Toplumun gücünü kırma teşebbüsü
Fotoğraf: Envato
Toplumlar, olayları genel ve yüzeyde yansıyan görüntüleri ile ya da çoğunlukla siyasilerin propagandalarıyla algılar ve öylece değerlendirirler. Oysa çoğu toplumsal olaylar ve siyasilerin toplum üzerinde uyguladıkları politikalar çok farklı nedenlere bağlı olduğu gibi, öngörülenden de çok farklı sonuçlara gebe olurlar.
Bilindiği üzere, genelde eğitim alanında uygulanan yöntemlerle genel toplumsal eğitim düzeyi bizzat AKP yöneticilerinin marifetiyle FETÖ tipi eğitime dönüştürülme yoluna sokuldu. FETÖ tipi eğitim modelinin tek mantığı, bazı teknik becerilerle donatılmış, felsefeden yoksun kurşun asker üretmektir. Kurşun asker modelinde düşünmeden yoksun teknik eleman üretimi söz konusudur. Günümüzün orta öğretim kurumlarının imam hatipleştirilip, laik ve sorgulayıcı eğitim modelinden uzaklaştırılarak yaratılmak istenen, siyasi iktidarın anladığı ve giderek koyulaştırarak hedeflediği “gütme” mantığının gerektirdiği toplum modelidir. Bu model teknoloji düzeyi itibariyle gerici olmayıp, Batı dünyasında geliştirilmiş teknolojiyi almaya hazır ve yatkındır. Modelin insanların ve toplumun bilincini çelen görüntüsü de teknolojiyi kullanabilme kapasitesine sahip olmasıdır.
Orta eğitim düzeyinde böylesine yoğrularak kıvama sokulan hamur yüksek eğitim kurumlarına sınavla alınırken bir kez daha formatlanarak, konuşma, ifade ve yazıya dökme beceri yetersizliği pekiştirilmiş olarak tezgaha sürülmektedir. Yüksek eğitim kurumlarında talebe karşısında öğretim üyesi de formatlanarak üst kademelere geldiği için, geldiği konumda karşılaştığı çalışma koşulları altında analitik düşünmeden çok aktarımcı nitelikle mesleki elemana dönüşmüş olmaktadır. Üniversite öğretim üyesinin birinci derecede işlevi araştırma ve bilgi üretmek olup, üretilen bilgiyi öğretme yolu ile talebeye ve dolaylı olarak topluma aktarmak ikincil görevdir. Öğretim üyesinin araştırma ve bilgi üretme görevi zaman, ekonomik koşul ve çalışma huzuru gerektirir. Üniversitelerimizde bir öğretim üyesinin haftalık ders saati toplam iki farklı ders ve altı saati geçmemelidir. Ankara Üniversitesinde uygulamaya koyulmuş olan bütçe kısıntısı, daha önceleri İstanbul Üniversitesi için de gündeme gelmiş olan benzer uygulama ile, emekli öğretim üyelerinin ders veya seminer yönetme yetkilerinin kısıtlanması, kadrolu öğretim üyelerinin ders yükünü olağanüstü düzeyde yükselterek, var olan bilgileri aktarmadan öte gidemeden, araştırmaya vakit bırakmamaktadır. Oysa ABD ve sair gelişmiş ülkelere baktığımızda, öğretim üyeleri, sağlıkları elverdiği sürece, emeritus unvanı ile yılların deneyim ve birikimlerini genç nesillere, oradan da topluma sunma olanağına sahip bulunmaktalar. Doğaldır ki, buradaki amaç giderek yaşlanan bir öğretim üyesine huzurlu bir yaşlılık ve emeklilik dönemi sunmak olmayıp, süzülerek gelmiş birikimlerin heba edilmemesidir. Bir toplumda bina ve yoldan daha önemli birikim ve kazanç eğitim, kültür ve sanattır.
İzninizle, yazıyı basit bir sorgulama ile bitirelim. Niçin var olan siyasi iktidar toplumu böylesi karanlık kuyuya sokmaya gayret etmektedir. Acaba siyasi iktidar bu gayretini bilgisizliği ya da beceriksizliğinden mi yapmaktadır? Yanıt çok nettir: Süreçte ne bilgisizlik, ne de cehalet ya da öngörüsüzlük vardır! Süreç, dünya kapitalizminin Ortadoğu’yu şekillendirme ve cehalet çukurunda ürettiği cehalet bataklığında sorgusuz sualsiz ve emre itaate hazır kurşun asker üretme amacına yöneliktir. Toplumu cahil bırakma politikası, bir yandan dincilikle bulandırılarak, diğer yandan da gerektiği kadar teknikle (Teknoloji değil!) donatılıp gözler kör edilerek, adeta cahilin cehaletini idrak edememe aşamasında sürdürülmektedir. Bu politikadan toplum mu yoksa emperyalist mi kârlı çıkmaktadır? Peki, siyasiler kimin ekmeğine yağ sürmektedir?
- 2025 acaba nasıl geçecek? 18 Ocak 2025 05:30
- Ekonomik kriz çevrimleri ve emek 12 Ocak 2025 04:51
- Emek zulmü meselesi irdelenmelidir 21 Aralık 2024 04:36
- Ortadoğu: Bataklığın kan gölüne dönüştürülmesi 14 Aralık 2024 04:31
- Asgari ücret konusu hafife alınmamalıdır! 07 Aralık 2024 04:50
- Çöküş ivmesi durabilir mi, durdurulabilir mi? 30 Kasım 2024 04:51
- Sistemin sis perdesi: Bütçe tartışmaları 23 Kasım 2024 05:00
- Akılcılığa yöneliş 16 Kasım 2024 04:51
- TÜYAP konuşmaları 09 Kasım 2024 04:25
- Cumhuriyet halk rejimidir, fakat… 02 Kasım 2024 05:08
- Kaos 26 Ekim 2024 03:57
- Kevork Ağabey, müjde, oğlun Nobel aldı! 19 Ekim 2024 04:46