Geçen hafta UNICEF ABD Temsilciliği bir basın açıklaması yaparak, gayet kibar bir dille Trump yönetimini ABD’ye sığınan çocuklara yönelik acımasız uygulamalardan vazgeçmeye çağırdı. Bu çağrının temel nedeni, Trump yönetiminin uygulamaya koyduğu düşmanca politikalar uyarınca çocukların ana babalarından ayrı tutulmaya başlanması. Basın açıklamasında, doğdukları topraklardaki şiddet ve yoksulluktan kaçarak ABD’ye sığınmış çocukların korunması gerektiği; ana babalarından ayrılmasının ve ayrı tutulmasının ise cezalandırma olduğu vurgulanıyor.

Basın açıklamasında, önceliğin ABD’ye sığınan çocukların korunması olması olduğu ve çocukların cezalandırılmasının kabul edilemeyeceği belirtiliyor. Trump yönetimine yapılan bu çağrının daha iyi anlaşılması için geçenlerde yapılan bir açıklamaya bakmak yeterli olabilir. Çocuklara yönelik tutum sorgulandığında bir üst düzey yetkili, “Eğer çocukları ile gelmekte ısrar ediyorlarsa, o zaman onları çocuklarından ayırabiliriz. Bunu göz önünde tutmaları gerek!” benzeri sözler söyledi. Bir diğer deyişle, Trump yönetimi çocukların ana babalarından alınacaklarını söyleyerek ABD’ye gelmek isteyenleri korkutmaya çalışıyor.

UNICEF ve diğer Birleşmiş Milletler kuruluşlarının hareket noktası ise çocukların korunması, yani Çocuk Hakları Sözleşmesi. Çocuk her yerde çocuk; sınırın hangi tarafında olursa olsun, nerede olursa olsun. Bu açıdan bakıldığında, çocukların bir korkutma aracı olarak kullanılması korkunç. UNICEF-ABD basın açıklamasında çocukların politikaya alet edilmelerinin doğru olmadığı vurgulanırken, ABD’ye sığınan çocukların, yolculuklarını ana babalarıyla tamamlamış olmalarının bir avantaj sayılması gerektiği de vurgulanıyor. Çocukların ana babalarından ayrı düşmemeleri, hem yeterince korunmaları, hem de gelişimleri açısından çok önemli.

Basın açıklamasında ana babalarından alınan ve ayrı tutulan çocukların karşılaşacağı sorunlara da kısaca değiniliyor. Ana babalarından ayrı tutulan çocuklar, nerede bakılırlarsa bakılsınlar istismar edilmeleri olasılığı çok daha yüksek. Yaşanan ayrılığın çocuklar için ağır ve travmatik olacağı, gelişimlerini olumsuz yönde etkileyeceği ve yetişkinlikte bile görülebilecek kalıcı etkileri olabileceği vurgulanıyor.

Çocukları ana babalarından ayırma politikası, öyle geçici bir uygulama değil. Tam tersine, geçen ay kimi yayın organlarında yer alan haberlere göre Trump yönetimi çocukları askeri üslerde barındırmaya hazırlanıyor. Göçmen ve sığınmacılara yönelik politikalar militarizm ile örüldüğü için bu hiç şaşırtıcı değil. Trump yönetimi için göçmen ve sığınmacılar bir tehlike; onlara karşı vatanı savunan Trump ise bir “vatansever başkan”, “büyük” devlet adamı!

Askeri üsler elbette tek seçenek değil. ABD’nin çok büyük bir hapis/tutukevi endüstrisi var. Tutukevi işletmek çok kârlı bir iş. Göçmen ve sığınmacılar da giderek büyük şirketler için kârlı bir iş olanağına dönüştürülüyor. Bu şirketlerden biri olan GEO Group, Teksas eyaletinde büyük bir gözaltı merkezi işletiyor ve bu merkezde çocuklara özel otobüs/midibüsler bulunuyor. İlk bakışta çocuklar için düşünülmüş, gayet donanımlı araçlar olumlu bir izlenim yaratabiliyor. Oysa çocuklar bir tutukevindeler! Korkunç bir çarkın göbeğinde, acımasız bir yönetimin elindeler!

Çocuklara yaşanabilir bir dünya, barış ve adalet gerek. Dünyanın tepesinde oturduğunu düşünen “büyük” devlet adamları ise çocuklara yaşanamaz bir dünya sunuyorlar. Çocukları düşündüğünü, sevdiğini söyleyen herkes bunun farkında olmalı.

Evrensel'i Takip Et