hadislerle, en büyük, en vahşi yağma ve sömürü hırsına kapılmış sermaye güçlerinin çıkarlarının iç içe geçirilerek savunulduğu bir medyadır.

Hayatın Sesi Televizyonu bu çerçeveye sığmadığı için hedefe konmuş, bir biçimde kapatılması, “Hayatın Sesi”nin kesilmesi için harekete geçilmiştir. 

Hayatın Sesi: Cezanın nedeni, hükümete yönelik eleştiriler

Ne var ki, Hayatın Sesi Televizyonu, bugüne kadar ne RTÜK’ün ne de savcıların himmetiyle ayakta durdu; o hep halkın, işçi sınıfının taleplerinin sesi, halkların özgürlük ve demokrasi taleplerinin sözcüsü olduğu için ve onlardan aldığı güçle bugüne gelebildi. Bugünden sonra da önündeki her engeli, yine işçi sınıfından, özgürlük ve demokrasi isteyen halkın her kesiminden aldığı güçle aşacaktır. 

Bu köşeden yaptığımız “dayanışma çağrısı” da işte bugüne kadar Hayatın Sesi’ni kendi sesi, onu kendi sözcüsü olarak gören herkesedir. 

Evet daha bundan bir hafta önce, yine bu köşeden, Evrensel’e yönelik baskılar ve “kuşatmaya” karşı Evrensel okurlarını dayanışmaya, Evrensel etrafında kenetlenmeye çağırmıştık. 

Bugün de Hayatın Sesi için bu çağrıyı yapıyoruz.

Ama şu da bir gerçek ki; Evrensel’le, Hayatın Sesi’yle (Hatta bugün Erdoğan-AKP yönetiminin baskısı altındaki diğer basın organlarıyla) dayanışacak çevreler aynı çevrelerdir. Bu ülkedeki bütün değerlerin yaratıcısı olan ve ülkenin geleceğini kuracak olanlardır. 

Bu yüzden de “Hayatın Sesi’yle dayanışma” derken, aslında Evrensel’le dayanışma için yaptığımız girişimlerin kapsamını daha da genişleterek ilerletmeyi, “Evrensel’le dayanışma gruplarını” “Evrensel ve Hayatın Sesi’yle dayanışma grupları” biçiminde yenileyerek yaygınlaştırmayı kastediyoruz.

Onun için de buradan çağırıyoruz: Haydi;

* Her Evrensel okurunun en az iki Evrensel alması ve Evrensel’i düzenli almayan okuyanların Evrensel almaya teşvik edilmesi,

* İşyerleri, hizmet kurumları, emekçi semtleri, gençlik ve kadın çevreleri içinde Evrensel okurları ve Hayatın Sesi Televizyonu izleyenlerin ortak gruplar oluşturması için mücadeleye!

* Basın özgürlüğü ve halkın haber alma özgürlüğünü savunmak için tüm ilerici demokrat medya ile danışmaya!

Eğer biz sahip çıkarsak, Hayatın Sesi susturulamayacak, susmayacak!

Evrensel'i Takip Et