Amerika ve Rusya'yla macera
ABD’yi dışlayarak, Rusya, Türkiye ve İran’ın Suriye’ye yönelik yürüttükleri Astana süreci çerçevesinde, Türkiye, İdlib’te çatışmasızlık ortamını sağlayacak “garantör ülke” olma şansını yakaladı. Harekat planı ve bölgeye girişiyse, “çatışmasızlık” peşinde olmadığını gösterdi. El-Nusra’yla anlaşarak girmiş, Afrin’i hedefleyen üç “denetim istasyonu” kurmakla yetinmişti.
Rusya, Amerika’yla Suriye politikasındaki uyuşmazlığı nedeniyle, önce Türkiye’nin “Fırat Kalkanı” bölgesini işgaline olanak tanımıştı. “Yeşil ışık” el-Bab’a kadar geçerliydi, güneyden Rus desteğindeki Suriye Ordusu gelmekteydi. Orada duruldu. Ardından S-400’ler anlaşması geldi. Ve İdlib. Tümü Rus “havuçları”dır. Rusya Türkiye’yi kendi stratejik doğrultusuna kazanma çabasındadır.
Ancak bunlar Rus “havuçları” olmak yerine “Türkiye’nin büyüklüğü ve gücü”yle “ayar vericiliği”nin belirtisi sayılmıştır. AKP Elazığ Kongresinde, C.Bşk., “Güçlü Türkiye, dünyaya ayar veren Türkiye olacaktır. Dünyanın geri kalanından fazlamız var, hamdolsun eksiğimiz yok” diye ilan etmiştir.
AKP Türkiye’si ne denli “büyüklük” iddiasında olsa da, Ortadoğu’da aktif olan iki başlıca gerçek büyük gücün Rus ve Amerikan emperyalizmi olduğu tartışmasızdır. İkisinin de Türkiye tarafından ayarlanmaya aldırmadıkları kesindir ve Türkiye’nin komşusu Suriye’de başaramazken gidip Peru ya da Tayland’a ayar verecek hali yoktur!
Rusya, kendi amaçlarıyla uyumlandırmaya çalışarak Türkiye ile yakınlaşma politikası izlemektedir. Ancak hâlâ Türk domatesine koyduğu yasağı kaldırmazken, İçişleri Bakanlığıysa, daha iki gün önce çalışanları için Türkiye’yi tatil yapılabilecek ülkeler listesinden çıkartmıştır.
Suriye’de Kürt örgütü PYD/YPG ile ittifaka yönelen ve Türkiye’nin Suriye’ye girmesini istemeyen ABD’nin ise, Türk-Rus hamleleri karşısında sessiz kalması beklenemezdi.
Suriye’de, sadece Türkiye’ye rağmen değil, giderek daha da açık görülmektedir ki, aynı zamanda Türkiye’ye karşı olarak da PYD/YPG’yi desteklemekte ve silahlandırmaktadır. ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Votel geçen yılın sonlarında eğittikleri YPG unsurlarıyla kuzey Suriye’de sınır muhafız birlikleri kurmakta olduklarını açıklamış, sonradan bu birliklerin “kuzey ordusu” adını alacağı duyurulmuştur. Burada kalınmamıştır.
Yılbaşı gecesi Rus birliklerini hedef alan bir saldırıda iki Rus askeri öldürüldü. 5-6 Ocak’taysa Rusya’nın Tartus’taki deniz ve Hımeymim’deki kara üslerine 13 insansız hava aracı saldırısı gerçekleştirildi. Rusya, saldırıların Türkiye’nin “garantörlüğü”ndeki bölgeden yöneltildiğini, ama sorumlusunun Türkiye değil, Türkiye’nin destekleyip güttüğü Ahrar-üş Şam adlı “muhalif” şeriatçı çete olduğunu açıkladı. Ancak AKP yandaşı gazeteler ABD’nin bu çete içinden bazı grupları ayartıp kendi yanına çektiğini ve Rusya’yla Türkiye’nin arasını bozmak üzere yönlendirdiğini yazdılar.
Eş zamanlı bir diğer gelişme ise, uygun fırsatı yakaladığını düşünen Suriye Ordusu’nun, Rusya’nın desteğinde güneyden İdlib’i elinde tutan şeriatçı çetelere karşı harekete geçip ondan fazla yerleşim yerini ele geçirmesi oldu.
Amerikalıları Rusya ile dengeleme politikası izleyen ve Rusya’yla henüz “iyi ilişkileri”ni sürdüren Türkiye’nin sıkıştığıysa kesin. Son olarak Erdoğan, 13 Ocak’taki Elazığ Kongresinde, peşinden Menbic’in geleceğini söyleyerek, Suriye’deki Kürt Kantonu Afrin’e yönelik tehdidini yineledi ve bu kez tarih verdi: “Bir haftaya kalmaz bir araya toplayıp ordu kurduklarını sandıkları çapulcuları nasıl darmadağın edeceğimizi görecekler”di! Gecesine kalmadı; Afrin top ateşine tutuldu. Yetinilmedi. Dışişleri Bakanlığı, orduyu kurmakta olan ABD’yi açıkça hedefe koydu: “Bu hatalı yaklaşımda ısrar edilmesini kınıyor ve Türkiye’nin ülkesine yönelecek her türlü tehdidi bertaraf etmeye kararlı ve muktedir olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.”
İlginç olan şu ki, Afrin’de Rus, Me nbic’teyse Amerikan askerleri var. Ve Osmanlı’yı ihya peşindeki Erdoğan’ın ve ardından Dışişlerinin tehdidi doğrudan “Orduyu kurmakta olan” ABD’yi hedef alıyor. Öte yandan, Erdoğan “kırmızı çizgileri” Suriye Kürtlerini de Moskova’da toplanacak “Suriye’nin Geleceği Kongresi”ne katmayı öngören Rusya’yı da zorluyor.
Fazla büyük bir macera!..
Evrensel'i Takip Et