25 Ağustos 2016

ÖSO’ya ‘Turkuvaz halı serme’ operasyonu!

Son günlerde, oldu olacak diye siyasi gündemin ön sıralarına yükseltilen Cerablus’a yönelik operasyon dün sabah 04.00’de başlatıldı.
Koalisyonun hava kuvvetlerine Türkiye’nin F-16’larının da katıldığı bombardımanla başlatılan operasyon, Cerablus etrafındaki IŞİD mevzilerinin sınırdaki obüslerle ağır ateş altına alınması ve Cerablus yakınlarındaki köyleri tankların ele geçirmesiyle sürdü. İş makineleri ise Cerablus-Karkamış arasındaki bölgede “güvenli yol” açmak için çalışmalarını sürdürdü.
Aynı günün sabahı, 10.30’da ise, ABD’nin Başkan Yardımcısı Joe Biden Ankara’ya geldi. 
Öyle anlaşılıyor ki, operasyon Biden için bir sürpriz olmadı. Çünkü harekatın ABD’nin bilgisi dahilinde olduğu biliniyordu. Ama şu bir gerçek ki bu operasyon Biden’ın elini hayli rahatlatmıştır! Çünkü bu harekat, ABD’ye yönelik eleştirileri övgüye dönüştürecek, Fethullah Gülen’in iadesinde yeni bir pazarlık konusu olması bakımından da “Gülen krizinin” gündemdeki önemini hayli azaltacaktır. En azından, “Gülen’in iadesi”  üstünden süren polemiğin hararetini düşürücü bir rol oynayacaktır.

‘KOALİSYON’UN DESTEĞİNDE BİR OPERASYON

Medyada ve sosyal medyada, Türkiye’nin Cerablus’a karşı bir askeri operasyona giriştiği, Özel Kuvvetlere bağlı birliklerin Cerablus’a girdiği gibi haberlere karşın gerçekte olup bitenin böyle olmadığı gün içinde ortaya çıktı.
Evet, Cerablus’a yönelik “Fırat Kalkanı” adı verilen operasyon hakkında ABD’nin başında oluğu koalisyonun ve Rusya-İran-Suriye blokunun bilgilendirildiği anlaşılmaktadır. Özellikle ABD blokunun açıkça bu harekata destek verdiği, koalisyon savaş uçaklarının Cerablus’taki IŞİD mevzilerini bombalamasıyla da anlaşılmaktadır. 
Türkiye’den yapılan açıklamalarda da bunun koalisyon güçlerinin bir operasyonu olduğu ifade edilmektedir. Evet böyle bir durum var ama operasyonun başarısızlığa uğraması durumunda faturanın Türkiye’ye kesileceği kesin!

YAKIN HEDEF IŞİD AMA ASIL HEDEF YPG-PYD

Kuşkusuz, Türkiye’nin Cerablus harekatındaki amacı, Cerablus’un YPG güçleri tarafından ele geçirilmesini önlemektir. Yoksa üç yıldır Cerablus IŞİD’in elindeydi ama Türkiye’nin bundan bir rahatsızlığı yoktu. Hatta IŞİD bombalarıyla Kilis’te 21 kişi hayatını kaybettiği zaman bile Türkiye’nin müdahalesi “angajman kurallarını uygulamayı” geçmemişti.
Şu çok açık ki, Türkiye’yi yönetenler, özerk Rojava kantonlarını güvenceye alacak “Kürt oluşumu”nu kendi “milli güvenliği için tehdit” olarak görüyor. Bu yüzden de diyebiliriz ki, Cerablus operasyonunun stratejik amacı, Türkiye’nin sınırında bir “Kürt (özerk ya da federasyon biçiminde) oluşumunu” önlemektir: Dün bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan yeniden ve açıkça, PYD ve YPG’yi de tehdit ederek söyledi. Ki, gerçek de budur: Yakın hedef IŞİD’dir, ama asıl hedef YPG-PYD güçlerinin bölgedeki egemenlik alanını genişletmesini engellemektir.
Evet, şu da açık; Türkiye kendi başına, Cerablus’u ele geçirmek için bir askeri harekat yapmıyor. Ama sınıra yığdığı her sınıftan büyük askeri güçle, Cerablus-Karkamış arasındaki “mayınlı bölgeyi” iş makineleriyle temizlerken, Cerablus’la Türkiye sınırı arasındaki köyleri de obüslerle vurarak ve tanklarla girerek, ÖSO’nun Cerablus’a girmesi için, son günlerin popüler deyimiyle ÖSO’nun yoluna “turkuvaz halı” döşeyen bir operasyon yapıyor. Tanklarda Türkiye’nin askerlerinin yanı sıra ÖSO’luların da bulunduğu belirtiliyor. Dahası sayıları en fazla iki bin dolayında olan ÖSO güçlerini Türkiye’nin donattığı ve bunları Türkiye’nin Özel Kuvvetlerine bağlı timlerin yöneteceği de artık açıkça ifade ediliyor. Ve bütün bu operasyon boyunca (iddialar operasyonun en fazla 15 gün süreceği şeklinde), ÖSO’ya havadan ve sınırdaki topçulardan yoğun desteğin yanı sıra, ÖSO’nun her türden silah, mühimmat ve öteki lojistik ihtiyaçlarını da karşılayacağı belirtiliyor.

IŞiD CEREBLUS’TA DİRENİR Mİ?

Elbette burada bir ihtimal de IŞİD’in direnmeden Cerablus’u ÖSO’ya teslim etmesidir.
Aslına bakılırsa IŞİD gerek rejim gerekse PYD-YPG güçleri tarafından sıkıştırıldığında, Türkiye’nin bu bölgeye müdahalesini kışkırtan bir tutum almıştır. Nitekim son günlerde Antep’te giriştiği katliam ve Karkamış’a arka arkaya havan mermileri atmasıyla da görülmektedir ki, IŞİD bölgeye Türkiye’nin karadan müdahalesini istemekte, böyle bir müdahalenin yaratacağı kargaşadan kendi yararına olacak yeni denklemler kurabileceğini düşünmektedir.
Son sıcak gelişmelerle birlikte ele alındığında IŞİD, Cerablus’u YPG’ye ya da rejime bırakmaktansa Türkiye’nin himayesindeki ÖSO’ya bırakmayı tercih edebilir. Bu da bir olasılıktır.  
Ama IŞİD direnirse, ÖSO Türkiye’nin lojistik desteğine rağmen başaramazsa; bu da faturası Türkiye’ye kesilecek çok ağır bir başarısızlık olur.
Öte yandan ÖSO’ya destek biçiminde de olsa Türkiye’nin bir kara harekatı gibi algılanacak girişimleri; bölgedeki güç peşindeki odaklar tarafından dostça karşılanmayacaktır. Ve böylece, bugüne kadar diplomatik olarak Suriye bataklığına batan Türkiye, askeri olarak da bu bataklığa gömülecek bir çizgiye savrulacaktır.
Bu yüzden de Suriye batağına askeri olarak da adım atma anlamına gelen Suriye’ye müdahalenin bir zafer sarhoşluğu eşliğinde alkışlanması; eğer milliyetçi bir sapkınlığın ifadesi değilse, aşırı cehaletten ya da Suriye politikasını ayağa kaldırmak için başka çarenin kalmamasındandır. Ki, bu olasılıkların her biri ötekinden kötüdür. 

Evrensel'i Takip Et