Bu sandık kapanmaz... CHP ile İnce 'o gece'nin asıl soru ve sorumluluklarından kaçamaz
Fotoğraf: Envato
İlkin onlara…
“Ne yazmış, bi’bakıp çıkacağım”, diyen vakti dar okura, özet...
Aşağıda uzuuun metnin ana fikri şu kısacık temenniden ibarettir:
CHP ve Muharrem İnce “Seçim sonucu adildi” mesaisine ara verip biraz soluklansa…
Ahaliyi ikna kampanyasına mola verse… de…
Mesela AA’ya, 1 saatte sonuç ilan ettiren kaynağını sorsa…
Sayımları daha başlarken anlamsızlaştıran AA’nın cevvaliyetinin sırrını öğrensek…
CHP ve İnce, AKP’yi aklayıp temize çekme hassasiyetine halel getirmeyi göze alsa…
Ve lütfedip gündem yapsa da…
Türkiye’nin dört bir yanında, handiyse sandıklar kapatılır kapatılmaz...
Evvelden alınmış karar gereği bir merkezden düğmeye basılmışçasına intibaı veren, AKP’li silahlı “milislerin” sokakları zapt etmesini sorgulasa…
Cadde ve meydanları atış poligonuna çeviren AKP ve (muhtemelen) MHP’li silahlı unsurların kendi kameralarına silahlı pozlar verip yayımlama maksadını kurcalasa…
Bu arada…
Müjdeler olsun!.. Maksat hasıl olmuş…
“Türbana özgürlük” ile özgürleşen ve elde silah tutacak kadar görünür hale gelen…
“Benim başörtülü bacılarım” hangi ara ne için bu kadar silahlandılar, elde belde silah dolaşmaya başladılar?..
Bi’ara bunu da araştırıp İnce’leseler…
Diyeceğim…
Anladınız!?
Âlâ..
Hadi selametle…
Sıkılmayı göze alan okurla baş başa bırakın bizi...
***
Saray’ın medya karteli…
Mesela Hürriyet…
Seçimden önce de Muharrem İnce’ye böyle geniş yer vermiş miydi, bilmiyorum…
Değilse, telafi etmiş…
Hem de ne telafi!..
Hürriyet’in pazar ilavesine kapak yapmışlar kapak, Muharrem İnce’yi…
Ayşe Arman, mülakat yapmış:
Muharrem İnce o geceyi anlattı (1 Temmuz 2018)
Hürriyet, hâlâ Atatürkçü okura hitap edebiliyor mu emin değilim…
Ancak “İnce ile konuşalım” kararını verenler, Hürriyet’in CHP tabanına seslenme kabiliyetini devam ettiği hükmünü taşıyor… arzu ediyor olmalı…
Zira intibaım o ki…
İnce adeta CHP/Kemalist seçmenin kafasındaki “O gece”ye dair kuşku bulutlarını dağıttırmak…
Seçim sonucunun güvenilirliği ve yenilginin haklılığı konusunda demokrat kesimi ikna ve teskin etmesi için manşete çekilmiş…
AKP’ye kem gözle bakılmaması konusunda yatıştırıcı telkinlerde bulunması beklenmiş, İnce’den…
Hoca’nın pratik zekası olayı çözmüş tabii:
İsteneni vermiş…
Sorumlu bir devlet adam portresi çizerken İnce, bazen sert fırça darbeleri atmış…
Bana düşmez söylemek ama lüzumsuz hırçınlıklara kapılmış… gibi.
Misal…
Mübalağa ötesinde telakki edilmeye açık kimi sui misallerden hareketle…
Adeta ve neredeyse…
Hâlâ “O gece ne oldu?” sorusuna takılıp kalanları, defterinden sildiği “şizofren” ve “psikopat”lar kategorisinde resmetmeye çalışmış…
Arman’a verdiği mülakatta da…
Muharrem Bey, aman öyleleri olmaz olsun diyerek…
Hasta ruhlu komploculara hadlerini bildirmiş…
Neden centilmence yenilgiyi kabul ettiğini bir bir anlatmış…
Meydanlarda çizdiği o kabına sığmaz, deli fişek profilinden eser doz serpiştirilse de satır aralarına…
Kemale ermiş kamil bir insan olarak seslenmiş seçmenlerine Muharrem Hoca, Ayşe Arman’ın teybi aracılığıyla...
CEKETE DÖKÜLEN AYRAN DETAYI DAHİ VAR AMA…
Eksik olmasın…
İnce Hocamız o gece ceketine dökülen ayrandan bahsedecek kadar teferruata girmiş… de…
Fakat nedense komplotif argümanlar ortaya atan o “şizofren” ve “psikopat” seçmenlerini, o geceye dair derin kuşkulara gark eden zemine pek değinmemiş… değinmiyor.
Endişeli seçmenden “komplocu paranoyaklar” yaratan süfli seçim sürecini odağına almamış… almıyor.
Oy ve ötesine dair “suç” kanıtları, İnce’nin radarına takılmamış ama
Bahse konu iddia ve şaibeleri…
Ya teğet geçmiş…
Ya da “O kadar da olur canıım” kıvamında, esası etkilemeyecek teferruat addetmiş…
CHP’Yİ ‘O GECE NE OLDU’ İNCE’LEMESİ İFRİT EDİYOR
CHP ve İnce, öfkelerinin nişan tahtasına, “O gece ne oldu” sorusu ile 24 Haziran’da sandık ve ötesini kaşıyanları oturtuyor…
Sosyal medyanın hiçbir mecrasında yokum…
Eş dost ya da haber portallarından öğreniyorum sanal alemde yazılıp çizilenleri…
CHP ve İnce’nin yaka silktiği denli miydi o mübalağa ötesi yazılanlar, bilmiyorum…
Fakat “O gece ne oldu sahiden?” sorusunu soran, soruları doğuran gecenin dinamiklerini sorgulayan kıymetli görüşler olduğunu biliyoruz…
Ama nedense ana aktör olarak Muharrem İnce…
Sadece Arman ile konuşmasında değil…
Sık sık tutulan tüm mikrofonlara…
Gazetecilikteki klişe tabirle… ‘Sorulan bir soru üzerine’ de “Adil olamayan seçim sürecini” hatırlatıyor…
Sadece bu anlarda …
Ve önemsizleştirici, “Evet böyle şeyler de konuşuluyor” tonunda…
O geceye dair negatif eleştiriler hep zoraki…
Hep düşük dozda…
Bu kısa değini tercihinin sebebi…
Kim bilir belki de bunlar zaten biliniyor…
Seçim sürecinde sıkça işledik…
Tekrarı ağlaklık olur inanç ve kabulüdür, belki de…
Kim bilir?!!…
‘O GECE’ YE DAİR HER ŞEY ANLATILIYOR AMA ESAS SORULARDAN KAÇILIYOR…
Fakat yine de insan takılıyor…
İnce ve başta Bülent Tezcan, CHP yönetiminin…
AKP/MHP/SARAY/YSK.. vesaireye dair kuşkuların dile geldiği soru ve suçlamaların önüne kendilerini atmalarını… anlamakta güçlük çekiyoruz…
Sanki son seçimler gibi bu seçimin de…
24 Haziran sürecinin de…
CHP dahil tüm muhalefetin enerjisinin -belki de- çoğunu/kayda değer kısmını emen bu seçim güvenliği meselesi değildi…
Sanki 24 Haziran sürecinde, “Dünyanın başka hangi ülkesinde sandık/oy güvenliği ana gündem maddesi haline gelir? Oy ve ötesinin selameti bu kadar tartışılır, irade hırsızlığı endişesi taşınır?” sorusu altı çizilerek dikkat çekici yaygınlıkta sorulmuyordu?
“O gece ne oldu?” sorusundan sıtkı sıyrılanlara bakılırsa….
Sandık ve ötesinin güvenliğini sağlamak için onlarca sivil inisiyatif/örgütlenme, komplocu zihinlerin ürettiği fiktif bir tehlikeyi bertaraf etmek üzere kurulmuş sanırsınız…
SEÇİM MEYDANLARINDA DİLLENDİRİLEN SANDIK VE ÖTESİNE DAİR ENDİŞELER NE ÇABUK UNUTULDU!
Sahi… 24 Haziran’da sandık ve ötesinde “seferberlik” ilan eden Muharrem İnce değil miydi?
CHP tüm seçmen ve parti yönetimlerini müteyakkız olmaya çağırmamıştı?
İnce ve CHP’nin “O gece”nin karanlık noktalarını beyaza boyama dürtüsüyle telaşlı heyecanını gördükçe, hayretle sual eyleme duygumuz depreşiyor…
Zira sanırsınız ki…
24 Haziran’da parti devleti ülkesinde yer yer namluların gölgesinde oy kullanılıp sayılmadı da…
Son derece güvenilir ve demokratik sistem içinde seçim idrak edilmiş gibi, olağan şüphelileri aklama gayretindeki bu hararetli çaba niye, anlamak güç?
CHP’nin seçim sürecini, sandık ve ötesini aklama gayretkeşliğini neye yormalı?
Sahi Muharrem Hoca seçim sürecinin muktedirine, Saray ve tebaasının sandık karnesine neden geçer not vermekte telaş ve acele diyor?
SOLDA BİAT VE İTAAT YOK, SORULARIN YAKASINDAN DÜŞMEMEK VAR
Tamam zaten yeterince “O gece ne oldu?” suali varken, ben ilavelerini üretmeyeyim…
Tamam AKP yönetimin takdirine mazhar olmayı, adil ve kamil lider olmanın mükafatı saysın, Muharrem İnce…
Lakin ziyadesiyle ikna turu at(tırıl)an ve konuş(turul)an Muharrem İnce…
İnce’lik göstersin, ortada duran kimi kritik sorulara da açıklık getirsin…
Lüzum yok, tekrara…
CHP, İnce ve ekibi de biliyordur, okumuşlardır…
“Şizofren” ve “paranoyak” tweetlerde ortaya atılan iddiaları takip edip kayıt eden CHP ve İnce, kurmayları…
Çağrım size:
Hadi bizim gazetenin, Evrensel’in yayımlarını bir kenara koyalım…
Seçimde CHP ve İnce’ye destek atan mesela Cumhuriyet’in derlediği sorulara(*) cevap verin…
Cumhuriyet yazarı, mesleğimizin medarı iftarı Çiğdem Toker’in seçim ertesi peş peşe yazdığı yazılarda (**) gündeme taşıdığı karanlık noktaları aydınlığa çıkarın…
Bırakın ipe sapa gelmez bulduğunuz o “meczup komplocu iddiaları”…
Siz, “Asıl sorudan kaçmak”(**) yerine…
Okurlarının da hislerine tercüman olan Çiğdem Toker’in vicdanlı kaleminden dökülen “acaba?”lara açıklık getirin…
Devlet adamı tavrınız ve olgun duruşunuzla İktidarın iltifat ve takdirlerinden (***) sıkıldığınızda…
Sağ salim… Adil yenildiğinize dair yemin billahlı ikna turunuza az biraz soluk verdiğinizde…
24 Haziran gecesi duruşunuzla…
Sahiden ama sadece “dur”uşunuzla iltifatlarına layık olduğunuz çevrelerin canını sıkacak soruları sormaya başlarsınız belki…
İKTİDARIN TAKDİRİNE YASLANMA DEĞİL HIŞMINI GÖZE ALABİLME CESARETİ…
Mesela, yazımızın girişindeki o soruyu…
Sayım daha yeni başlamışken neredeyse seçimin galibini ilan eden Anadolu Ajansının takdire şayan(!) performansını (****) sorgularsınız?
(Hem CHP de bu işler nasıl yapılıyormuş öğrenme fırsatı bulur bu sayede… diyeceğim ama belki siz o gece CHP’de yaşanan sadece teknik bir cehalet ve rezalet mi yoksa?.. ‘yoksa’yı da incelersiniz)
AA’nın birkaç yüz kişilik muhabir kadrosuyla (evet, sayısını galiba YSK’nin de tam bilemediği) yüz binlerce olduğu sanılan sandıktan bir iki saatte o sonuçlara kim(ler)le, nasıl ulaştığını merak eder sorarsanız, biz de öğreniriz?
Neredeyse sandıklar kapanır kapanmaz sokakları zapt eden AKP milislerinin Saray şerefine silahlı eylemlerinin peşine düşersiniz?
Saray’ın sivil muhafızlarının yüzünü ve silahını saklamadan, görevlendirdikleri anlaşılan kendi kameralarına göstere göstere, meydanlarda nasıl silah ve atış talimi yaptıklarını?.. (*****)
Mesela Eski Habipler Meydanı’nı hangi cesaretle “Habipler atış meydanı” ilan ettiklerini?.. (*****)
O gece sokağa salınan silahlı milislerin ipini kimin tuttuğunu belki merak eder, sorgularsınız…
Madem Erzurum’dan önümüzdeki seçim çalışmasını başlatacağınızı ilan ediyorsunuz…
Saray’ın sivil silahlı milislerinin “hazır kıtalar” olarak AKP’nin sandıktan ötesi için kime karşı sokağa sürüldüğünü sual edin ilkin…
Ki, o gece “Muharrem nerede?” diye arayan milyonlara yeniden “seferberlik” çağrısı yapmaya hakkınız olsun…
“Anadolu Ajansının süfli sırrını deşifre etmeden ne seçiminden bahsediyorsun Muharrem Hocam?!!” diye yakanıza yapışan çıkarsa sakın şaşırmayın…
Zira…
Sağcılar gibi itaatkar değil solcular, hesap sorar, bilirsiniz…
Solcuların demokrasi terbiyeleri, “Büyüklerimiz ne diyorsa…”cı değil…
İcabında “terbiyesizliği” ele alacak kadar dik başlı hadsizlikten de geri durmaz…
Hatırlatması bizden olsun…
Tabii CHP solu kesede keklik sayarak, sağ ile flörtü hepten nikah masasına taşımaya heveslenmiyorsa…
--------------------
(*) Cumhuriyet, Sandıktan soru işaretleri çıktı, Sinan Tartanoğlu, 30 Haziran 2018
(**) Cumhuriyet’te yayımlanan Çiğdem Toker’in ilgili yazıları:
İnce’nin pazar gecesi 26 Haziran 2018
Erken kabullenişteki tuhaflık 27 Haziran 2018
Asıl sorudan kaçmak, 29 Haziran 2018
Sonuna dek beklense ne olurdu? 1 Temmuz 2018
Sahip çıkma becerisi, 3 Temmuz 2018
(***) AKP Sözcüsü Mahir Ünal, “Muharrem İnce CHP’nin doğal lideri haline gelmiştir”, 26.06.2018
(****) Soner Yalçın, Sözcü, AA’nın sakladığı sır, 29 Haziran 2018
Soner Yalçın, Sözcü, Polise seçimde gizli görev, 3 Temmuz 2018
Soner Yalçın, Odatv, Seçimlerde kullanılan polis WhatsApp grubu, 4 Temmuz 2018
- 'Zamanın Ruhu' söyle bize: Sputnik’ten Sabah’a; grev kırıcıları ne yana düşer, bizim eski Beko İşçisi Kamber ne yana?.. 30 Eylül 2023 04:17
- ‘Beşli Çete’nin Nihat Özdemir’i ile İbrahim Çeçen Akbelen’de hayatı katlediyor ey insanlık… Desek, hedef mi göstermiş oluyoruz?.. 29 Temmuz 2023 04:40
- Muhasebe aynasına bakarak iğneli fıçıda dertleşme yazısı: Anlatılan sizin de hikayeniz olabilir mi? 18 Temmuz 2023 04:10
- Soner Yalçın’a Sözcü’deki okuru da sormalı: Kılıçdaroğlu’nu elimine etme karargahı olarak gösterilen, RTE’nin “Eski Özel Kalem Müdürü” Hasan Dağcı’nın yalısını yurt edindiğin iddiası doğru mu? 06 Mayıs 2023 04:38
- "Kılıçdaroğlu kazanamaz" yargısına iman ederek "millet"i devirmeye kalkmak, muhalefeti bölerek "Erdoğan kazansın" demenin Akşenercesi olur!.. 04 Mart 2023 04:22
- Atacağım hiçbir başlık, bu alengirli işleri izah edemez, isterseniz buyurun bir de siz deneyin… 24 Aralık 2022 04:48
- Otopsi Masası Raporu 2: Hulki Cevizoğlu gibi ikametgahını Saray’ın Bekçi Kulübesine aldıran ‘Ulusalcılar’ bakın kime benziyor… 10 Aralık 2022 04:27
- Otopsi masası raporu: Ahmet Hakan "gereğini yapıyor" olmanın gözünü çıkarırken, "yayın yasağını savunan genel yayın yönetmeni" olarak tarihe geçti 03 Aralık 2022 03:32
- Embedded Cüneyt (Özdemir) "Z Kuşağı"nı Saray'a "iliştirme" mesaisinde 03 Eylül 2022 04:20
- Halkı, basın özgürlüğü mücadelesiyle dayanışmaya çağırdığımız destek kuvveti saymakla yetinmeyelim… Medyanın demokratikleştirilmesi mücadelesinin kurucu öznesi, ikinci asli ayağı olarak örgütlemeyi tartışalım… 13 Temmuz 2022 04:40
- Rasim O. Kütahyalı herhangi bir devlet kurumunun elemanı mı? Değilse, neden ‘devletin bazı kurumlarındaki üstadlarımız’ diyor? Kim bu üstadları? 07 Haziran 2022 04:10
- İmamoğlu otobüsü devirdi – 2: Sol muhalefetin huzuruna Özkök ve Alçı ile çıkmanın, Cem Küçük ile ‘sivil ölüm’ mahkûmu 'Barış akademisyenleri’ni ziyarete gitmekten ne farkı var!.. 17 Mayıs 2022 00:06